Futbolumuzun geleceği yok oluyor

Takımlarımız sahaya çıktıklarında yabancı futbolcuların oranının inanılmaz sayıda fazla olduğunu görüyoruz. Bazen bu oran yüzde yüze bile ulaşıyor olduğunu görüyoruz. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’de bazen oranı yüzde yüze ulaştığını görüyoruz. Başkanlar ve yöneticilerin duyduğuma göre yerli futbolcuların kaprisli olduğunu, onlarla uğraşmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar, disiplinlerinin çok zor olduğunu söylüyorlar. Teknik direktörler de yabancıları sorunsuz oldukları için tercih ediyorlar. Hak vermeyecek değilim. Ben de dört yıl yöneticilik yaptığım yıllarda mümkün olduğunca futbolcularımızla iyi geçinmeye çalışırdım. Otoriteyi önemsediğimiz için iyi geçinirdik. Şimdi sistem değişti, yabancılara sınırsız izin verildiğinde bile sistemlerinin ve çalışmalarını aksatmadıklarını görüyoruz. Başkanlar, yöneticiler ve teknik direktörler her şeye rağmen bugünkü sistemden memnunlar. Başka çareleri artık yok. Yabancı futbolcuları al futbolcu kaprisinden kurtul diyorlar. Fikstüre bakınca konum anlaşılıyor. Fenerbahçe düşme hattında ilk yarıyı tamamladı, Beşiktaş da beklenenden çok aşağıda idi. Dikkat edelim futbolcularına egemen olan teknik direktörler ilk ikideler. Abdullah ve Terim başarılı oluyorlar desek de gönlümüz rahat değil. Tanınmış hiç bir süper futbolcusu olmayan Abdullah uzak ara lider. Başakşehir resmen elindeki kadroya rağmen şampiyonluğa koşuyor. Terim de onları takip etmekte. Peki Fenerbahçe nerede. Orta sıralarda. Üç büyüklerin hegemonyasına Başakşehir son verirse, Türk futbolunda büyük değişimler olacaktır. Belki de futbolumuz güreşçilerin yok oldukları gibi yok olup gidecek olursa şaşırmayalım. Sahaya 11 futbolcu da yabancı olarak çıkmaya devam edilirse futbolumuzun da güreşçiler gibi kaybolup gideceğini düşünüyorum…