Yayın Tarihi:
20 Eylül 2018 Perşembe 02:00:00
Hakemlerimiz rahatladı
METiN OKTAY’I ANIYORUZ
METİN Oktay’la tanıştığımızda 1980’li yılları yaşıyorduk. Metin futbolu bırakmıştı ama hepimiz kalbi onun futbol aşkıyla doluydu. Galatasaray Eğitim Vakfı kurulduğunda başkan yardımcısı görevini almıştım. Kulüpte de görev vermişlerdi. Camianın her kişisi ve mezunları Galatasaray’ı yeniden toparlamak için ayağa kalkmıştı. Metin Oktay’la o yıllarda tanışmıştım. Vakfın kuruluş yılındaki günler bir yılı doldurunca kutlama planını bana vermişlerdi. O ilk kutlamada okulda toplanacağız spor dallarında maçlar yapılacak, pilav yenilecek, akşam da balo yapılacaktı. Tek bir sporcu davet etmiştim o da Metin Oktay’dı. Lisedeki törende Fransız hocalarla Galatasaray maç yapacaklardı. Grand Courd’da Metin’e formayı verdim sevinerek kabul etti, yıllar sonraydı ama ulusal maçmış gibi yırtınıyordu. Bir anda benim önümde yere düştü ve omuzu da çıkıverdi kalkma dedim ve hemen yattığı yerde omuzunu normale getirmiştim. Oynama artık dedim oynayacağım dedi ve oynadı, akşam baloya da geldi aynı masada oturmuştuk. Doğan bey çok korkmuştum omuzun çıkınca bir dakikada yerine koyuverdiniz, siz olmasaydınız hastanelere gidecektim dedi. Gece baloda da eşiyle beraber en ön masayı vermiştim. O yıllarda Metin’i Galatasaray’a çok hizmet veren kişi olarak görüyordum. Ankara’ya takımı maça götürmüştük salonda Turgay abi ile oturuyorduk sık sık elini omuzuma koyuyordu. Bir kaç basın mensubu da vardı. Metin futbolu bırakmıştı içkiliydi. Turgay abiye çok kızdı çek elini yöneticimizin omuzundan dedi ve gitti. Bir yöneticiye laubali yaklaşım olamaz diye yapmıştı. Sonraki yıllarda İzmir’e gitmiştim, yolda beni yakaladı. İmkanı yok beraber olacağız dedi. Bana kebap yedirmişti. İzmir halkı onu görünce yerlere kadar eğilerek selam veriyordu. Yöneticilik dönemim bitmemişti ölüm haberini almıştım, cenazesi Ali Sami Yen Stadı’ndan kalkacaktı. Hayatımın en acı gününü yaşamıştım. Bu yaşa geldim öyle bir acı yaşamadım Metin’in cenazesi stada getirildiğinde dört yönetici ve 6 taraftar vardı, bir kaçta stat personeli vardı. İnsanların niye gelmediğini hala anlayamadım.
TERİM EFSANESİ BİTMEZ
GALATASARAY Avrupa maçlarını oynamaya başladı. Parasal sıkıntıdan dolayı Gomis de satıldı ama Terim var oldukça Galatasaray zaferler kazanmaya devam edecek. Maç boyunca ekrana Terim geldikçe yüzündeki ifadeden stresin tavan yaptığını görüyorduk. Muslera çok başarılı oldu. Orta alanda oynayanlar hem hücumu hem de defansı desteklediler. Terim saha kenarında futbolcuları etkileyecek hareketler yapıyordu. Yüzündeki ifade futbolcuları coşturuyordu. Sahaya çok olumlu bir kadroyla çıkmıştı. Diğer maçlarda olduğundan daha çok ciddi oynadılar, daha çok depar attılar, daha çokta gol attılar. Gomis’in eksikliği hiç aranmadı dersek yalan olur, çok gol pozisyonu kaçırıldı. Kurnaz Gomis olsaydı en az iki gol daha atılabilirdi. Futbolcuların arzulu savaşları sonucunda beklenmedik bir skor elde edildi. Terim kafasına takmış UEFA Kupası’nı alan tecrübe ve bilgisiyle bu defa Şampiyonlar Ligi’nin kupasına göz dikmiştir. Gece gündüz onu düşünüyordur ve başarma şansı yok değildir. Yeni transferler yapalım derse başkanımız geri kaçmamalı. Şampiyonlar Ligi kupasını almak hem Galatasaray hem de ülkemiz için çok önemli bir tanıtım olur. Üç yıl önce Terim’i yok etmeye çalışanlar bugün bakınca kendilerinin yok olduğunu görüyoruz. Barcelona’ya gidip bir ay sonra geri gönderilen futbolcu bile yok olup gitti. Avrupa’da UEFA Kupası’nı alan, Galatasaray’a başarılar kazandıran, milli takımı Avrupa üçüncüsü yapan teknik direktörü, yok etmeye çalışanlar yok olup gittiler
Hakemlerimiz rahatladı
BU yıl hakemlere baskı yapanların meydandan gitmesinden bu yana maçlar hatasız yönetiliyor. Yıllardır spor sayfalarının ve TV’deki spor programlarının hakem hataları ile dolu yazılar ve söylevler olduğunu unutmuş değiliz. Hakemlerimizin hatalarının yapılan baskılardan dolayı meydana geldiğini anlamış olduk. Hiç bir spor programında ve gazete sayfalarında artık hakemlerle ilgili hiçbir konu ele alınamıyor. Eskiden yurt dışında başarılı olan hakemlerimiz niye içeride hatalı düdük çalıyorlar diye yazılar okurduk, kendimizde izlerken görüyorduk hakemlerimizin ızdırabını da görmüyor değildik. Başkanı güçlü olan kulüplerin baskısını biliyorduk ama yapacak bir şey yoktu. Bu günlerde görüyoruz ki hakemler aynı hakemler ama değişen başkanlar var. Hakem hataları yok oluverdi.
KULÜPLERİN MALİ YAPILANMASI
ÜLKEMİZDE hangi kulüp olursa olsun ister Süper Lig’de ister ikinci sınıf liglerde olsun en büyük dert para olmakta. Bir zamanların büyük ve güçlü takımlarına bakıyorsun borç batağından dolayı başarısız olmaktalar, yıllarca çalışsa kapatılamayacak borçlar bulunuyor. Taraftar şampiyonluk istiyor, yönetenler şampiyonluk istiyor, para nereden gelirse gelsin borç ödemeye değil başarılı futbolcularla şampiyon olmaya bakılıyor. Kulüplerde başkan ve yöneticiler bu nedenden futbolcuları alırken paraya bakmıyorlar. Borçları yok etmek için uğraşmak istiyor. Taraftarlar da çok başarı olunmasından yana. Dünyanın birçok ünlü kulüplerinin bütçelerine bir bakıverin göreceğiniz şey sizi şaşırtır. Son 20 yılda kulüplerin para gelirlerini artırabilmesinden sonra birçok paralar çar çur edildi, bazı kulüplerde ise türlü şekilde paralar başka kaynaklara aktarıldı diyorlar. Burada kulüplerimizin yöneticileri artık para kaymasını engellemeleri gerekiyor.