Ortodoks kiliseler ve ‘parçalayıcı’ siyaset

Yayın Tarihi: 13 Ekim 2018 Cumartesi 11:03:00

Güncelleme Tarihi: 13 Ekim 2018 Cumartesi 11:13:00

Rusya Kilisesi’nden ayrılarak bağımsız olmak isteyen Ukrayna Kilisesi, Moskova’dan gelen tehditlere rağmen Fener Rum Patriği Bartholomeos tarafından destekleniyor. Makedon Kilisesi ise Sırp Kilisesi’nden ayrıldığından beri Ortodoks dünyada tanınmıyor. Hatta Makedon Kilisesi ‘bölücü’ olarak nitelendiriliyor…

Nesli ÖZKAY / Star Açık Görüş

1991’de Sovyetler’den ayrılarak bağımsız olan Ukrayna için her manada yeniden bir yapılanma süreci başladı. 2013’te Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in, AB ile yakın ilişkiler kurmayacağını açıklamasının ardından ülke Rusya’yla Batı yanlıları arasında bölündü. Avrupa yanlıları, 2004’te Yanukoviç’i deviren Turuncu Devrim’le siyasi üstünlük sağlamıştı. 2010’daysa Yanukoviç’in yeniden seçilmesiyle Rusya yanlıları güçlendi ve Batı yanlısı eski Başbakan Timoşenko yolsuzluk suçlamasıyla hapis cezası aldı.

Brüksel, Kiev’le anlaşma için Timoşenko’nun özgür bırakılmasını şart koştu. Fakat Ukrayna bunu reddetti ve AB’yle anlaşmanın hazırlıklarını dondurdu. Moskova, Kiev’in Batı’ya yaklaşmaması için kendi gümrük birliğine almayı isterken, Ukraynalı yetkililer Rusya’nın ekonomik ve ticari ilişkileri kesme tehdidinin etkisi altındaydı. Yanukoviç’in AB ile anlaşmayı askıya alması, Brüksel’in Doğu Avrupa’daki altı eski Sovyet ülkesiyle yakınlaşma amaçlı ‘Doğu Ortaklığı Projesi’ için bir darbe oldu. 2014 yılında Meydan Protestoları ile yönetimden uzaklaştırılan Yanukoviç’in ardından Turuncu Devrim’de etkin isimlerden olan Petro Poroşenko Ukrayna Cumhurbaşkanı seçildi. Poroşenko, Rusya karşıtı, Batı yanlısı bir siyaset takip ediyor.

Puzzle’ın diğer parçası

Poroşenko’nun bu tutumu Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Rus Kilisesi’nden ayrılması konusuna kadar uzandı. Bu konuda ilk atak 2016’da yapıldı. İktidar partisi milletvekilleri, bu talebi Fener’e iletti. 2018’de Fener Rum Patriği Bartholomeos’la görüşen Poroşenko, Ukrayna’nın milli kilisesini kurma konusunda başarıya yaklaşıldığını belirtti. Ardından Ukrayna, Rus Ortodoks Patrikhanesi’nden ayrılmak için Fener’e başvuru yaptı.

Ukrayna bağımsızlık isteyen tek Ortodoks Kilisesi değil. Makedonya Kilisesi de bağımsız olarak tanınmayı bekliyor. Ancak 1967’de Sırp Ortodoks Başpsikoposluğu’ndan ayrılan Makedonlar Ukrayna’nın yarısı kadar yol alamadı. Yalnızlık çeken Makedon Kilisesi, 2017’de Bulgar Kilisesi’nden onların “ana kilisesi” olmasını istedi. Bulgar Kilisesi bu teklife sıcak baktığını konuyu görüşmek üzere bir komite toplayarak belli etti. Ardından Bulgar bir gazeteci Bulgar Kilisesi’nin “İstanbul’dan kızgın mektuplar” aldığını yazdı.Ardından Fener, Makedon Kilisesi’ni ‘bölücü’, Bulgar Kilisesi’ni ‘bilinçsiz’ ilan etti.

“Ortodokslar Katolik dünyayla mı bütünleşiyor?” Bu sorunun sorulma sebebi 2016’da Papa Francis ile Moskova Patriği Kirill’in Havana’da gerçekleştirdiği görüşme. Bu, Roma Katolik Kilisesi ile Moskova Patrikhanesi liderlerinin, 1054 yılında iki kilisenin birbirinden ayrılmasının (Great Schism of 1054) ardından yapılan ilk görüşmeydi. Papa’nın “Bugün lütuf günü. Patrik Kirill ile görüşme tanrının hediyesi” şeklindeki açıklaması soru işaretlerini artırmıştı. Francis, 2014’te de Bartholomeos ile İstanbul’da görüşmüş ve samimi açıklamalar yapmıştı. Bu görüşme de din adamları tarafından “Papa, Fener’i Hıristiyan birliği için vazgeçilmez görüyor” şeklinde yorumlanmıştı. Kiliselerin birleşmesi için ise Papa’nın rolünün yeniden tanımlanması gerekiyor. Bu da böyle bir birleşmenin gerçekleşmeyeceğinin bir göstergesi olarak düşünülebilir.

Ortodokslar bir bütün mü?

2015’te dönemin ABD Başkanı Obama’nın desteklediği Papa Francis, ABD gezisinde Obama tarafından bir ilk olarak havalimanında karşılandı. Bu karşılamanın gerçekleştiği anda Cumhurbaşkanı Erdoğan da ilk olarak Rusya lideri Putin ile Moskova’daki Merkez Camii’nin açılışına katıldı. Bu dünyadaki güç dengesi için önemli bir mesajdı. ABD, Katolik dünya üzerindeki etkisini, Rusya ise Roma ve Fener’e karşı safını açıkça gösterdi. Katolik Kilisesi’nin aksine, Ortodoks dünyada otorite çeşitli. Ortodokslar arasında İstanbul Patriği teorik bir önceliğe sahipken siyasi güç Moskova Patriği’ne ait. Lozan Antlaşması ile sadece dini bir kurum olarak kalan Fener’in, bu statüsünden rahatsız olduğu ve bu durumu değiştirmek adına diğer kiliseler ile görüşmeler gerçekleştirdiği biliniyor. 2010’a kadar Bartholomeos’dan sonra patrik seçiminin nasıl yapılacağı bile belirsizken Türkiye, patrik olacak aday sıkıntısı çekilmemesi için göreve talip olan 14 Ortodoks metropolite uluslararası anlaşmalar uyarınca Türk vatandaşlığı ve pasaportu verdi. Yeni Türk vatandaşı 14 metropolitle birlikte patrikhanedeki dengeler de değişti.

İlk sınav 2016’da verildi. Ortodoks dünyanın manevi liderleri 13 yüzyıl sonra Girit’te bir araya geldi. Toplantıya tüm Ortodoks Kiliselerin katılması beklenirken, Rusya, Gürcistan, Bulgaristan ve Antakya Kiliseleri katılmayı reddetti. Bu toplantının ilk olarak Aya İrini’de toplanması kararlaştırılmıştı. Rus tarafının İstanbul’a gelmeyeceğini bildirmesi üzerine Girit’te karar kılındı. Ancak Bulgar Kilisesi, Fener’in tüm patrikler gibi yuvarlak masada temsil edilmesini istedi. Fener reddetti. Önce Bulgar Kilisesi, ardından diğer kiliseler Girit’e gitmeme kararı aldı. Rus Kilisesi’nin bunun büyütülecek bir şey olmadığını ifade etmesine karşın bu tavır bir boykot olarak değerlendirildi. Moskova “dünya Ortodokslarına karşı manevi bir mücadele” yürütmekle suçlandıysa da Fener’in Moskova karşısındaki gücü sınandı.

Rusya-ABD rekabeti

Bu olaylar ışığında Ortodoksların bölündüğünü ve Moskova’nın arzuladığı Ortodoks liderliğinden uzak olduğunu görüyoruz. Batı’nın Ukrayna meselesinde duruşu göz önüne alındığında Batı tarafından desteklenen Fener’in Moskova’nın karşısına dikilmesi çelişkili bir durum değil. Asıl çelişki Fener’in Ukrayna ve Makedonya’ya farklı tavır takınması.

Bu noktada Bartholomeos’un ikili siyasetinin sebebi Ortodoks dünya üzerinde bir Rusya-Batı çatışması olarak görülebilir. Rus Patrikhanesi kendi çıkarları doğrultusunda Ukrayna’nın bağımsızlığına karşı çıkarken Fener’in adımları Batı’nın çıkarları ile paralel bir görüntü sergiliyor. Rusya, Makedon Kilisesi’nin Fener tarafından tanınmamasına eleştirel yaklaşıyor. Fener’e olan ABD desteği, Sovyetler’in çöküşü ile birlikte ABD’nin dış politik hedefi haline gelmişti. ABD, Rus Patrikhanesi’nden ayrılan Baltık ülkeleri kiliseleri ile Ukrayna ve Gürcistan kiliselerini kullanarak, Rusya’nın dış politikasına nüfuz etmeye çalışmıştı. Ukrayna Kilisesi’nin bağımsızlığını istemesi ise, İstanbul ile Moskova Kiliselerini karşı karşıya getirdi. 9 Eylül’de Bartholomeos’un Kiev’e temsilci gönderme kararıysa ortamı iyice kızıştırdı. Rusya Ortodoksları bu kararı “eşi görülmemiş kaba bir karar” olarak nitelendirdi.

Her ne kadar Katolik ve Ortodoks dünya liderleri bir araya geldiklerinde birlikten bahsetseler de, gerek ABD-Rusya arasındaki güncel nüfuz yarışı gerek Ortodoks dünyadaki rekabet alanları hesaba katıldığında, ne Roma Katolik Kilisesi’nin Haçlı seferleri sırasında İstanbul’da katlettiği binlerce Ortodoks nedeniyle bölünen Hıristiyan dünyasının mirasını bir araya getirmek ne de Fener-Moskova arasında bölünen Ortodoks dünyanın birleşmesini sağlamak mümkün gözüküyor.