Yayın Tarihi:
09 Aralık 2020 Çarşamba 12:53:00
Kemal Kılıçdaroğlu 2023'te Başkan adayı olacak mı?
İki gündür Türk medyasının her kanalında her gazetesinde bir geyik dolanıyor.
*
En popülerinden en marjinaline tüm medya mecralarında Yok Kemal Kılıçdaroğlu 2023 Başkanlık adayı olacak yok aday olduğunu açıkladı vs.
*
Allahaşkına insanların zekasıyla dalga geçmeyin yahu... TBMM’deki rutin bir laf atmayı geçiştirmiş Kılıçdaroğlu o kadar.
*
Bana göre Kemal Bey’in 2023’te Başkan adayı olma ihtimali milyarda bir bile yok. Milyarda bir bile olmaz böyle bir olay. Boş boş laflar bunlar.
*
Kemal Kılıçdaroğlu tam 10.5 senedir CHP Genel Başkanı ve ben 10.5 senedir bir Kılıçdaroğlu muhalifiyim. İlk günden beri kendisine bakışım olumsuzdur.
*
CHP zihniyetinin zaten öteden beri sert muhalifiyim. Fakat kabul etmem gerekir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 10.5 senelik tecrübe ile de beraber son derece kurt bir siyasetçi haline geldi.
*
Biraz amiyane tabirle söylersek 2021’in eşiğindeki Kemal Kılıçdaroğlu tam anlamıyla anasının gözü bir siyaset adamıdır. Tam doğru tabir bu:Anasının gözü
*
Çok uyanık ve açıkgöz bir politik portre ile karşı karşıyayız. Kılıçdaroğlu’nun siyasi zekasını küçümseyen herkes büyük hata yapar.
*
Her türlü siyasi entrikayı ve dalaverayı, her türlü enternasyonel işbirliğini, alicengiz oyununu ve muhalefet içinde her türlü numarayı, indirip kaldırmayı ustaca yapabilen bir siyaset profesyoneli artık Kılıçdaroğlu. 2021’in Dersimli Kemal’i böyle bir adam artık.
*
Bakın ben “Kemal Kılıçdaroğlu tam manasıyla anasının gözü bir siyasetçi oldu” tespitini yaptığımda bu dediğimi en iyi anlayacak insanlardan biri Türk siyaset tarihinin Diego Armando Maradona’sı olan Recep Tayyip Erdoğan’dır.
*
“Anasının gözü siyasetçi Kılıçdaroğlu” tespitini duyan Başkan Erdoğan’ın önce o meşhur tebessümünü edeceğini ve sonra da bu teşhise hak verir biçimde hafiften kafasını sallayacağına eminim.
*
Kılıçdaroğlu’nun kafasında dolanan tilkileri ve anasının gözü oluşunu en iyi hisseden adam da Başkan Erdoğan’dır.
*
Diğer AK Partililer o netlikte çözemez. Sonuçta Kılıçdaroğlu kafasında kaç tilki gezerse gezsin siyaset sanatının büyük maestrosu Erdoğan’ı kündeye getirmek de öyle kolay değil. Kılıçdaroğlu da bunu iyi biliyor.
*
Hele kimi akılsız muhalif yazarların “Kılıçdaroğlu olmasa CHP iktidar olur. Kılıçdaroğlu yüzünden bu haldeyiz” gibi laflarını duydukça kahkahalar atıyorum.
*
Bizim en büyük şanslarımızdan biri muhalif yazar-çizer takımının çoğunun süzme salak oluşudur. İdeolojik ve şahsi takıntılarla malul olup kendi zekalarını kendileri eriten tiplerdir bunların çoğu. Türk aydın ortalaması zaten dünya sonunculuğuna oynayacak seviyede.
*
Bizim medyanın halinin de çok problemli olduğu da bir vaka. Bunu Başkan Erdoğan da konu geçtiğinde ifade ediyor ama talihimiz “Yandaş medya şöyle salak böyle salak” deyip deyip kendileri de etkisiz ve uyuz yayıncılık yapan muhaliflerin büyük çoğunluk oluşudur. Ekseriyetle bizim ekmeğimize yağ sürüyor muhalif medya.
*
Kemal Kılıçdaroğlu da etkisizlik ve uyuzlukta buluşan bu takıntılı muhalif aydınlar gibi olsa işimiz çok daha rahat olurdu. Ama Kemal Bey dediğim gibi her geçen gün daha da açıkgöz bir adam haline geldi.
*
Muhaliflerin en tanınmış olanlarından biri kendini çok uyanık zanneden Fatih Altaylı bile “Kılıçdaroğlu habire yeniliyor. CHP Genel Başkanlığından istifa etsin. Yerini yeni birine bıraksın” dediğinde çok kopmuştum.
*
İşte tam istediğimiz akılsız muhalif tipi demiştim ama Kılıçdaroğlu CHP içine o kadar hakim ki kendi istemedikçe oradan ayrılması imkansız. Böyle laflarla Kemal Bey’in konumu maalesef sarsılmıyor.
*
Fatih Altaylı’nın bu kadar senelik medya ve politika tecrübesine rağmen bu zekasızlıkta bir siyasi analizi nasıl yapabildiğini de Altaylı ile uzun yıllar beraber çalışmış ve O’nun üstadı olmuş bir medya adamına sordum. Cevabı şöyle oldu...
*
“ Fatih sadece gazete okur, asla kitap okumaz. Gazeteleri de dikkatle okumaz. Yalapşap okur. Çünkü okurken de kafasında hep patlatmak istediği bomba vardır. O yüzden derin düşünemez. Hiç kitap okumadığından kaynaklanan o entelektüel komplekslerini de bilim programıyla tatmin ediyor ama o açıdan ülkeye faydalı oluyor. Entelektüel derinliği olmadığından da siyasi analizleri zayıftır. Kılıçdaroğlu konusundaki olayın kaynağı o. Ama Fatih insanların açıklarını yakalayıp insanlar üzerinde etkili olmayı da bilir bir yandan. Sizin kimi bakanlara önce hakaret eder eder sonra da hakaret ettiği kimi adamların etnik kimlik ve tarikat geçmişi gibi komplekslerinden faydalanıp kendi karşısında sizin bakanları nerdeyse hazırola geçirtir Fatih. Üstelik Tayyip Erdoğan’a rağmen bunu yapabiliyor. Bu da büyük meziyet ve medya zekasıdır. Küçümseme bu özelliğini Fatih’in. Büyük iştir”
*
Bir taraftan Kemal Kılıçdaroğlu bir taraftan medya adamları derken aklıma Kılıçdaroğlu’nun Dersimli hemşehrisi Zafer Mutlu geldi. Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu’nun genel başkan oluş sürecinde Mutlu büyük payı vardır. Zafer Mutlu da eski dönemin en anasının gözü medya organizatörlerinden biriydi. Daha doğrusu Ertuğrul Özkök ile beraber zirvedeki isimdi.
*
Zafer Mutlu’nun “Oksijen” adında bir haftalık gazete çıkaracağı medya kulislerine yansıdı. Peki nasıl olacak bu haftalık gazete? Mutlu yine geçmişte yaptığı gibi siyasetin dizayn edilmesi teşebbüsünde bulunacak mı bu gazete aracılığıyla?
*
Öğrendiğime göre Zafer Mutlu yakın çevresine “Asla iç siyasete girmeyeceğiz. Asla iç politika yok. Ben aptal değilim. Geçmişte o hatayı yaptık. Şimdi asla yapmayacağız” diye ısrarla söylüyormuş.
*
Oksijen gazetesi Mutlu’nun eşi dergici Nüket Mutlu’nun bir zamanlar çıkardığı İnstyle ile Fortune dergisi karışımı bir şey olacakmış. Biraz da Le Monde Diplomatique ve Times Literary Supplemantary gibi. Yeni çıkan kitaplar üzerine, Netflix gibi dijital platformlar üzerine çok sayıda yabancı mahreçli yazı çıkacakmış. Zaten gazetenin resmî sahibi de Nüket Mutlu’ymuş.
*
Yani anladığım kadarıyla bir politika gazetesi çıkarmayacaklar. Entelektüel bir Pazar gazetesi çıkaracaklar.
*
Fakat tabii zaman içinde “siyasete müdahele” tarzı eski alışkanlıklar nükseder de iş bir “Ekrem İmamoğlu medyası” haline dönüşür mü? Bu sefer pek sanmıyorum. Çünkü gazetede yerli köşe yazarı bile olmayacakmış. Bu derece iç siyasetten uzak durmaya çalışıyorlar. Bir tek Zülfü Livaneli kültür ve edebiyat yazacakmış duyduğuma göre.
*
Oksijen’in GYY’si Tayfun Devecioğlu da eskiden beri bayılır zaten “FT Weekend” gibi gazetelere. FT Weekend’in bir Türkiye versiyonu olmak istiyorlar gibi görünüyor.
*
Zaten gazetenin sadece üç büyük şehirde dağıtılacağını duydum. 25 bin gibi bir tiraj hedefleniyormuş deniyor. Oksijen Pazar gazetesinin internet sitesi de Batılı gazeteler gibi paralı olacakmış. Bakalım bu aşırı elitist model tutacak mı Türk medyasında? Bakalım göreceğiz.