Memiş Hoca Memişce


Yayın Tarihi:

21 Kasım 2018 Çarşamba 08:00:00

Samuel'in Müslümanları 

Arkadaşlarla sohbet ederken konu günümüzün gençliğine, aile hayatındaki kopukluklara ve sosyal medyanın toplumu olumsuz yönde nasıl etkilediğine geldi. Ela ismli kızımız elinde telefonla, “Hocam, internette bir şey gördüm size okuyayım” dedi. 

“Ne okuyacaksın” dediğimde, “Hocam, Rahip Samuel Zwemer 1935’de Kudüs’teki misyonerlik konferansında bakın neler söylemiş. Rahip Samuel Zwemer konuşmasında, “Sizden Müslümanları Hrıstiyan yapmanızı istemiyoruz. Sizin asıl göreviniz Müslümanları İslam dininden uzaklaştırmaktır. Doğumlarından ölümlerine kadar haç takmasınlar, kiliseye gitmesinler, vaftiz olmasınlar ama Hristiyan gibi yaşasınlar.  

Bunu çağdaşlık adı altında yapın. Allah’ı ve Peygamberi tanımayan bir nesil büyük işlerle idarelerle uğraşmaz. İdealsiz, dinsiz, mefküresiz yaşarlar. Rahatlığı, tembelliği,parayı ve nefislerini severler, arzu ve şehvetlerinin tatmini için uğraşırlar. Müslümanları vaftiz etmek için boş yere uğraşıp durmayın. Başka yollar, başka çareler deneyelim. 

'HIRİSTİYAN GİBİ YAŞATMALIYIZ 

İslam memleketlerinde girişeceğimiz faliyetler de onlara, Hrıstiyan adetlerini, Hrıstiyan bayramlarını, Hrıstiyan kültürünü, Hrıstiyan ahlakını aşılayalım. Bir Müslümanın doğumundan ölümüne kadar kimliğinde Müslüman yazabilir. Fakat bir Hrıstiyan gibi yaşayarak cami önündeki teneşirle yatmalıdır. Kiliseye gelmesine gerek yok. Varsın camiye gitsin. Ama bir Müslümanı hayatı boyunca Hrıstiyan gibi yaşatmalıyız”diyor. 

Valla açık konuşmak gerekirse Rahip sanki amacına ulaştı. İslam Dünyası bugün aynen Rahip Samuel Zwemer’in istediği gibi. Kendi İslami değerlerimizden, kültürümüzden, örf ve adetlerimizden uzak, laiklık adı altında Hrıstiyanlar gibi yaşayan topluluklar olduk. Bilhassa 28 Şubat döneminde milletimizi laıklık adı altında İslam dininden uzaklaştırdılar. 28 Şubat döneminde Kur'an kursları kapatılırken, ilim irfan sahibi olmak isteyen başörtülü kızlarımız okullara sokulmazken, namaz kılan memurlar memurluktan atılırken, üç beş Müslüman bir araya gelip sohbet ettiğinde “irtica hortladı” diyenler, ülkemizde Hrıstiyanların misyonerlik faaliyetlerine izin verirlerdi. 

28 ŞUBAT'IN GEMİSİNE BİNEN SÖZDE İLAHİYATÇILAR 

Hatta İslam Dinini yaşayan insanımıza, o dönem de ülkemizdeki etkin isimler gerici, yobaz gibi yakıştırmalarda bulunup hakaret ederlerdi. Sözde bazı İlahiyatçılar da 28 Şubat’ın gemisine binip aptalca ve salakça İslam dininde reforma gidilmeli derlerdi.Tabi İslam dinine hakaret edenlerin öldüklerinde tıpkı Rahip Samuel Zwemer’in dediği gibi cenazeleri camiden kalkardı. Mübarek Ramazan ayı, Kadir gecesi, Beraat gecesi, milli ve manevi günler geldiğinde içimizde heyecan yaşanmazken, yılbaşı için hazırlıklar 3 ay öncesinden başlıyor. Bazı Müslümanlar, bilmem ne günü diyerek sabahın köründe kiliselere mum dikmeye gidiyorlar. İçeride ve dışarıda dinimiz İslam’a ve milli değerlerimize saldırıldığında hakaret edildiğinde sesimiz çıkmıyor. 

Kardeşlerim, bizim bizden başka, Müslüman'ın Müslüman'dan başka dostu yok. Gözümüzü açalım ve oynanan pis oyunları görelim. Eğer milli ve manevi değerlerimizden uzak kalırsak işte o zaman akibetimiz iyi olmaz. İslam coğrafyasında ve ülkemizde misyonerlik faliyetlerinde bulunan Hrıstiyanlar, bilhassa gençlerimizi kandırıyor. Kandırdıkları gençlerimizi uyuşturucu bataklılığına, terör örgütlerinin eline yani kötü yola düşürüyorlar. Toplum olarak bizler milli ve manevi değerlerimizden uzaklaşmayalım. Allah’ın kelamı Kur'an-ı Kerim’i ve Peygamber efendimizin hadis ve sünnetini hakkıyla yaşayalım. Ne diyeyim CENAB-I ALLAH MÜSLÜMANLARI MÜNAFIKLARIN FİTNESİNDEN, YALANLARINDAN, PİS OYUNLARINDAN KORUSUN. ALLAH DEVLETİMİZE, MİLLETİMİZE, BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZE ZEVAL VERMESİN, AMİN.