0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Soğuk havalar kalp krizini tetikler 

Ani ısı değişimi ve artan nem oranı vücuttaki kan basıncını yükseltiyor. Kan akışkanlığının azalmasına neden olarak kalp krizi riskini artırıyor. Kışın kalın giyinip egzersiz yaparak, bol su tüketmek, kalbi koruyor.  

Kar ve soğuk havanın tüm yurdumuzu etkisi altına almaya başladığı bugünlerde, soğukların artırdığı ağrıların sağlığımız açısından nelere dikkat etmemiz gerektiğini ele almamız gerekiyor. Özellikle de ağrıları gözden geçirmenin ve ne gibi önlemler alacağımızın üzerinde durulmasında yarar var. Pek çok insan, ağrılarının hava şartlarından etkilendiğini dile getirir. Bunların arasında, özellikle büyük eklemlerini güvenilir bir barometre olarak gören artrit-romatizma hastaları dikkati çeker. Migren hastaları da hava değişimlerinden etkilendiklerini belirtir. Diğer yandan bazıları, kalp krizlerinin kısmen havayla ilişkili olduğuna inanır. Tabii ki soğukların grip gibi enfeksiyöz salgınlara yol açtığı da bilinen bir gerçektir. Soğuk havalarda çocuklar ve yaşlılar, daha çok risk altındadır, çünkü iletişim kurma veya hareket kabiliyetleri sınırlıdır. Yaşlılar da cilt altı yağ oranı azalmış olduğundan, farkına varmadan hipotermiye (riskli vücut ısısı düşmesi) girebilir. İnsanların kaslarında, kemiklerinde ve kalplerinde ne hissettiklerini tartışmak zordur, ancak bilimin ne dediği önemli olup bunun kanıtlarına bakmamız gerekir. 

TANSİYON HASTALARI DİKKAT  

En azından bazı insanlarda soğuk hava ve kalp krizi arasında bir bağlantı olabilir. 2014'te Hırvatistan'da yapılan bir çalışma da, ciddi bir kalp ritmi bozukluğunun (ventriküler taşikardi), barometrik basıncın düşmesine ve ayrıca artan nem oranına (nispi hava nemi) bağlı olabileceğini ortaya koymuştur. Diğer araştırmalar, soğuk havayla kan basıncındaki artış, kan akışkanlığı ve kalpteki iş yükü arasındaki bağlantılara işaret eder. BMJ'de yapılan bir araştırmaya göre, dış ortam sıcaklığındaki küçük bir düşüş bile kalp krizi geçirme riskini artırabileceğini ortaya koymuştur. Kar yağışı ve kalp krizi arasında benzer etkileşimler bildirilmiştir. 19 ülkeyi kapsayan 2014 yılında yapılan bir çalışmada da, kış aylarında kalp hastalıklarına bağlı ölümler, Portekiz ve Japonya gibi belirli yerlerde yaz mevsimine göre daha yüksekti. Fizyolojik olarak hem sıcak hem de soğuğa daha az uyum sağlayabilen diyabet, hipertansiyon veya kalp ya da akciğer hastalığı olan yaşlı insanlar ölüm riski altındadır. 

ISLAK RÜZGAR HASTALIĞI 

Asya ve Çin'de romatizma, ‘ıslak rüzgar hastalığı’ olarak anılır. Eskiden  'romatizma' vücudun herhangi bir yerinde görülen ağrıları ifade etmek için kullanılan genel bir halk ifadesiydi. Bugün ise romatoloji adı altında eklem hastalıklarını inceleyen bir uzmanlık dalıdır. Soğuğa tepki olarak oluşan ağrının vücudu soğuk algınlığının oluşturacağı  zararlardan koruyan fizyolojik bir işlev olduğunu savunanlar vardır. Bununla birlikte, bazı hastalıklarda soğuk asla tolere edilemez. Örneğin raynaud denilen hastalıkta, özellikle ellerdeki damarların soğukta daha da daraldığı, ağrı ve morarmaların oluştuğu durum tehlike sinyalidir. Burada ağrı koruyucu bir sinyal olmaktan çıkmış, yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan bir faktör haline gelmiştir. 

Vücuttaki sensörler harekete geçer

Ağrı, vücudumuzda yanlış bir şey olduğunu bize söylemenin yoludur. Vücudumuzun her yerinde sensörler (algılayıcılar) bulunmaktadır. Bunlar vücudumuz ve çevremiz hakkında bilgi alır ve bu bilgiyi beynimize gönderir. Aşırı sıcak ya da soğuk gibi tehlikeli bir duruma maruz kaldığımızda, bu alıcılar beynimize bir uyarı mesajı gönderir. Bu uyarı mesajını ağrı olarak hissederiz. Ağrının bizzat kendisi vücudumuzun daha duyarlı hale gelmesine neden olabilir. Bir kemik kırıldığında, beden, sensörlerin algıladığı ağrı kimyasallarını salgılar; bu da beyne anormal, can sıkıcı bir şeyin yaşandığını söyler. Bu kimyasallar, sensörlerin daha fazla bilgi almasına neden olabilir. Soğukta, kırık bir bilek daha fazla acı vermeye başlayabilir ya da yakın zamanda iyileşmiş bir kemiğin tekrar ağrımasına neden olabileceği anlamına gelir. Nedeni, zarar gördüğünüz bölgelerdeki ağrı sensörlerinin daha hassas hale gelmesi olabilir. Vücudumuz genel olarak  soğuğa maruz kaldığında organların etrafındaki damarlar iç ısıyı korumak için daralır ve el-ayaklara daha az kan gider. Bu, ciltle kasılan adaleler ve özellikle yüzdeki hassas sinirler daha fazla baskı altında kalacağı anlamına gelir. Soğuklar  eklemlerimizde de sertlik, ağrı, hareket kısıtlaması gibi değişikliklere neden olmaktadır. 

Soğuk algınlığında çinko alın

D vitamini: Takviyelerinin alınması, kemik mineralizasyonunda, kas fonksiyonunda ve sinir büyümesinde önemli rol oynamaktadır.  Çalışmalar, D vitaminiyle günlük takviyenin kemik kırığı riskini azalttığını ve yaşlı insanlar için kas gücünü artırdığını ortaya koymuştur. 

Kemik yoğunluğu korunmalı 

Genel sağlık için yapılabilecek en iyi şey düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz sertliği hafifletir, kasları güçlendirir, dolaşımı artırır, kilo kontrolüne yardımcı olur. Eklemler daha az zorlanır, kemik yoğunluğunu korumaya yardımcı olur, uykuyu düzenler ve ruh halini pozitif etkiler. Bütün bunlar ağrının önlenmesine yardımcı olur. Hareket etmekten korkmayın. 

EKLEM VE BEL AĞRISI OLUR

Ağrıyla ilişkili olduğu söylenen hava koşulları ve hastalıklar, aslında kaslarda ve eklemlerde kronik ağrıya neden olan hastalıklardır. Bunlar arasında romatoid artrit, osteoartrit, fantom ekstremite ağrısı, skar ağrısı, gut, trigeminal nevralji ve spesifik olmayan bel ağrısı yer alır. Son zamanlardaki araştırmalar, atmosferik basınçtaki değişikliklerin artritik rahatsızlıklar veya kronik ağrısı olanlarda, özellikle soğuk ve nemli koşullardaki artmış ağrılardan sorumlu olabileceğine odaklanmıştır. Hava basıncı düştüğü için hava molekülleri ve gazlar genişler. Düşük basınçların, eklemlerimizdeki gazların ve sıvıların benzer şekilde genişlemesine, sinirlere baskı yapmasına ve onları ağrıya karşı duyarlı hale getirmesine neden olmaktadır. Ayrıca, artritik bir eklem veya kasılmış kasın oluşturduğu mikro travma alanları, eklem sertliği ve ağrıyı artıran bir nedene dönüşmektedir. Soğuk havalarda eklemlerimizi daha az hareket ettirmek zorunda kalırız. 

Rutubetten uzak durun

Ağrının gerçekten soğuk, nemli koşullar tarafından tetiklenip tetiklenmediğini kanıtlamak için birçok çalışma  yapılmıştır. Yapılan bir araştırmada, 712 osteoartritli (eklem kireçlenmeleri) Avrupalıların yüzde 67'si havadaki değişimlerin eklem ağrılarını artırdığını ifade etmiştir. Başka bir araştırma, her 3 ayda bir, 2 yıl boyunca anketleri tamamlayan kalça osteoartriti (kireçlenmesi) olan kişilerde, rutubetin artmasıyla birlikte ağrının kötüleştiği ve barometrik basınçtaki artışla birlikte fonksiyonlarında hafif kötüleştiği bildirildi. Uluslararası Mesleki ve Çevre Sağlığı Arşivleri 2013 çalışmasına göre, yaklaşık 135 bin inşaat işçisi arasında, soğuk havalarda çalışanlarda bel ve boyun ağrılarının daha sıcak ortamlarda çalışanlara göre daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.  

PRATİK ÖNERİLER

Bir şeyler denemelisin ve zamanla kendiniz için neyin işe yaradığını anlarsınız. Bu süreç sırasında, sinirlenmemeye çalışın. Sadece kişisel deneyiminiz sizin için en iyi olanı belirleyebilir. Sonra faydalı olanları benimseyin, uygulamaya devam edin.

Yeme  içmeye dikkat edin, çünkü bu enerji seviyenizi koruyacak ve vücudunuzun daha soğuk havayla başa çıkmasına yardımcı olacaktır. Sıcak yemekler ve bol miktarda meyve ve sebze yiyin.

Isının: Sıcak banyolar veya duşlar, özellikle sabahları ağrı ve sertlik seviyesinde büyük bir fark yaratabilir. Vücudu ısıtmak dokunun elastikiyetini artırır ve kan dolaşımını kolaylaştırır. Aynı zamanda, beynin ağrı algısını azaltan sinirsel yolları da harekete geçirir.

Yaşam alanlarınızı kışın normalden daha fazla ısıtın. n Gerekirse geceleri, yatağınızda battaniye veya elektrikli battaniye kaslarınızın gevşemesine yardımcı olur. 

Şapka ve atkı kullanın 

Termal iç çamaşırları ısıyı korumanıza yardımcı olabilir. El ve ayaklarınızı çorap ve eldivenlerle sıcak tutmaya gayret edin,  bir kışlık palto, şapka ve atkılar kullanın. Vücudun belirli bir kısmında sinir ağrınız varsa, dışarı çıktığınızda bölgenin özellikle iyi korunmuş olduğundan emin olun. Örneğin, yüz ağrınız varsa yüzünüzü bir eşarp veya yünle sıcak tutun. Ellerinizi ayaklarınızı ılık-sıcak suyla yıkayın.  Kaymaları ve düşmeleri önlemek için kış ayakkabılarınız olmalıdır. 

Prof. Dr. Nurettin Lüleci Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX