CHP'nin cumhuriyet geni

Cumhuriyetin 96. yıldönümünü de idrak ettik, yurdun dört bir yanında, dış temsilciliklerimizde de, kutladık. 

Üç yıl sonra da Allah nasip ederse, yüzüncü yılını da idrak edeceğiz. 

Yaklaşık bir asırlık zaman tüneline girdiğimizde, bugün istediğimiz noktada olmasak da, epey yol almışız, bunu inkâr etmek mümkün değildir. 

Cumhuriyetin temel felsefesi, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, muasır medeniyeti yakalamış ülkelerin seviyesine çıkarmak!.. 

Bunu başarabildik mi diye bir soru sorulacak olursa, buna tamamıyla evet diyebilmek mümkün değildir. 

Örneğin cumhuriyetin kurucu kadrolarını içinde barındıran ve yıllarca tek parti eliyle ülkeyi yöneten CHP’nin cumhuriyet genine bakın!.. 

Hala, yani 96. yılına girildiği şu zaman diliminde cumhuriyeti ayrıştırıcı bir siyasal sistem olarak görmektedir. 

Şu Nevşehir’deki rezalete bakar mısınız? 

Devletin ortak kutlama programlarına adeta alternatif program ihdasına kalkıştı!.. Valilik de teklif edilen alternatif programın yürüyüş kısmına müsaade etmedi, Atatürk anıtına çelenk konulması, saygı duruşu, İstiklal Marşı, günün anlam ve önemini belirten konuşmalara ise buyurun yapın dedi… 

CHP’nin bazı sözcüleri, bunu bahane ederek konuyu da çarpıtarak valiye ve hükümete saldırdılar!.. 

Olmuyor beyler, olmuyor!.. 

Milli ve kutsal değerleri günlük iç politikaya alet etmeyelim… 

Şu cumhuriyetin kıymetini bilelim ve dünyada gıpta ettiğimiz DEMOKRATİK CUMHURİYETLER’in seviyesine çıkarmak için hepimiz gayret sarf edelim. 

Hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı, fikir ve düşünce özgürlüğü, insan hakları açısından eksiklerimizi öncelikle giderelim. 

Aciliyeti ve önceliği şu iki ilkeyi hayata geçirelim: 

Devletimizin dini: adalet!.. 

Devletimizin hukuku: liyakat ve ehliyet!.. 

Bir devletin bu vasfı tam işlemiyorsa, gerisi palavradır… 

Adı ne olursa olsun, palavradır!