0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Bir bakın...

Edirne’den Mardin’e, Sinop’tan Muğla’ya, Van’dan İzmir’e yaklaşık bir aydır hem yurt içinde hem de yurt dışında hareket halindeyim, bu hareketliliğin arasına bir de Avusturya eklendi! 

Avusturya turnem, 18 Mart Çanakkale Zaferi’mizin seneyi devriyesinin arifesinde Yeni Zelanda’da kardeşlerimizin vahşice katledilmesinin sonrasına denk geldi! 

Malumunuz Avusturya, tarihin en namlı zalimlerinden biri olan Hitler’in memleketi! 

Hemen hemen her yıl pek çok kez gittiğim Avrupa’da, vatandaşlarımızı hiç bu kadar tedirgin görmedim desem, inanın abartmış olmam! 

Evet, yakılarak can veren kardeşlerimiz oldu! 

Evet, birçok kez camilerimiz kundaklandı! 

Bu sefer de Yeni Zelanda’da kardeşlerimizin maruz kaldığı vahşet, tabiri caizse 104 yıl önce dedelerimizin Çanakkale’de yaşadıkları vahşeti aratmadı! 

Şu günlerde, Kültür Bakanlığımızca Çanakkale Savaşı’nda Çanakkale’de hastane olarak kullanılmış bir binanın müze yapılma çalışmasında, sanat danışmanı olarak görev almaktayım. Bugün harabe bir halde bulunan binayı gezerken bir yere geldiğimizde projede, beraber çalıştığımız tarihçi Sayın Burhan Sayılır kardeşimin durup, ‘’Burası bombalanan kısım’’ dediğinde kanım dondu, çünkü bütün dünyanın tanıdığı savaş hukukuna göre, hastane ve camiye asla saldırılmaz! 

Gelin görün ki, barışta bile kan sıçradı Müslümanların secdeye vardığı halılara! 

Oysa, Yeni Zelanda’dan her yıl 15 Nisan’da, kafileler halinde ülkemize gelinir ve hiçbirinin ayağına diken batmaz, taş değmez her biri de layıkıyla misafir edilirler! 

Bütün bunları neden yazdım biliyor musunuz? 

Başta Sayın Cumhurbaşkanımızın ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Bey’in her fırsatta dillendirdikleri, ‘’Beka meselesi’’ nin Cumhur İttifakı’nı oluşturan kendi partililerince layığı veçhiyle idrak edilmemiş olduğunu görmemdendir! 

104 yıl öncesinde dedelerimizin Çanakkale’de yaşadıkları vahşet, merhum Mehmet Akif Ersoy’un ‘’Çanakkale Şehitleri’’ şiirinde dediği, ‘’Tek dişi kalmış canavar’’ ın yaşattığı vahşetti! 

Lakin, bugün yaşananlar o, ‘’Tek dişi kalmış canavar’’ ın yaşattığının çok daha ötesinde bir vahşettir! 

Bu vahşet, Siyonizm’in vahşetidir! 

Bu vahşet, Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da başladı ve bugün dünyanın dört bir tarafına yayılmakta! 

Bu Siyonist vahşetinin hedefi de, tüm dünyada, dini, dili, ırkı ne olursa olsun tüm mazlumlara uzanan tek el olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti! 

Demem odur ki, böyle bir zamanda, hem de secdeye vardığımız halının üzerine Müslüman kanının akıtıldığı anda küskünlük en büyük dalalettir! 

Demem odur ki, bu zamanda, ‘’Aman benden sonrası tufan olsun’’ duygusuyla bir kenara çekilmek, saf değiştirmek, başkalarının değirmenine su taşımak, en büyük ihanettir! 

Evet gün, “Söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır.” deyip şahsi, nefsani duyguların bir kenara bırakılıp, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan deyip bir olmak, beraber olmak, diri olmak, her zamandan daha fazla iri olmak zamanıdır! 

Gün, ‘’Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır.’’ şuuruyla vatanın her karış toprağını bir değil, en az birkaç kez dolaşma anlatma günüdür! 

Yeni Zelanda’daki vahşeti yaşatan katil, kaç kez Türkiye’ye gelmiş dolaşmış bir bakın? 

Fatih Sultan Mehmet Han'ın haddini bildirdiği, zindana kapattığı Kazıklı Voyvoda’nın zindanının bulunduğu Tokat’a kadar gelmiş mi bir bakın? Vesselam… 

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

Pers Aklı

18 Nisan 2024

Benden demesi

16 Nisan 2024

Distopya

14 Nisan 2024

Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?

11 Nisan 2024

Seçim mi seferberlik mi?

09 Nisan 2024

Beceremedi

07 Nisan 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX