0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Suriye’de perşembenin gelişi

ABD’nin Suriye’den çekilme süreci, kamuoyunda sevinçle-endişe karışımı bir algıyı devam ettiriyor. Karşılıklı açıklamalar, hep muğlak ifadelerle süsleniyor. 

Çarşamba (11 Ocak 2019) günkü yazımızda ABD’nin gönlümüzü rahatlatacak bir çekilme yapmayacağını, Suriye politikasında yol ve yöntem değişikliğine gideceğini yüksek ihtimal olarak vurgulamıştık. 

Bu yeni yol ve yöntemde terörü düşük seviyede de olsa kullanmaya devam edecek; bu sefer Deaş yerine HTŞ (Heyet Tahrirü’ş-Şam) sahnede olacak!.. 

Ama güçlü eldiveni, yani Suud, Mısır ve BAE’nin başını çektiği, daha sonra genişleyerek Arap Birliğine dönüşecek siyasal eldiven!.. 

Bu eldivene dikkat edin!.. 

Gelin biraz geriye giderek, geçmiş süreci hatırlayalım: 

Suriye’de 2011’de olaylar yeni başlamıştı. Suudi Arabistan’ın tavrı nasıldı?.. Kısaca özetleyeyim: 

Suudiler, herkesten önce Suriye’deki muhalefete siyasi ve silahlı destek verdiler, imkanları seferber ettiler. Şam rejiminin Arap Birliğinden çıkarılması, Arap İslam ülkelerinin Şam’daki büyük elçiliklerini kapatarak diplomatik ilişkilerini kesmesi söylemlerini en yüksek tonda seslendiren bu Suudiler değil miydi? Hatta Suriye’deki Esed rejimini devirmeye yönelik uluslararası müdahale çağrılarını da dilendiren Suudilerdi!.. 

Aynı Suud, şimdi ne yapıyor peki?. 

Daha önceki politikasının tam tersini… 

Kısaca ABD ve İsrail’in dümen suyuna girerek, Esed rejimini güçlendirecek her adım için hazır kıta vaziyetinde duruyor!.. 

ABD ve İsrail denetimindeki Suud, Mısır ve BAE üçgeni yavaş yavaş daireye dönüştü ve gün geçtikçe de genişlemeye başladı. Daha bir yıl öncesine kadar Esedi dışlayan birçok Arap ülkesi, Şam’ı ziyaret için kuyruğa girmeye başladılar. 7 yıldır büyükelçiliklerini kapatan körfez ülkelerinden Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri geçenlerde büyükelçiliklerini yeniden açtılar.  Yine yakın tarihte (17 Aralık) önce Riyada çağrılıp, ardından Şam’a gönderilen Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’e ne diyeceğiz, bu ziyareti  nasıl yorulmayacağız? 

Yakında Mısır, Suud ve bazı körfez ülkelerinden devşirilen ve Arap Gücü adı verilecek askeri birliklerin Esedin yanı başında saf tuttuklarını görürsek, şaşmayalım!.. 

Gelelim, Trump’ın pazartesi günü attığı twite: 

…Kürtlere saldırılırsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz. 20 millik güvenli bölge kuracağız. Aynı şekilde Kürtlerin de Türkiye’yi provoke etmesini istemiyoruz!.. 

Hadi bakalım, Suriye’de oluşturulacak Arap Gücünü bir kenarı koyun ve Trump’un aynı tweetteki şu sözlerini yorumlayın: 

…Suriye’den çekilmeye başlıyoruz (Deaş) tekrar toplanırsa yakınlardaki üslerden tekrar saldıracağız!.. 

Nerden saldıracaklarmış!.. 

Yakınlardaki üslerden!.. 

Yakınlardaki üsler nerede? 

Herhalde Washington’da değil!.. 

Ya nerede?.. İncirlik!.. 

Hayır, hayır!.. 

Suriye’de inşa ettiği 20’ye yakın üsleri kastediyor!.. 

Çekilecek mi?.. 

Güldürmeyin insanı!.. 

Afganistan’dan, Irak’tan çekildi mi?.. 

Prof. Dr. Mehmet Çelik Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX