Çanakkale’de filizlenen tarih bilinci çiçekleri: İZCİLERİMİZ! 

Çanakkale denince akla hemen 57. Alay gelir. 24-25 Nisan etkinliklerinde de ilk göze çarpan küçük izciler olur. 

Üniformalarıyla, disiplinleriyle, masum bakışlarıyla hepsi, Çanakkale muharebelerinde şehadet şerbeti içen lise son sınıf öğrencilerimizi canlandırır gözlerimizde… 

İzcilerimizin kamplarını teker teker gezdiğimde, beni en fazla etkileyenler ilköğretim öğrencileri oldu. 

Çünkü hemen ilk girdiğim kampta (27.Alay) birden gözlerimin önünde 1319 (1902) doğumlu Afyon Emirdağ ilçesi İkizce köyünden Satılmışoğullarından Mustafa oğlu Ali adeta canlandı. Henüz daha 13 yaşındaydı. Kirte Muharebesi’nde yaralanmış, Tekirdağ Mecruhîn Hastanesi’nde 13 Ekim 1915’te ruhunu teslim etmişti. 

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken, 26. Alay’ın kampına vardım. Burada da 1318 (1901) doğumlu, Zonguldak Ereğli’den Mehmet oğlu Eyüp gözlerimde canlandı. Tekirdağ Mecruhîn Hastanesi’nde 9 Ağustos 1915 tarihinde ruhunu teslim ederken, henüz 14 yaşındaydı. 

Üçüncü kampta Çankırı-Korgun ilçesi Maruf köyünden 1318 (1901) doğumlu, Abdullah oğlu Mehmet geldi gözümün önüne. O da aynı hastanede 24 Mayıs 1915’te, 14 yaşındayken ruhunu teslim etmişti. 

Artık adımlarımı atamıyordum. Ruhum bunalmış, omuzlarıma kurşundan bulutlar çökmüştü… Son bir gayretle bir kampa daha girdim. O küçücük çocukların arasında Aydın’ın Kuyucak ilçesinden Horsunlu Koca Yusuf oğlu Hasan canlanıverdi gözümde. O da 1318 (1901) doğumluydu, 14 yaşında, 8 Haziran 1915’te Tekirdağ Mecruhîn Hastanesi’nde ruhunu teslim etmişti. 

Daha fazla gezemedim. Yarım saatten sonra gözyaşlarımı tutamadım. 

İzciler Federasyonu yöneticileriyle bir yerde çömeldik, oradan konferans vereceğim alana doğru yola çıktık. 

24 Nisan etkinliklerinin başladığı günden beri bu İzciler hep burada oldular… Her yıl binlerce İzci… Her yıl 5.000-7.000 arası İzci gelir Çanakkale’ye. 

Bu yıl 5.500 İzci geldi. Anadolu vilayetleri dışında her yıl olduğu gibi, bu yıl da Bosna Hersek’ten, Makedonya’dan, Azerbaycan’dan, Filistin’den, Suriye’den, Mısır’dan, Irak’tan… Yüzlerce küçük İzci tam 5 gün kamlarında nöbetler tutarak dedelerinin hatıralarını yad ettiler, yaşadılar!.. 

Hele hele her ülkeden gönüllülerden seçilen İzcilerin şehitlikte, her birinin bir şehidin kabrine sarılarak sabaha kadar o şekilde kucaklaşıp uyuması… Bunu kelimelerle izah etmek mümkün değil! 

Hiç korkmadan, o mezara sarılarak yarı uykulu halde sabahlamak!.. Bunu tasvir etmede kalemler kifayetsiz kalır!.. 

Bu 5.500 İzci’ye 57. Alay’ın hareket ettiği alanda verdiğim konferansı nasıl dinlediklerini kalemle ifade etmekten acizim… 

Buradan aziz milletime şunu tavsiye ediyorum: Çocuğunuzu mutlaka Türkiye İzci Federasyonu’nun ilinizde bulunan şubesiyle tanıştırın! 

Günümüzde İzcilik eğitiminin verdiği disiplini, sorumluluk duygusunu, sevgi, saygı, vatan sevgisini, ahlakı… aklınıza gelebilecek olumlu insanî vasıfları hiçbir eğitim kurumu veremez, veremiyor! 

Federasyonun Başkanı Sayın Hasan Dinçer Subaşı ve Teknik Kurul Başkanı/İBB Spor Kulübü İzci Lideri Sayın Süheyla Derindere Subaşı’ndan en alt kademedeki personeline kadar, öyle bir özveriyle çalışıyorlar ki, bu çabaları takdire layık. 

Her ilde, herkes gönüllü olarak bu teşkilatla çalışmaktadır. 

Para-pul, maaş hesabı yoktur! 

Bu milletin geleceğini inşa edecek kahramanların buradan çıkacağını rahatlıkla ifade edebilirim. 

Keşke çocuk olsaydım, keşke izci olabilseydim. Bu eksikliğimi inşallah torunlarımla gidereceğim!