0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Ortadoğu'da milli çizgi

Dünya yeniden şekillenirken Ortadoğu da bundan payını alıyor tabii. Gerçi bu karşılaştırma bile yanlış, çünkü dünyanın yeniden şekillenmesine neden olan olayların önemli bir kısmı da zaten Ortadoğu’da yaşandı. 

Amerika yeniden devrede ama 

Türkiye ile Amerika ilişkilerini yeniden geliştirmeye gayret ediyorlar. Gerçi ülkemizdeki bazı laf ebeleri bu durumu “hani üst akıl diyordunuz, ne oldu?” sözleriyle eleştiriyorlarsa da bu iddianın hiçbir temeli yoktur. Adına “üst akıl” denilen küreselci finans sermayesinin yıllardan beri ABD bürokrasisi ve siyasetini ele geçirmiş olduğu bir gerçektir. Ama Trump’la birlikte ABD’de en azından siyasi iktidarda ve bürokrasinin üst organlarında küreselciler ekarte edilmiştir. Bu bakımdan Amerika’nın yeniden Türkiye’ye yaklaşmasında şaşacak bir şey olmasa gerekir. 

Küreselci Obama yönetiminin NATO’nun Doğu’ya doğru yayılmasına engel olarak gördüğü Rusya’yı çevreleme çabaları boşa çıkmıştır. Bu stratejinin başka bir halkası da Rusya’dan koparmaya çalıştığı İran’a her istediğini vermekti. Bir yandan un ufak edip ortadan kaldırmaya çalıştığı Ortadoğu devletlerini İran’a peşkeş çekiyor, bir yandan da İran’ın seküler ve İslam düşmanı müttefiki PKK-PYD’yi destekliyordu.  Bu şekilde Türkiye’yi tehdit edip Ukrayna cephesinde kullanmak peşindeydi. 

İslam’ın en büyük düşmanı 

Obama, sağında solunda dolaştırdığı bazı İhvan unsurlarını maske gibi kullanıp kendisini Müslüman dostu gibi göstermekteydi. Ama Mısır’daki İhvan katliamı da dâhil olmak üzere bölgenin tarihinde Müslümanların en yoğun biçimde katledildiği dönem Obama dönemi oldu. Obama’nın müttefiki İran’ın ve İran yanlısı milislerin bölgede katlettiği Müslümanlar'ın sayısı örneğin bir İsrail’in öldürdüklerinden binlerce kat fazladır. Ama insanlar nedense gerçeklere bakmaz da masallara inanırlar. 

Hoca ruhu ölmedi 

Size bugün bir Hoca fıkrası anlatacağım. Hoca, alacaklıların parasını geri ödeyebilmek için geliştirdiği müthiş projesini anlatıyormuş. Yol kenarına çit dikecekmiş. Yoldan geçen sürülerdeki koyun ve keçilerin yünleri bu çite takılacakmış. Hoca bu yünleri toplayıp yünlü kumaş ve elbise yapacak, bunları satıp zengin olacak ve borçlarının tümünü bir çırpıda ödeyiverecekmiş. Hoca, projesine gülen alacaklılara “gülersiniz tabi köftehorlar, peşin parayı gördünüz tabii” diyormuş. 

Hoca haklı mıymış, değil miymiş bilemem ama sevgili Hocamızla dalga geçen alacaklılara çok kızdım doğrusu. Bakın ben size benzer bir hikâye anlatayım.  Yıl 2009, Hoca 10 yıl önce yazdığı bir projeyi anlatıyor. Tabii henüz Avrupa Birliği’nin ne kadar çürük ve işe yaramaz olduğu bilinmediği için Hoca yakıştırma yapıyor. 

Hoca 2009 

Biz de Türkiye ve bölge ülkeleri olarak Avrupa’yı örnek almalıymışız. Türkiye ve İran’ı Almanya ve Fransa gibi düşünmeliymişiz. Bu iki ülke Ortadoğu Birliği’nin öncülüğünü yapmalıymış. Avrupa’da Almanya ve Fransa nasıl yakınlaşıp AB’yi kurdularsa biz de aynısını yapabilirmişiz. Eskiler ok atarken önce nasıl yayı arkaya doğru geriyorlarsa biz de Batı’dan aldığımız güçle Doğu’ya uzanmalıymışız. Böylece eski coğrafyamız üzerinde söz sahibi olabilirmişiz. Yalnız söz sahibi olmak için eski coğrafyamızdaki diktatörlükleri (Amerika’nın izni ve gayretiyle) parçaladıktan sonra etkimizi arttırabilir, onlara demokrasi nasıl olur gösterirmişiz. Okuyucularımın gülümsediğini görür gibi oldum, gülümseyin bakalım hazır Osmanlı Devleti’ni görünce nasıl da gülümsersiniz. 

Cehaletin diz boyu olduğu belli bir kesim üniversite camiasında hiç kimse AB’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası Marshall yardımının devamı bir ABD projesi sayılması gerektiğini anlatmadı tabii. Ayrıca nasıl Avrupa topraklarında yetişen ürünleri Arap çöllerine ekmek anlamsız ise 1871’de ortaya çıkmış Almanya ile bin yıllık Türkiye’yi karşılaştırmak da sadece akla değil, vatanseverliğe de aykırıydı.     

Türkiye aldanmadı 

Türkiye bu masallarla biraz vakit kaybetmiş olsa da hiçbir zaman Obama’nın ve onun hizmetindeki masalcı hocaların kandırmacalarına alet olmadı. İran milliyetçiliğine payanda olmayı, Ortadoğu devletlerinin parçalanmasını, PYD’nin desteklenmesini kabul etmedi. Rusya ile savaşa girmedi ve kendi ülkesindeki darbe teşebbüslerini de boşa çıkardı. Bu şekilde Amerika’da küreselcilerin yenilmesine katkıda bulunmuş olan Türkiye’nin bu ülkeyle ilişkileri eşitlik temelinde geliştirmesi doğaldır. 

Toprak bütünlüğü 

Bugün Suriye’de de, Irak’ta da DEAŞ’ın sonu hızla yaklaşmaktadır. Bizim asıl üzerinde odaklanmamız gereken terör tehlikesi PKK’dan (PYD’den) gelmektedir. Bu bakımdan Rakka operasyonuna ABD ve mümkünse Rusya’nın da desteğiyle ve aynı zamanda Barzani güçleriyle katılmamız gerekir. Suriye’de PKK-PYD güçlerinin Barzani taraftarlarına yaptıkları baskı ve zulüm ile binlerce kişinin bölgeden kovulması akıllardadır. Ancak bizim Barzani’yle ilişkileri geliştirmemiz de onun Kandil konusunda bize vereceği desteğe bağlıdır. Bütün dünya biliyor ki Türkiye’nin Kürtlerle bir sorunu yoktur, sorun terörledir ve terörizmle mücadelede uluslararası işbirliği şarttır. 

Türkiye için İran’la dostluk da çok önemlidir. Yeter ki Obama politikaları paralelinde gelişen Pers yayılmasına son verilsin. Ayrıca ve en önemli nokta bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüdür. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye’nin bölge politikasının asıl unsurudur, çünkü bizim milli ve yerli çizgimiz ulus devletlere saygılıdır. 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX