0530 708 54 54
0530 708 54 54
26 Mayıs 2019 Pazar 14:11:00 - Güncelleme:26 Mayıs 2019 Pazar 14:14:00

Mehmet Kancı: İran'ın kaderi birçok ülkenin geleceğini belirleyecek

ABD ve İran arasındaki gerilimin yükselmesi ve ABD'nin Ortadoğu'ya takviye askerler göndermesi İran sorununun ne olacağı ve nasıl sonuçlanacağına ilişkin soruları tekrar gündeme getirdi. Konuya ilişkin M5 dergisine yazan Mehmet Kancı, "İran'ın kaderi birçok ülkenin geleceğini belirleyecek." ifadelerine yer verdi.

TM Dijital Haber Merkezi

Ortadoğu'ya ABD'nin yeni askerler göndermesi, Körfez ülkelerine ait gemilerin saldırıya uğraması bunun yanı sıra Irak'ta ABD varlıklarına saldırı düzenlenmesi İran'a yönelik olası müdahaleleri tekrar gündeme getirdi.

İran'ın kaderi bir çok ülkenin geleceğini belirleyecek başlığı ile M5 dergisine gündemi değerlendiren Mehmet Kancı, "Amerika Birleşik Devletleri bununla da yetinmeyerek, İran’ın Buşehr nükleer kapasitesini artırmaya yönelik girişimlerinin de yaptırım kapsamına alınacağı uyarısında bulundu. Tahran yönetiminin yalnızca enerji satışını değil, ülke içerisinde elektrik kullanımını dahi tehdit eden bu yaklaşımın hedefinin İran toplumunu «Taş Devri”ne geri göndermek olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır." dedi.
 
Tamamı M5 dergisinde yayımlanan yazıda dikkat çeken detaylar ise:
 
YENİ METOT VENEZUELA’DA

2009-2012 yılları arasında Mahmud Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde reform talebiyle ortaya çıkan “Yeşil Hareket”in başarısızlığı, Washington’u, İran’daki rejimin ancak dışarıdan müdahaleler yoluyla yıkılabileceğine ikna etti. İran petrollerini millileştiren Başbakan Muhammed Musaddık’ı 1953’te deviren CIA darbesini ya da eski Doğu Bloku ülkelerinde sahneye konan ancak artık verim alınamayan Renkli Devrimleri tekrarlamak mümkün olmadığına göre Beyaz Saray’daki şahinlerin yeni bir metot bulması gerekiyordu.
 
Bu metot, bugün Venezuela’da senaryosu ileri bir safhaya ulaşmış olan, hedef ülkenin su, gıda ve enerji güvenliği alt yapısını çökerterek ekonomik ve sosyal çalkantılara yol açılması olarak belirlendi. İran’ın kapalı yapısı nedeniyle Venezuela kadar detaylı bir şekilde gözlemleyemesek de Tahran rejiminin ekonomik sistemine kurulan kapan yaklaşık bir yıldır ülkedeki kamyoncuların bitmeyen grevler düzenlemelerine, çeşitli kentlerde ani gelişen protesto eylemlerine ve sosyal medya üzerinden uluslararası topluma ulaştırılan sivil itaatsiz mesajlarına ivme kazandırmış durumda.
 
Bu ekonomik kapanın son adımı ise 5 Kasım 2018 tarihinde başta petrol ithalatı olmak üzere İran’ın enerji ve gemicilik sektörüne getirilen yaptırımlar oldu. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 8 ülkeye Mayıs ayına kadar tanınan muafiyetin de sona ermesiyle dünyanın kanıtlanmış dünya rezervleri açısından dördüncü sırasındaki İran’ın bu kaynaktan gelir elde etme imkânı neredeyse sıfırlandı.
 
Amerika Birleşik Devletleri bununla da yetinmeyerek, İran’ın Buşehr nükleer kapasitesini artırmaya yönelik girişimlerinin de yaptırım kapsamına alınacağı uyarısında bulundu. Tahran yönetiminin yalnızca enerji satışını değil, ülke içerisinde elektrik kullanımını dahi tehdit eden bu yaklaşımın hedefinin İran toplumunu «Taş Devri”ne geri göndermek olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
 
AVRUPALI TARAFLAR CESARET GÖSTEREMEDİ

İran›ın yeni yaptırım sürecine yanıtı ise önce JCPOA Anlaşması’nın taraflarına imzalarına sahip çıkmaları yönünde çağrı yapmak oldu. Ancak ABD ile hâlihazırda başları F-35, NATO katkı payı ve Kuzey Akım-2 Projesi nedeniyle belada olan anlaşmanın Avrupalı tarafları Fransa, Almanya ve İngiltere bu cesareti gösteremedi.

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX