0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde

Bazen yazıya öyle bir başlık atarsınız ki altına bir şey yazmak gerekmez. Yukarıdaki yazı başlığı da aynı kapsamdadır.
“Batı'yı anlamak için hangi bölümlerine nasıl akmak gerekir” diye bir soru sorup araştırmalar yapmayınca körün fili tarifi gibi bir durumla sürekli karşılaşmaktayız. “İngiliz, Fransız, Alman, İsrail, Amerikan, İskândinav, İtalyan ve İspanyol aklı ya da Batı aklı analizleri nasıl yapılır?” sorusuna esaslı bir çözüm bulmadıkça işimiz hayli zordur.
Halbu ki yüzyıllardır İngiliz, Fransız, Alman, Rus ve sair Batılılar ile rekabet etmiş, savaşlar yapmış, anlaşmalar yapmış ve yer yer müttefiklik yapmış bir millet ve devlet olarak elimizde çok kapsamlı bir Batılı ulusları, devletleri ve kültürleri anlama kılavuzu olmalı idi. Ne yazık ki yok. Bu konuda tarihçilere, diplomatlara, iş adamlarına, devlet adamlarına ve kültürel araştırmalar yapanlara büyük görevler düşüyor.
Bu konuda Batı'da bize rehberlik edecek birçok çalışma ve kurum var. Batılıları Şarkiyat enstitüleri, Türkoloji enstitüleri kurmakla suçluyoruz. Yaptıkları işin isabeti üzerinde durmuyoruz. 
Batı'yı bırakalım, atalarımızın yaptıkları tarihi bile hala başka milletlerin yazdıklarından okuyoruz. Burnumuzun dibindeki Daeş, Taliban, El kaide gibi örgütler hakkında bir tane özgün araştırmamız yok. Batılı kaynaklar olmasa Daeş, Taliban ve El kaide gibi yüzlerce örgüt hakkında detaylı “bilgi”miz dahi olmayacak. Türkiye'de İslam ve Türkiye ile ilgili en kapsamlı eserlerin yüzde 99.99'u ne yazık ki Batı kaynaklı.
Yunan, Bulgar, Sırp, Ermeni ve Arap etnik ayrışması gibi onlarca etnik ayrışma ve terör ile iki yüzyıl önce karşılaşmış ve mücadele etmiş bir milletin bugünkü etnik ayrışma, etnik terör ve etnik talepler konusunda geliştirebildiği sadre şifa bir çözüm hâlâ yok. Bu bağlamda en büyük düşmanlar Batı'da değildir. Aynanın karşısına geçsek en büyük düşman ile yüz yüze geleceğiz. Bizim kendi kendimize yaptığımızı Batılılar trilyon dolar harcasa yapamaz. Bunu bilincinde olarak geleceğe yeni bir enerji, yeni bir muhasebe ve yeni bir vizyon ile bakabilmeliyiz.
Masamızda duran bilgisayarların teknolojisi Batı'dan, üretimi Uzakdoğu'dan idi. Şimdi neredeyse hepsi Uzakdoğu'dan. Japon'dan, Çinli'den, Koreli'den ne eksiğimiz var? Kendimizin ne durumda olduğunu bilirsek yeni bir yön ve yol çizebiliriz. Ne yazık ki bunu da bilmiyoruz. Hâlâ kendi fikrini ve zikrini takviye etmeye çalışan bir “aydın” kesimi ile nereye gidebiliriz.
Diyojen'in elinde fener ile gündüz adam (insan) aradığı gibi, gerçeği arayacak, bulacak ve kendi geleceği için gerekli tasavvuru oluşturacak bir eğitimi veremiyoruz. Bu durumda yine dönüp tarihimize bir bakmamız gerekiyor. En zor zamanlarda ve çaresizlik dip yapmışken atalarımız ne yapmış? Bunun cevabı bizleri rahatsız edebilir ve etmelidir de.
Kişinin aklının seviyesi eserinde görülürmüş. 92 yaşındaki İngiliz kraliçesi Elizabeth hanımı ve devletini incelesek veya buradan başlasak, isabetli bir başlangıç yapmış oluruz büyük olasılıkla.
Mısır piramitlerine sadece mimari bir yapı olarak bakarsak çok az şey anlarız. Halbuki dizilişleri ve boyutları açısından da incelesek karşımıza bir başka deha ve bilim çıkacaktır. Bu deha ve bilimsel güce rağmen firavunlar yok olmuştur.
Konformizme esir olanın istikbal ve istiklali olamaz. Tarih bunu anlatır.

 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX