Adı yok!

Y.N: Bilemiyorum Fırat.. 

- F.A: Abi bak gitmeyelim Federasyona. Bunlar arıyorlardır bizi! 

- A.P: Vallahi bak, taraftar uyandı artık mevzuya. Çoktan düşmüşlerdir peşimize. Gitmeyelim he ne dersin? 

- Y.N: Bilemiyorum Fırat bilemiyorum. 

- F.A: Bir şeyi de bil abi ya... 

- Y.N: Meraklanma bu kadar. Nasılsa resmi hiç bir açıklama yapamıyorlar. 

Muhtemelen buna benzer bir diyalog yaşanıyor son 10 gündür Federasyon koridorlarında, MHK kurmayları arasında. Replik, Mazhar abinin repliğine benzer olsa da, hikâyenin adı oturmuyor mantığa. Tam “Her şey çok güzel olacak” demeye başlıyorsun, birileri çıkıp “Ben bu işte art niyet görmüyorum” diyor, bütün mücadele gücünü söküp alıyor senden. Sorgulamaya başlıyorsun kendini. İşinden, evinden, hatta evlatlarından çaldığın zamana değer mi diyorsun kendinle baş başa kaldığın her an, her saniye. Tamam. Millet olarak severiz biz devam filmlerini ama, bu senaryo kabak tadı vermeye başladı artık.

Aynı sahneler, benzer replikler, 3..5 figüran ile dönen koca bir film!  

VAR nedir gördük. Gerçi görmemize fırsat dahi vermediler. Resmen göstere göstere bitiremediler. Şimdilerin modası var yardımcı hakemleri. Eğitimdelermiş kendileri! İsimleri de manidar. Henüz açıklanmadı ama, AHVAR mı neymiş kısaltması. İsmin ya da sistemin ne önemi VAR. Sorun sistemde değil ki, zihinlerde. Ne zaman Vicdani Arınma ve Rehabilitasyon sağlarız hakemlerde, işte o zaman sistemin adı mana bulur zihinlerde. Aksi olana kadar adı YOK.