Estetik sadece görsele değil duygusal evrenimize de hitap eder 

Op.Dr. Bilgehan AYDIN

Genellikle algı duyumu anlamında kullanılır. Beş duyu organımıza hitap eden bir kavramdır. Estetik, ilk izlenim olarak insanlarda görsel bir çağrışım yapsa da aslında tüm duyusal evrenimize hitap eder. Estetik cerrahide yaygın olarak temel kavramlarını bu bakış açısıyla ele almalıdır. Estetik günümüzde sırf görselliğe atfedilmiş bir ticari olgu üzerinde çok hızlı gelişim kaydetme eğilimindedir. Hal böyle olunca toplumda bazı algılar da dar bir alana hapsedilmiş oluyor. 

Beş duyu organımızdan görme özelliğini kaybettiğimizde bizim için estetik algısı nereye evrilir veya doğuştan görme engelli birisinin bedenler ve kişiler hakkında nasıl bir algısı vardır. Bu durumu özetlemek adına çok sevdiğim şu cümleyi paylaşmak isterim: “Müziğin sesini duymayanlar, dans edenleri deli zanneder.” Örneklemek gerekirse görme engelli bir erkek ile ilk kez tanışan modern zaman güzeli bir kadının, çevresinden son derece takdir gören estetize edilmiş burnu, kulakları ve bol dolgulu dudakları aynı etkiyi karşı tarafta yaratmayabilir. Oysaki aynı kadının son derece duru bir ses tonuyla etrafına verdiği pozitif enerji ilk tanışmadaki sıcaklığı çok etkili olabilir. Bir başka örnek de muhteşem görünüme sahip bir kişinin ter kokması tüm algıyı negatife çevirebilir. Hepimizin çokça şahit olduğu bir diğer durum da ikonik bazı tiplerin herhangi bir konuda fikirleri alındığında ne kadar yetersiz oldukları herkes tarafından algılanmakta ve beden görüntüsünün yarattığı olumlu ilk izlenim hızlıca ortadan kaybolmaktadır. 

Tüm bu örnekler, estetik yönetiminin topluca ele alınarak her duyuya hitap eden, sosyal, psikolojik ve kültürel olarak desteklendiğinde ise tam olarak başarıya ulaşabileceğini vurgulamaktadır. Toplumun tüm katmanları tarafından kabul gören, modern, bakımlı, bedenine özen gösteren, ifade gücü yüksek, manevi değerleri ile barışık bir kişinin, toplam estetik algısında estetik ikonik tiplerden çok daha etkili olabileceğini düşünüyorum.  

Bu anlamda beden üzerinde yapılması istenen müdahalelerin, uygulayıcılar tarafından analiz edilmesi ve talepte bulunan kişilere ticari kaygılardan uzak bir yaklaşımla anlatılması gerekir. Adı estetik veya kozmetik diye anılsa dahi uygulamalar tıp biliminin kurallarına uygun ve etik yapılmalıdır. Estetik uygulamaların hekimler tarafından yapılabilmesinin en önemli alt metni öncelikle hekim olduğumuzu unutmamamız gerektiğidir. ‘Önce zarar verme’ ilkesinden asla taviz vermemek hekim sorumluluğunun bence en önemli mihenk taşıdır.