Yayın Tarihi:
18 Ağustos 2019 Pazar 08:00:00
Sancı
Başarının tanımını iyi yapmamız lazım. Tabela futbolu mu? Tatmin eden ama sonuçsuz kalan bir oyun mu? Tabii ki gönül, göze hoş gelen bir oyun ile gelen başarıyı ister lâkin takımın ve camianın hem maddi hem de manevi olarak tatminin ötesinde, tabela yapması lazım bu sene. Demem o ki, Beşiktaş kötü oynarken de kazanabilmesi gereken bir sürecin tam da merkezinde aslında.
Beşiktaş, yeni bir sistem, yeni bir hoca ve yeni bir bakış açısı ile sezona başladı. Hoca’nın Dorukhan’dan, Emre. Medel’den Mahmut. Ljajic’ten İrfan devşirme isteği de gün gibi ortada. Ancak, Gökhan hocanın yardımcı vasfı ile Abdullah hocaya ilk telkininin “Hocam bu oyuncular, bu sistemin oyuncusu değil” şeklinde olacağını düşünüyor, hatta düşünmekten de öte umut ediyorum. Medel, tek ön libero oynamaz. 4 adamla, önde baskı ile maça başlayan Sivas'ı tek ön libero ile durduramazsın. Mahalle maçlarında bir söz vardır, ilk maçın günahı olmaz derler. Ancak Beşiktaş öyle bir halde ki, bırakın ilk maçı, dakikaların hatta saniyelerin bile bedeli çok ağır olur. Dedim ya, başarının tanımını iyi yapmak lazım. Beşiktaş'ın önceliği şu aşamada güzel oyundan ziyade, sonuç odaklı futboldur.
Geçen sene ki kopuk oyunun baş aktörleri Ricardo ve Caner ligin ilk haftası sahada ise, bunun sorumlusu kim?
Henüz ilk maç. Eleştiri hak, yermek manasız ve erken. Lâkin şunu da hatırlatmakta fayda var. Beşiktaş, ligin son haftasına kadar lidere yancı olmaz. Liderin ta kendisidir. Yarın ilk iş, Süreyya ağabeyi aramak. Tesislerin en güzel yerine asıversin kocaman harflerle “BEŞİKTAŞ SEZONU 46 GOL İLE TAMAMLAYACAK BİR TAKIM DEĞİLDİR.