Yayın Tarihi:
06 Şubat 2021 Cumartesi 08:00:00
Serdar Atasoy olayından hareketle TSK içindeki FETÖ meselesi
Aslında bugün değerli Kürt aydını dostum Muhsin Kızılkaya'nın Orhan Pamuk hadisesiyle ilgili yazısına cevap verecektim ama TSK içindeki FETÖ olayı konusunda öyle bir şok gelişme yaşandı ki ister istemez bu garabeti yazmak mecburiyetindeyim.
*
Bilindiği gibi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı üzerine Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 27 Ocak'ta emekli tuğgeneraller Serdar Atasoy ile Celalettin Çoban'ı gözaltına almıştı.
*
TEM Şube'de ifadeleri alınan Çoban ve Atasoy, dün Ankara Adliyesi'ne çıkarıldı.
*
Emekli Tuğgeneral Serdar Atasoy, savcılık sorgusunda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek, itirafçı oldu.
*
Atasoy'un ifadesinde FETÖ'ye ilişkin tüm bildiklerini anlattığı ifade edildi.
*
Atasoy, ifadesinde örgütün mahrem imamlarıyla ankesörlü telefonlar üzerinden görüştüğünü de anlattı.
*
Serdar Atasoy ifadesinde özetle şunları kaydetti:
"Örgüt içerisinde Servet kod adını kullandım.
1988 yılında lisede okuduğum dönemde örgüte dâhil oldum, 2015 yılına kadar örgüt içerisinde kaldım.
2003 yılında girdiğim kurmaylık sınav soruları örgüt tarafından bana verildi ve bu sınavı kazanarak kurmay oldum.
Operasyonel hatlar kullandım, hem bu hatlarla hem büfe/ankesör/telefon kartlarıyla mahrem imamlarıyla görüştüm.
1996 yılında teğmen oldum ve rütbesini İstanbul Altunizade'de bulunan FEM dershanesinde Fetullah Gülen taktı. Ben de Fetullah Gülen'in elini öptüm. Örgüt beni iki kez katalog evliliği yapmam amacıyla yönlendirdi. Görüştüğüm örgüt mensuplarıyla uyuşmadığından evlenmedim. Mevcut evliliğim katalog değil."
*
Örgüt içerisinde bulunduğu süre içerisinde bağlı olduğu mahrem imamlarıyla birlikte örgüt üyesi olduğunu bildiği birçok örgüt üyesini teşhis eden Atasoy, darbe teşebbüsü sırasında görevli olarak yurt dışında bulunduğunu, herhangi bir faaliyette bulunmadığını iddia etti.
*
Atasoy'un itirafçı olmasını dikkate alan savcılık, serbest bırakma kararı aldı.
*
Savcılığın talebi üzerine sulh ceza hakimliği, adli kontrol kararıyla emekli generali serbest bıraktı.
*
Bir diğer şüpheli Celalettin Çoban'a ise sulh ceza hakimliğince ev hapsi kararı getirildi.
*
Bu iki ismin örgüt içindeki mahrem abiliğini yapan Yaşar Özdemir ise tutuklandı.
*
Eski Milli Savunma Bakanlığı Personel Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Nuri Cankıymaz ise halen aranıyor.
*
Serdar Atasoy, Piyade Kurmay Albay olarak görev yaparken, Ağustos 2020'de yapılan Yüksek Askeri Şura'da bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilmişti.
*
Ancak Atasoy'un FETÖ'nün mahrem imamlarıyla ankesörlü telefonlar üzerinden geçmişte görüştüğü tespit edilince göreve başlamasına izin verilmemiş ve emekli edilmişti.
*
Serdar Atasoy'un itirafçı olmasından sonra gözler, emekli generali Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı gibi kritik göreve öneren isme çevrildi.
*
Her hafta yüzlerle ifade edilen fetocu ortaya çıkarılıyor. Bu da 'daha ne kadar var' sorusunu gündeme getiriyor.
*
Bunlar kışlalarda sabah akşam Fetullah Gülen'e küfreden ve çeşitli sol ve sağ ideolojik görünümlerde bukalemun gibi beklemektedirler.
*
Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum... Ben Nisan 2016'da bu yazı sebebiyle Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gittiğim zaman FETÖ ile mücadeleden sorumlu askeri başsavcı Kurtuluş Kaya kendisiyle ilgili 2009 senesinden itibaren Zaman gazetesinde aleyhinde yapılan haberlerin gazete küpürlerini tek tek göstermişti.
*
FETÖ'nün her dönem hedefinde olmuş Atatürkçü bir Türk subayı olduğunu haykırıyordu ve bu örgütle mücadeleye kararlı bir hukukçu görünümündeydi.
*
Fakat 15 Temmuz geldiğinde anlaşıldı ki bu adam en has FETÖ'cülerden biri.
*
Sonrasında ülkeden firar etti. Şu an Almanya'da yaşıyor ve geride kalan arkadaşlarının yapacağı yeni bir numarayı bekliyor.
*
FETÖ tüm rolleri dağıtmış ve bu rollerin inandırıcı olması için örgüt gazetesinde aleyhinde yüzlerce haber yapılan FETÖ'cü subaylar var Türkiye'de.
*
Serdar Atasoy hadisesinde de şunu görüyoruz: FETÖ öyle bir karmaşık istihbarat ve casusluk örgütü ki arka planda bir darbenin içinde olup ardından da nefret ettiği siyasetçileri "FETÖ'nün siyasi ayağı" diye bizzat Kurtuluş Kaya gibi kendi savcılarıyla tutuklamaya kalkar.
*
Kimi akılsız muhteris subayları da suya götürüp susuz getirir.
*
Önce onlara çengel atar sonra da öne onları sürer. 15 Temmuz ihanetinde de aynısını yapmıştı.
*
Elbette 15 Temmuz 2016 konjonktüründe değiliz. Tüm komuta kademesi ve üst düzey generallerimiz sapasağlam ve Türkiye'ye yürekten bağlıdırlar.
*
Cuntacılık tabiriyle onlara çengel atmak kolay değildir. 15 Temmuz'da olduğu gibi FETÖ'nün 45 Tugay komutanlığını birden kendi emrine alabilmesi mümkün değildir.
*
Zaten şu an herhangi bir askeri hareketlenmenin idareyi ele alması da imkansız ama dediğim gibi bir kaos oluşturmak, bir iç karışıklık çıkarmak zaten ana hedef gibi görülmektedir.
*
Birileri de maalesef bu blitzkrieg yani yıldırım yöntemiyle yaratılmak istenen iç karışıklıktan medet ummaktadır.
*
Yine boş hayaller kuruyor birileri. Ah ahhh 27 Mayıs 1960'dan beri değişmiyor birilerinin kafası...