0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Şiddete Hayır-2

Kaşgarlı Mahmut da dahil olmak üzere kimi eserlerde Türklerin el kullanmadan oynadığı, faullü hareketlerin belli olduğu, yalnızca ayak ve kafa ile oynanan, topu rakip kaleden içeri atmak amacı güdülen Tepük isimli bir oyundan bahsedilir. Orta Asya’da kızlı erkekli karma takımlar halinde bu oyunu oynayan Türklerin yanı sıra, Mısır'da bulunan mezarların duvarına işlenmiş eserlere bakıldığında orada da benzer bir oyunun oynandığına dair belgelerle rastlıyoruz. 

Bugünkü futbolun atası sayılacak bu oyunun tarihi Sümerlere kadar dayanmaktadır. Öyle ki, 2500 önce yapıldığı tespit edilen deri ve ketenden yapılma toplar bulunmuştur.  Ortaya çıktığı günden bu yana, özellikle erkeklerin tutkusu haline gelmiştir futbol. Bu tutku öyle bir tutkudur ki, zaman ve  mekan tanımaz.

Çanakkale cephesinden İstanbul’a doğru tozu toprağa katarak giden bir at vardır. Atın ardı sıra azalarak gelen top sesleri bir süre sonra duyulmaz olur. O atın üzerinde ise, Fenerbahçeli futbolcu Arif vardır. Arif de tıpkı diğer takımların futbolcuları gibi cephede düşmana karşı canından çok sevdiği vatanını müdafaa etmektedir. 

Arif takımını da en az vatanı kadar sevmektedir ve sahada sağ bek olarak takımını müdafaa etmektedir. Aldığı özel izinlerle Cuma ligine yetişmek için kilometrelerce yol kat eden Arif’in en sevdiği karşılaşmalar Galatasaray ile olanlardır. 

Bir Galatasaray maçı için 26 saat at üstünde yol yapan Arif, maç biter bitmez cepheye dönmüştür.  Takvimler 1919 tarihini göstermektedir. Fenerbahçe yeni sezonun ilk maçına İdman Yurdu ile çıkacaktır. Arif atına eyerini vurur yola koyulur. Maç Papazın Bağı denilen yerdedir. Maç saati yaklaşır ama Arif ortalarda yoktur. Herkes onu beklemektedir zira Arif geleceğim dediyse gelir. Ama bu kez gelen Arif değil, kara haberdir. Yolda tam kalbine yediği bir kurşunla şehit olmuştur Arif.  Her iki takımın oyuncuları da seyircileri de gözyaşlarını tutamaz. Ancak maç oynanmalıdır.  

Orta çizginin yanına bir sandalye getirilir, 2 numaralı forma sandalyeye asılır, sahada 10 kişi vardır, kenarda ise Arif’in ruhaniyeti.  Öyle bir maç olur ki sanki Arif  betondan bir duvar örmüştür kalenin önüne. Rakip takım ancak bir kez kaleyi bulur. O gün Arif için top koşturan arkadaşları ise tam 11 gol atar. Maçın sonunda da gelip Arif’in formasının önünde saygı duruşunda bulunurlar. 

Fenerbahçe, Kurtuluş Savaşı boyunca işgal güçleri ile yapılan karşılaşmalarda öylesine bir performans sergiler ki onların sahada aldığı galibiyet hem işgal altındaki millete hem de cephede savaşan askere moral olur. Tıpkı Beşiktaşlı, Fenerbahçeli futbolcular gibi Galatasaraylı Hasnun Galip, Robenson da cepheye koşar. Tam 23 Galatasaraylı Çanakkale Cephesi'nde şehit düşer. 

Sahada birbirleri ile rakip olan üç büyükler aynı topraklar için omuz omuza savaşıp can verdiler.. Formalarının renkleri farklı olsa da bu ülkenin dört bir yanında dalgalanan bayrağın kırmızında onların da kanı var. Bugün özgür ve bağımsız bir ülkenin bireyleri olarak taraftarı olduğumuz takımların maçına gittiğimizde; rakip takımın oyuncularının ve taraftarlarının “gerçek rakipler” karşısında bizimle aynı taraf olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Dostluk, kardeşlik, centilmenlik hep galip gelsin diyerek, herkese mutlu bir hafta sonu diliyorum.

Mustafa Yılmaz Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX