Yayın Tarihi:
13 Şubat 2021 Cumartesi 08:00:00
Türkiye'nin entelektüel trajedisi
Dün Rize'de Başkan Erdoğan konuşma yaparken bir yerde durdu ve aynen şöyle söyledi...
*
"Bir noktada özeleştiri yapmak istiyorum:Kültür ve eğitim konularında arzu ettiğimiz inkişafı sağlayamadık."
*
Başkan Erdoğan'ın her zamanki müthiş özgüveniyle söylediği bu haklı sözler hepimizin kulağına küpe olmalı. Hepimiz özeleştiri yapmalıyız.
*
Türkiye'nin kültürel ve bilimsel ortamının bir çöl olduğu bir hakikattir.
*
Kültür ve bilim adamı sanılanların çoğunun da az donanımlı ve evrensel olarak da itibarsız kişiler olduğu gerçeğiyle de yüzleşmemiz bir mecburiyettir.
*
Hem seküler hem de İslami kesim için manzara aynıdır. Vaziyet maalesef budur.
*
Çöl ortamında güzel bir çiçeğin açması nasıl ki çok zorsa Türk entelektüel ortamından da evrensel seviyede kültür adamlarının ve yüksek kıymette bilim adamlarının çıkmasının çok zor olduğu gerçeği de çırılçıplak ortadadır.
*
İş âleminde Türkiye olarak dünya ile rekabet edebilme sorununu belli oranda aştık ama kültürel ve entelektüel sahada çok geri durumdayız.
*
Türkiye'nin iş ve ticaret ortamı Özal'la beraber dış rekabete açılınca zorunlu olarak iş dünyasında daha ileri zekâlar ve yetenekler gelişmek mecburiyetinde kaldı.
*
Çünkü başka türlü ayakta kalmak mümkün değildi ama kültürel ve entelektüel ortam için maalesef aynı süreç geçerli olamadı.
*
Kültürel-sanatsal ve entelektüel-akademik alandaki başarısızlığımızı Türkiye toplumu olarak hepimiz itiraf etmeliyiz.
*
Türkiye'nin son 18 senesine damga vuran AK Parti'nin tüm yetkilileri de bu konuda tıpkı Başkan Erdoğan gibi kuvvetli şekilde özeleştiri yapmalı.
*
Bu başarısızlığın en temel sebebi bu alanların hâlâ dış rekabetten uzak ve adeta ithal ikameci bir sistem içinde faaliyet yürütmesidir.
*
Hâlâ bu alanlarda Türkiye dünyaya çok kapalıdır.
*
Oysa Türk iş dünyası bağlamında bu durum belli oranda aşılmıştır çünkü Türk iş âlemi küreselleşme sürecine adapte olabilmiştir.
*
Her geçen gün Türk iş dünyası özellikle dünya ile rekabet etmek zorunda olan firmalar ileri yönde gelişiyor ve küresel kalite standartları seviyesine yaklaşıyor.
*
Edirne'nin dışında konvertibilitesi biten kimi akılsız Türk köşe yazarlarının ve akademisyenlerinin küçümsemeye kalktığı Türk inşaat ve gayrimenkul sektörünün bazı müteahhitleri özellikle son 15 sene içinde küresel standartlarda üretim yapabilir hale geldi.
*
Bir memleket düşünün ki kalitesiz insanları evrensel seviyede kaliteli iş yapan insanlarını aşağılamaya kalkabiliyor.
*
Akla ve bilime aykırı bu saçmalığa imza atan kalitesiz yazarlar ve akademisyenler bir de sürekli evrensel standartlar laflarını geveliyor.
*
Bu ülkemiz için hem bir komedi hem de entelektüel açıdan büyük bir trajedi...