Sevdaya, aşka, yiğitliğe dair çok şiirler yazılmıştır, lakin yukarıdaki mısralar aşkı, sevdayı, yiğitliği bir başka anlatıyor.
Hele hele bir de mısraların sahibini tanıyorsanız, onun nasıl bir delikanlı olduğunu, nasıl bir sevdanın peşinden nasıl bir aşkla yürüdüğünü biliyorsanız, “Gülce” başka bir şiir oluyor.
Tabiri caizse dünyaya kafa tutan aşık, maşukunun cemali karşısında tir tir titriyor!
“Aşk demek bir tek şeydir; vazgeçmek! Sevgiliden başka her şeyden vazgeçmek” diye tarif ediyor, aşkı ve aşığı.
Bu aşıkların sayısı 314 kişi!
Yukarıdaki mısraların sahibi bu 314 aşığı şöyle tanımlıyor, “Sözünde duran 314 Türk“ diyor ve tarife devam ediyor, “Zulme uğramayı, zulüm yapmaya tercih eden 314 Türk”!
Daha da ileriye gidiyor, “Bana bu 314 aşığı bulun, ben bu Türkiye’yi kurtarayım” diyor!
Kah futbol aleminde, kah televizyon dizilerinde, kah parti kongrelerinde, kısacası nerede, ”Ey 314 Türk neredesin” diye haykıracak imkan bulduysa, haykırdı bu aşık”!
İşte, o aşık Ömer Lütfi Mete, bana sorarsanız topu topu 314’ün sadece birini bulabildi!
Muhsin Yazıcıoğlu..!
Gül sevdasından başka her şeyden vazgeçtiği için, Ferhat misali kendini dağlara vuran, dağlarda can veren Muhsin Yazıcıoğlu!
Müellifimiz, 314’ü bulmayı beklerken bulduğu 1’i de kaybetti!
O, kainatın karşısında korku nedir bilmeyen, sadece Gülce’nin cemali karşısında titreyen Ömer Lütfi Mete, Gülce şiirinin ikincisini de yazdı belki, ama kimselere demedi!
“Yiğidi gül ağlatır gam öldürür
Düşman yılan olup soksa
Dokuz kavim taşa tutsa
Yiğidi çökertmez kahır
Bir dem yar hüzünle baksa
Yiğidi gül ağlatır gam öldürür”
***
Sanki, kendisini neyin durdurabileceğini neyin öldüreceğini anlatmış!
Ve Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009’da, yukarıdaki mısraların sahibi Ömer Lütfi Mete de aynı yılın 18 Kasım’ında (2009) Hakk'ın rahmetine kavuştu!
“Dışı tenha insanın içi mahşerdir” derdi, Ömer ağabey!
Ömer ağabey ve Muhsin başkandan, “Sadece biz varız, bir olan hepimiz… Öteki’si yok asla! Öteki de beriki de biziz aslında! Doğu da biz Batı da…” sözünü çok duymuşumdur!
Dün itibarıyla, Ömer Lütfi Mete’siz ve Muhsin Yazıcıoğlu’suz, 10 yıl yaşadık!
10 yıl önce ne mi kaybettik?
Onlarsız yaşadığımız 10 yıl boyunca yaşadıklarımızı düşünün, bulursunuz!
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.