0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

TBMM, Meclis-i Mebusan'ın devamıdır

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeni bir devlet değildir, Osmanlı Devleti’nin devamıdır. Cumhurbaşkanlığı forsunda bulunun 16 yıldız, 16 devleti ismen temsil ediyor olsa da, devlet tektir. 

Devletler de, her canlı gibi doğar, büyür, yaşlanır ve sahneden çekilirler. Sahneden çekilen devleti, birileri yeniden inşa eder!.. 

Yani Göktürk, Hun, Uygur, Babür, Selçuklu, Osmanlı… diye ayrı ayrı devletler yoktur, ömrünü tamamlayan devlet yapısı çökünce, hangi hanedan onu yeniden inşa ederse, inşa edilen yeni yapı o ailenin, o hanedanın ismiyle anılır. Selçuk Bey’in inşa ettiği yapı Selçuklu adıyla, Osman Bey’in inşa ettiği yapı Osman Bey’in adıyla anılmıştır. 

Osmanlı’nın tasfiyesiyle, Gazi Paşa önderliğinde inşa edilen yapı da rejim/sistem değiştirildiği için, bu sefer isim şahıs veya aile adıyla değil, rejim/sistem adıyla (Cumhuriyet) tescillenmiştir! 

Bu 16 devlet ve  millet de aynıdır!.. 

Değişen sadece isimdir! 

Osmanlının küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran da aynı meclistir. Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın vekaletini üstlenen Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’dir! 

Bilmeyenler için kısaca anlatalım: 

İstanbul 16 Mart 1920’de İngiliz ve Fransız kuvvetleri tarafından işgal edilir. 18 Mart 1920 de, yani iki gün sonra Meclis-i Mebusan çalışmalarına ara verir, yani tatile girer. Gazi Paşa da bu Meclis’te Erzurum Mebusudur. 

18 Mart’ta Meclis-i Mebusan çalışmalarına ara verince, Gazi Paşa durumu anlar ve geleceği, olacakları tahmin ederek 19 Mart’ta valiliklere ve kolordu komutanlıklarına acil koduyla bir telgraf çeker: Telgrafta, 15 gün içerisinde nüfusuna bakılmaksızın her sancaktan beş üyenin tespit edilerek, Ankara’da toplanacak yeni meclise göndermelerini talep eder. 

Ayrıca, Malta’ya sürgüne gönderilmeyen Meclis-i Mebusan üyelerinin de Ankara’ya gelmeleri için haber yollar. 

Tarihler 22 Nisan 1920’yi gösterdiğinde, Meclis-i Mebusan üyeleriyle, sancaklardan gelen üyelerin sayısının 120 olduğu görülür. 

Gazi Paşa, kış ve ulaşım şartlarını dikkate alarak, bu rakamı yeterli bulur ve 23 Nisan günü yeni meclisin açılışının yapılmasına karar verilir. 

23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazı eda edilir; daha önce planlanan hatimlerin duaları yapılır. Namazdan sonra, dualar eşliğinde Meclis açılır. 

İlk iş, Meclise başkan, başkan yardımcısı, kâtip ve memurların seçimidir. Yapılan müşavereler sonucu, İstanbul Meclis-i Mebusanı’nın sadece yasama görevi gördüğünü, bu nedenle tek başkanı olduğu, Ankara’daki bu meclisin ise hem yasama ve hem de yürütme görevini yapacağı, bu nedenle de iki başkanlı olması üzerinde görüş birliğine varılır. 

Meclis I. Başkanlığı’na Gazi Paşa, II. Başkanlığı’na ise İstanbul Meclis-i Mebusan’ının başkanı Celalettin Arif Bey teklif edilir. Celalettin Arif Bey’in II. başkanlığa teklif edilmesinin ana nedeni de, Ankara’da toplanan bu Meclisin uluslararası alanda meşruiyetini sağlamak!.. 

Yani Ankara’daki Büyük Millet Meclisi, Meclis-i Mebusan’ı vekâleten temsil etmektedir. 

Bu nedenle mebuslara milletvekili, nazırlara(bakanlara) vekil, başbakana başvekil denmiştir. 

Sonuçta 120 milletvekilinin oylarıyla tek listede Birinci, İkinci başkan ve birer başkanvekili için oy kullanılmış, netice şöyle tecelli etmiştir: 

Gazi Paşa, I. Başkan: 110 oy 

Celalettin Bey II. Başkan: 109 oy 

Çelebi Abdülhalim Efendi Bşk. Yrd. : 91 oy 

İsmail Fazıl Paşa Bşk. Yrd. : 44 oy 

Cemalettin Efendi Bşk. Yrd. : 31 oy 

İlk gün yapılan bu seçimle Gazi Paşa, I. Bşk.; Celalettin Bey II. Bşk.; Abdülhalim Efendi Bşk Yrd. seçilmiştir. Salt çoğunluk olan 61 oy alamadıkları için İsmail Fazıl ve Cemalettin Beyler seçilememişlerdir. 

Diğer başkan yardımcılığı, kâtip üye ve memurların seçimi bir gün sonrasına bırakılmıştır! Konu buraya gelmişken, burada bir yanlış anlamayı da düzeltelim: 

Gazi Paşa ve Celalettin Bey, birbirlerinin rakibi değillerdir. Yani Gazi Paşa bir oy farkla seçimi kazanmamıştır. 

120 milletvekili, birinci bşk., ikinci bşk. ve yardımcılarının da isimleri tek kağıda yazılmış, oturuma katılan 110 milletvekili her aday için ayrı ayrı oy kullanmışlardır. 

110 milletvekili hem Gazi Paşa’ya, hem de Celalettin Arif Bey’e oy vermişlerdir. Aradaki bir oyluk fark, sembolik olarak düşünülmüştür! 

TBMM’nin zabıtları dikkatlice okunursa, bu gerçek net olarak görülür.

Prof. Dr. Mehmet Çelik Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX