Ayıp

Son yıllarda milyonlarca Euro’luk transfer ihracatında bulunmuşsun kime ne? 

Tek bir transfer satışı ile ülkenin o dönemki cari açığının %1’ini kapatmışsın kime ne? 

Son 10 senede Avrupa’da toplamda 146, maç başına 1.78 puan alarak ülke puanına en fazla katkıyı yapmışsın umurunda mı? Türkiye’nin Avrupa arenasındaki itibarını söylemiyorum bile. Nasıl olsa yapmışım reklamı, vermişim taahhüdü, satmışım sana dekoderi. Ne önemi var ki 115 yıllık camianın hiçe sayıldığı ortamda, milyonlarca taraftarın takımını seyretmek için verdiği çabanın. Ya yiyemeyeceğiniz yemeği o tabağa koymayın, ya da o masaya hiç oturmayın. 

Sahanın dışından, sahanın içine dönemediğimiz şu günlerde, yeşil zemine her bakışımızda gözümüze ilk çarpan şey 18in içi! 1. bölge ya da 3. bölge fark etmiyor. Son iki senedir 18 içinde bir türlü dikiş tutmuyor. Larin gelecek vaad ediyor, ama ben henüz bu yükü kaldıracak pozisyonda değilim diye bangır, bangır bağırıyor. Dedim ya sorunun ortak noktası 18 içi ama bölgeler çoğaldı hiç beklenmedik anda. Yine Tolga, yine Tolga. Sözün özü, neresinden tutarsan dibin görüldüğü dün akşamda, henüz gün aymadan çalan tehlike çanlarına kulak verip 1 atan, 1 de tutan muhakkak alınmalı bu takıma.  

Bugünün şartlarında buna da şükür ama hatırlatmakta fayda var. Süre daralıyor, transfer tahtaları bir bir kapanıyor. Sorunun sadece maddiyat olmadığı aşikâr, belli ki ortada bir ya da birden fazla cephede anlaşmazlıklar var. Kalan 14 gün içinde bu sorunlar çözülür mü? Umut, her zaman var.