0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

İrrasyonalite çağında, irrasyonel stratejiler 

Doğru çalışan, geleceği doğru öngören, rakiplerini, kendini ve dünyanın şartlarını iyi bilenler her daim kazanırlar. İrrasyonalite çağında da, irrasyonel stratejiler izlemek gerekmektedir. Çünkü irrasyonalitenin de kendine özgü bir iç aklı, iç dinamiği vardır. Bu dinamiğin temel bileşenlerini bulabilmek ve oranı kurabilmek, yaşamsal değerdedir. 

Başta ABD olmak üzere yaşadığımız sorunlara yaklaşım ve algılayış şeklimiz, akıbetimizi belirleyecektir. Bu sebeple irrasyonalitenin, yani akıl dışılığın rüzgârına kapıldığı ve Evanjelik bir motivasyonun ABD ve dünyayı zorladığı iddialarına çok temkinli yaklaşmak mecburiyeti vardır. 

ABD’nin hangi ekonomik, ticari, mali, finansal ve uluslararası ekonomik verilerle ve analizlerle ve hangi parametreler ile geleceği inşa etmek için bu tür adımlar attığını objektif bir biçimde irdeleyip ABD’yi irrasyonel davranmaya iten olguları tespit etmeliyiz. 

ABD’nin bize irrasyonel gelen tüm jeopolitik, ekonomik, siyasal ve sair dayatmalarının ABD’ye hiç de irrasyonel gelmediğini de göz önüne almak da gerekecektir. Çünkü ABD’nin, Türkiye’nin bakış açısına sahip olmadığı yaşanan olaylardan anlaşılmaktadır. Buradaki olaylara yaklaşım makası da giderek açılmaktadır. Bunun böyle olduğu ve olacağını zaten Batı’daki önemli uluslararası kurumların İslami Asya, Asya ve Afrika projeksiyonlarında görmekteyiz. Bu makas önümüzdeki günlerde daha da açılma tehlikesi barındırmaktadır. Şüphesiz ABD de Türkiye de bunu öngörmektedir. 

Burada önemli olan Türkiye’nin ekonomik, finansal, mali ve ticari bir kıskaçta kalarak uluslararası perspektifini yitirme durumunda bırakılmasıdır. Türkiye’nin jeopolitik, jeoekonomik ve jeostratejik değerini kaybettiğini ve Türkiye’yi yedekleyecek yeni aktörler bulunduğunu düşünen çevreler Batı’da uzun süredir vardır. Fakat bunun ne kadar doğru bir tespit ve strateji olduğu test edilmemiştir. İlk testler de Türkiye’nin sürdürülebilirliğe katkısıdır. Bölgede ve dünyada asker çoktur, asker olmaya hevesli topluluklar da çoktur, fakat bölgenin aklını, dinamiklerini ve dengelerini bilen aktörler yoktur. 

Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik ve sair önemlerini abartmak düşüncesi boştur. Çünkü bunların tartışılması bile bugün abestir. Bu abesle iştigal eden önemli bir elit ne yazık ki dünyada vardır. Bunların içinde kritik uzmanlıkları olanların bulunması da artık alışageldiğimiz bir manzaradır. 

İşte bu noktada insanı ve devletleri irrasyonaliteye iten olguları bilmek öncelik taşımaktadır. Bunu anlamak için çok uzaklara gitmeye hiç gerek yoktur. İrrasyonelite aynı zamanda fanteziler dünyasına dalmaktır. Bu da ekonomik, siyasal, askeri, istihbari ve entelektüel imkânlarla olur. Elinizde bu imkânlar varsa irrasyonel olursunuz, fanteziler peşinde koşarsınız. Fakat bir süre sonra realiteler sizi uykunuzdan uyandırır. Bunun için Batı’da yazılmış kitaplar bir kütüphaneyi doldurur, çekilen filmler ve belgeseller de bir yıl boyunca sıkılmaksızın izlenebilir. “Bunca veriye rağmen, bunca yanlış nasıl yapılır” diye sorulunca cevap “irrasyonel olmakla” şeklinde olacaktır. 

Ezoterik okullardan mezun olmak veya okültik örgütler mensubu olmak, zaferi garantilemez. Zafer sırra vakıf olmakla elde edilir. Acaba bu “sır” bugünkü elitlere verilmiş midir?  

Bizlere hoş gözlerle bakmasalar da biz dünyayı uyarma görevimizi yapalım. Kehanetlerin şakası yoktur. Dolayısıyla bunlar ekonomik, siyasal, mistik ve dini finansal oyuncaklar değildirler. Çünkü kehanetler tasavvur edilebilirler fakat tasavvur edildiği gibi realize olmazlar. Bu sebeple kehanetlerin okulu, ezoterik ve okült bir içerikle çalışmazlar. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX