İşi ciddiye almazsan…

Hem şampiyonlukta hem de kupada ilerlemek tabi ki çok önemli. Şampiyonluk bilindiği üzere inanılmaz çekişmeye sahne oluyor. Deyim yerinde ise 4 takımda at başı gidiyor. Ama kupada tam tersi, M.Başakşehir daha önceden ‘elveda’ demişti ama dün ve yarınki gece (Fenerbahçe-Beşiktaş’tan biri)  bir hatta iki takım kupaya el sallayabilir. Dün gece Galatasaray, bunun bilicinde mi çıktı sahaya?  2-1’lik avantajlı skoru da var ama kupa maçları hiç belli olmaz. Fatih Terim, işi ciddiye almadı düşüncesindeyim; yedek 11’i sahaya sürmek yanlış bir tutum. Okan Buruk ise Terim’in aksine as ağırlıklı bir kadro çıkarmanın faydasını 4. dakikada gördü ve hızlı bir kontra hücumda Seleznyov filelere gördü. Sonrasında Akhisarspor, sıklıkla olmasa da hızlı hücumlarını sürdürürken, Sarı Kırmızılılar 26’da ilk kez Selçuk ile kaleyi yokladı. Coşkulu taraftar da oyundan memnun değildi ki, bu şut öncesine dek ıslıklarını yoğunlaştırdı. Ve, dakikalar 35’i gösterdiğinde Seleznyov 2 lemezmi?  Ayıkla pirincin taşını… İkinci yarı başlarken yapılacak tek şey, 2 taze kuvveti oyuna almak. Almadı Fatih hoca, bazen böyle inadım inatçılığı sürüyor işte. Neyse ki taraftar coşkusunu hiç kısmadı, devamlı ateşliyordu. Ancak 54’de Lopez’in lokum pasını Muğdat (63’de yine kaçırdı) gol yapsa, iş iyice çıkmaza girecek. Nihayet Terim, Gomis ve kısa süre sonra Rodrigues’i içeri davet edince ; takım azıcık kıpırdadı da bir türlü gol atağı geliştiremiyordu. Donk, bir şey katar mı son 8 dakikada; gol lazım Galatasaray’a uzatmaya gidecek gol.5 dakika uzatma,  10 dakika uzasa bu futbolla gol atması ne mümkün Galatasaray’ın. Ya Fatih hocam, futbol ciddiyet isteyen bir oyun; bizden hatırlatması…