Kanser tedavisinde alternatif yöntemler

Çağımızın en tehlikeli hastalıklarından olan kanserle savaşmak için tek tip tedavi yöntemi yeterli olmuyor. Batı tıbbının yanı sıra bitkisel ilaçlar ve alternatif tıp sayesinde ağrılar dindiriliyor, iyileşme süreci hızlanıyor.  

Kanser denilince, uzmanların önerdiği tedaviler akla gelmektedir. Klasik Batı tıbbı bağlamında kanser tedavisi için, kanser türüne ve ne kadar gelişmiş olduğuna bağlı olarak tedaviler de değişiklik göstermektedir. Normal bir kanser olgusunda, bahsedeceğimiz tedavilerden bir tanesi ya da birkaçı birlikte kullanılmaktadır. 

Radyoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek ve tümörleri küçültmek için yüksek doz radyasyonun kullanıldığı bir kanser tedavisi türüdür. 

Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için ilaçların kullanıldığı tedavidir. 

İmmünoterapi: Bağışıklık sisteminin kanserle savaşmasına yardımcı olan bir tedavi şeklidir. Kanser hücrelerinin gelişmesinin bir nedeni, bağışıklık sisteminin zayıf olmasıdır. Bazı immünoterapiler, kanser hücrelerini işaretleyip immün sistemin onları bulup yok etmesini sağlarken, başka bir yaklaşımda kansere karşı daha iyi işlev görmesi için bağışıklık sistemii güçlendirilmektedir. 

Hedef hücre tedavisi: Hücre öldürücü maddeler kanser hücrelerine verilir. Bazı monoklonal antikorlar, toksinler, kemoterapi ilaçları ve radyasyonla birleştirilir. Hedef dışındaki hücreler zarar görmez. 

Hormon tedavisi: Meme ve prostat kanserlerinin büyümesini yavaşlatan veya durduran bir tedavi yöntemidir. Hormon tedavisi, ameliyat olmayan veya radyasyon tedavisi göremeyen prostat kanserli erkeklerde semptomları azaltmak veya önlemek için kullanılabilir.  

YÜKSEK DOZ C VİTAMİNİ

Bazı hastalar ve alternatif pratisyenler, yüksek dozda vitamin veya intravenöz yüksek doz C vitamini infüzyonlarının hastalığı iyileştirebileceğine inanmaktadır. 1968'de Nobel Laureate Linus Pauling, “ortomoleküler” terimini, büyük miktarlarda besin içeren hastalığın tedavisini tanımlamak için kullandı. Yüksek dozda C vitamininin kanseri tedavi edebileceği iddiası, klinik denemeler tarafından tam olarak rutine girecek düzeyde doğrulanmadıysa da, kişisel verileri içeren yayınlarda önemli başarılar elde edildiğini ileri süren anekdotlar da bulunmaktadır.

SÜT İÇERMEYEN DİYET YAPILMALI

Diyetle kanser tedavilerinin savunucuları, tipik olarak meyve, sebze ve liflerin koruyucu etkisinin veya vitaminlerin kanser riskini azaltacağını varsayar. Mevcut örnekler arasında, süt içermeyen diyet, makrobiyotik diyet, meyve ve sebze kürleri ve metabolik tedaviler bulunmaktadır. Bir anlamda ciddi detoks programlarıdır bunlar. Ancak kanser hastaları için ne toksinlerin varlığı, ne de bunları ortadan kaldırmanın yararı belgelenmemiştir. Ayrıca, bazı kanserleri tedavi etmek için, mevcut, yasadışı olarak pazarlanan bir dizi doğal ilaç vardır. Bazı kanser ilaçları doğada bulunur, ancak etkinlikleri ve güvenli kullanımları, aktif bileşenlerinin saf tıbbi ürünler olarak işlenmesini gerektirir. 

AKUPUNKTUR DENENMELİ

İnsanları ekosistemin bir minyatürü olarak görür ve dengesizlikler arasındaki denge, yaşam enerjisi veya hayati güç anlamına gelir. Bu yüzden “yaşam unsurları” dengesini ve akışını korumak, sağlığın korunması veya restorasyonu için esastır. Teşhis teknikleri arasında, ten rengi ve dil katmanının incelenmesi, vücut malzemelerinde ayırt edici kokuların tespiti ve el bileğinden nabız hızı ve dokunsal özellikleri için palpasyon teknikleri kullanılır. Elde edilen bu bilgi, bir GÇT teşhisi (örneğin dalağın rutubeti) için, spesifik belirti ve semptom modelleriyle eşleştirilir. Tedavi daha sonra, özellikle bitkisel formüller veya akupunkturla dengesizliklerin, düzeltilmesine yöneliktir. 

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI YÖNTEMLER

Yapılan bir araştırmada, kanser hastalarının en az yüzde 10’u, alternatif tedavilere yönelirken yüzde 80'inin normal kanser tedavisine ek olarak, alternatif veya tamamlayıcı bir yöntem kullandığını ortaya koymuştur. İşin ilginci, bu alternatif tedavilere yönelenlerin çoğunun, daha iyi eğitimli, sosyoekonomik durumu yüksek, kadın ve genç olduklarını göstermektedir. Tipik olarak, sağlık konusunda daha bilinçlidirler. Alternatif tedaviye yönelenlerin oranı gün geçtikçe artmaktadır. Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, ruhsal şifa veya dua (yüzde 13.7), bitkisel ilaç (yüzde 9.6) ve kayropraktik tedaviler (yüzde 7.6) olmak üzere, en sık kullanılan üç terapi ön plana çıkmaktadır. Dünyada akupunktur tedavileri de ilgi gören terapiler arasındadır. Akupunktur uzmanları, genellikle bitkisel tedavileri içeren daha geniş bir geleneksel Çin tıbbı yelpazesini uygular. Masaj terapisi, müzik terapisi ve zihin-vücut terapileri, diğer önemli uygulama yöntemleridir. 

AYURVEDA

Sansurca  ayur (hayat) ve veda (bilgi) kelimesinden gelir. Ayurveda’nın eski şifa tekniklerine göre, insanlar baskın üç vücut tipine göre sınıflandırılmaktadır. Her bir vücut tipi için hastalığın iyileştirilmesine yönelik rejimler vardır. Bu tıbbi sistem, bilinci dengede tutma ihtiyacını vurgulayan güçlü bir zihin-beden bileşenine sahiptir. Bunu yapmak için yoga ve meditasyon gibi teknikler kullanılır. Ayurvedanın ayrıca tüm vücut boşluklarında düzenli detoks ve temizliği sağlayıcı hedefleri bulunmaktadır. 

MÜZİK TERAPİSİ

Duyguları ifade etmek, duygusal ve fiziksel refahı iyileştirmek için, müzik ve sesi kullanır. Hastalığın belirtileri ve tedavisiyle başa çıkmak, özgüven ve özsaygı geliştirmek için müzik tedavisi önemlidir. Müzik terapisinden faydalanmak için müzik yeteneğinizin olmasına gerek yoktur. Bu, şarkı söylemeyi ya da bir enstrüman çalmayı öğrenmekle ilgili değildir. 

HOMEOPATİ

Modern tıbbın başlangıcından önce, 18. yüzyılda Almanya'da ortaya çıkmıştır. Günümüz tıbbında tedavi, karşıt etkiyle tedaviyi önlerken, homeopatik yaklaşım, benzerle tedavi etme kuralına göre yapılmaktadır. Similia prensibi veya “benzeri kürler” kavramına ve “güçlendirme” ya da seri seyreltme kavramına ve hayat özünü elde etmek için bir maddenin kuvvetlice çalkalanmasına dayanır. Vücudun kendi iyileşme sürecinin, bitkilerden, minerallerden veya hayvanlardan elde edilmesidir