17 Eylül 1176, 17 Eylül 1961, 17 Eylül 2019!

Ülkelerin, milletlerin tarihlerinde öyle günler vardır ki, eğer bu günler ülke idarecileri, ülkeyi idare etmeye talip siyasiler ve vatandaşları tarafından layıkıyla bilinmez ve idrak edilemezse, o ülkenin, o milletin yaşadığı hali tahlil edip sağlıklı bir hedefe yürümesi zordur! 

Tıpkı 17 Eylül 1176 tarihi gibi! 

Ne olmuştu bundan tam 843 yıl önce bugün? 

Miryokefalon Savaşı! 

Sebep neydi? 

Bizans’ın, Türkiye Selçuklularından Danişmentlere ait bazı kale ve şehirleri istemesi... 

Bizans’ın Türkleri Anadolu’dan çıkararak Anadolu’ya hükmetmek istemesi... 

Peki sonuç ne olmuştu? 

Elbette, birçok sonucu olmuştur bu savaşın, lakin en önemli sonucu Türklerin Anadolu’dan atılamayacağının ve Anadolu’nun kesin bir Türk yurdu olduğunun anlaşılmasıdır! 

Bir başka ifadeyle, 1071’in üzerinden 100 yıl geçmiş, lakin 100 yıl öncesinde 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nde ders almayan Bizans, 100 yıl sonra tıpkı 1071’deki emelleriyle Miryokefalon’a gelmiş, dersini de alıp gitmişti! 

İşte, aradan geçen 843 yıla rağmen ne Bizans’ın ne de bugünün Bizans mirasyedilerinin hayalleri hiç değişmedi! 

Fazla uzağa da gitmeye gerek yok, 1176’dan tam 739 yıl sonra 1915’te bir araya toplanıp Çanakkale’ye gelişlerinin sebebi de bu değil miydi? 

Aslına bakarsanız, I. Dünya Savaşında karşımızda olan Yedi Düvelin de amacı neydi? 

Elbette, 1176’da Türk vatanı olan Anadolu’dan Türkleri çıkarmak... 

Nihayetinde, 29 Ekim 1923’te devletin sadece adı değişti ve adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu! 

Tabii ki, bu savaşlar Türk Milleti’nin büyük bedeller ödemesine de sebep oldu! 

1928’de yapılan nüfus sayımında nüfus 13.500.000 idi, bu nüfusun 7 500 000’i kadın ve çocuk, diğer kısmı da yaşlı ve savaş gazisi idi! 

Neredeyse taş üstünde taş, yanmamış şehir kalmamış, vatan toprağının imar edilmesi en önemli önceliklerdendi! 

Tek parti dönemi derken, vatanlarından kopup Anadolu’yu son sığınak gören kardeşler de geldikten sonra, 1946’dan sonra demokrasiye geçişle beraber, DP iktidarıyla özellikle altyapı çalışmaları hız kazanmış, iş, aş üretecek fabrikalar da açılmaya başlanmıştı. 

Tüm bunlar olurken, 1176’da 1915’te gelenler emellerinden vaz mı geçtiler? 

Asla...! 

Ne garip tevafuktur ki, yine bir 17 Eylül’de (1961) Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes idam edilerek şehit ediliyor! 

Sadece strateji değiştirdiler, nasıl mı? 

Tüm farklılıklarını bir tarafa bırakıp sadece dünya ve ahiret kardeşliği tanımında sırt sırta ölüme koşmayı, ölmeyi şeref bilen Türk Milleti’ni birbirine bağlayan, ‘’Aidiyet’’ duygusunu zayıflatmak bağışıklık sistemini çökertmek! 

Hülasa, zenginlikleri, beraber ürettikleri ortak başarı ve gurur bir tarafa bırakılıp ayrıştırılan Türk Milleti... 

Baksanıza, Diyarbakır’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni 1176’da gelenlerle el ele verip, yıkmayı, bölmeyi amaçlayan PKK terör örgütü tarafından evlatları kaçırıldığı için feryat eden analara destek hususunda da, ittifak edemez haldeyiz! 

Biz ne zaman ki, 17 Eylül 1176 Miryokefalon Savaşı’nı anlar gereken dersi çıkarırız, emin olunuz ki, 1176’da gelenlerin bugünkü torunları tıpkı dedelerinin yaşadığı âkibeti, işte o zaman yaşarlar! 

Yeter ki, biz, 17 Eylül 2019’da yaşadıklarımızın 17 Eylül 1176’nın devamı olduğunu unutmayalım!