Cehalet ideolojinin  yakıtı olursa,  OLACAĞI BUDUR!-II 

Bu zât-ı muhteremin kankası olan, ama ondan daha şöhretli ve beş yıldızlı aydın pozlarında caka satan meşhur bir kalemşör de, 28 Şubat sürecinde laik cumhuriyetin hiçbir döneminde devletin dindarlara baskı yapmadığını, irticaî terörle mücadele ettiğini, yobaz ve laik cumhuriyet düşmanlarının konuyu istismar ettiğini iddialı cümlelerle ifade ettikten sonra, bu iddiasına delil olarak şu müthiş gerçeği ileri sürüyordu: Ben İzmir’de doğdum, büyüdüm. İzmir gibi laik cumhuriyete aşk derecesinde bağlı olan bu şehirde, her Ramazan'da fırınlar RAMAZAN PİDESİ çıkarırlardı, hâlâ da çıkarıyorlar ve kimse de (laik cumhuriyetin militan laikatakları) buna müdahale etmiyor… 
Ne diyeyim, bu satırlar karşısında!.. 
Bu zât-ı muhteremi (E.Ö) de mazur görüyorum. 
Ramazan orucu: Ramazan Pidesi!.. 
Üstelik dedesi de çok dindarmış, hiçbir bayram namazını kaçırmazmış, kendisi küçükken bizzat buna şahitlik etmiş!.. 
Var mı lan buna itiraz eden Bidon Kafalı!.. 
Şimdi bu zât-ı muhterem de müftülere resmi nikah hakkı veren bu yasaya isyan ederek, medeni kanun inceden inceye tasfiye ediliyor, yerine şeriat kuralları monte ediliyor derse, kızacak mısınız!.. 
Kızmayın!.. 
Hatta gülmeyin!.. 
Sadece acıyın!.. 
Bu zât-ı muhteremin şahsına değil, Türkiye’nin aydın profiline acıyın!.. 
Hadi bir örnek daha vereyim, biraz daha gülün, ondan sonra esas konuya gireyim. 
Yine bu laikatak taifeden 70’ini devirmiş topsakal aydını, sigara yasağı yasası çıkarılınca köşesinde haftalarca böğürüp durdu: Özetle şunları geveliyordu: Bu Tayyib’in derdi aslında sigara falan değil… Derdi alkol… Onu açıktan yasaklayamıyor, arkasından dolanıyor. İçkili lokanta ve barlarda, içki içenler genelde sigara da kullanmaktadırlar. Adam içkisinden her yudum aldığında, bir fırt da sigara çeker. Eee, kapalı mekanlarda sigara yasağı var. O zaman vatandaş her yudum içkiden sonra masasından kalkıp dışarı çıkacak, orada sigarasını yakacak, birkaç fırt çektikten sonra tekrar gelecek masasına, bir-iki mezeden ağzına bir şeyler atacak, sonra içkisinden bir yudum alacak ve tekrar dışarı çıkıp sigarasını yakacak!.. 
Çekilir mi lan bu eziyet deyip çıldıracak tabi… Peki sonuç: Ya sigarayı terk edecek, sadece içkisini içecek, ya da bir daha içkili lokantaya, meyhaneye uğramayacak, evinde hem sigarasını içecek, hem de içkisini!.. 
Eee, şimdi bundan amaç ne?.. Ne olacak içkili lokantaların, meyhanelerin, barların müşterisi gün geçtikçe azalacak ve bu mekanların sahipleri gün gelecek, havlu atacaklar, mekanlarına kilit vuracaklar!.. 
Şu Tayyip ne akıllı adam be!.. Bak, içkili mekanları, meyhaneleri nasıl karma bir yöntemle kapatacak, helal olsun be adama!.. 
Şimdi Topsakal aydın müsveddesi zât-ı muhterem, bu iddiasına da güçlü bir delil getiriyor: Tayyip Erdoğan’ın derdi sigara değil. Öyle olsaydı, her tarafa sigara yasağı getirilmişken, camilere getirilmedi!!!.. 
Ula essah mı uşağum!.. 
Şimdi 70’ini devirmiş bu zât-muhterem camileri kahvehane gibi zannediyor… Üzülmeyin, hayatında bir caminin önünden geçmemiş olsa bile, son yolculuğu bir camiden olacak. Eğer benden önce bu fani dünyayı terk ederse, cenazesine katılacağım ve tabutunun kapağını açıp kulağına “Camilerde namaz kılınıyor, sigara içilmiyor!” diye fısıldayacağım. 
  (devam edecek)