Kemal Ilıkkan


Yayın Tarihi:

05 Eylül 2017 Salı 10:17:00

Eyvah Bogdanovic!

Sırbistan’la ne zaman karşı karşıya gelsek, 2010 Dünya Kupası’nın yarı finalinde Kerem Tunçeri’nin turnikesiyle finale yükseldiğimiz, Sinan Erdem’deki o tarihi maç gündeme gelir. Bir Sırp, bir Türk’le ne zaman bir araya gelse, aslında Kerem’in ayağının çizgide olduğu konusunda ısrarcı olur. Ama gerçek öyle değildir. 

 

O maç oynanırken İnönü Stadı’nda, Beşiktaş-Ankaragücü maçında görevliydim. Beşiktaş 4-0 kazanmıştı. Hakem bitiş düdüğünü çaldığında kapalıdan “Yönetim uyuma NTV’yi açtır” sesleri yükseldi. Ardından da eski açıkta, bugün müze olan kale arkasının üzerindeki dev ekranda maçın son 5 dakikasını izlemiştik. Futbolcular soyunma odasına gitmemiş, tribünler boşalmamış, herkes ekrana kilitlenmişti. Öyle özel bir takımdı milli takım. Kerem’in turnikesinden sonra iki takımın futbolcuları yeşil çimlerde, biz ise basın tribünde birbirimize sarılarak müthiş bir coşku yaşamıştık. O kadar güzeldi ki 12 Dev Adam…

 

Gruptan çıkarız çıkmasına

 

Aradan 7 sene geçti. Hala gurur duyduğumuz bir milli takımımız var ama Sırplar 3 jenerasyon değiştirirken biz epey geride kaldık. İsimler üzerinden kadro kalitesini eleştirmek en kolayı. Buna hiç tenezzül etmeden bir şeylerin altını çizmek derdim. Bu takımın saygı duyulan bir takım olduğunu yeniden hatırlatması gerekiyor. Cedi’yi çık, 12 Dev Adam’ın yıldızı olarak geriye Ufuk Sarıca kalıyor! Neden oyuncu yetiştirmekte bu kadar zorlanıyoruz? İnanın şu Sırbistan yenilmeyecek takım değildi. Bakmayın siz “Turnuvanın favorilerinden” laflarına, eskisi gibi çok fazla silahı olan bir Sırp takımı yoktu karşımızda. Britanya’yı yendik, Belçika’yı da yenerek gruptan çıkarız çıkmasına da, evimizde oynadığımız bir turnuvada hedefi “gruptan çıkmak” olarak belirlemek biraz ayıp olmuyor mu?