Sinon'un anlattıkları

Soner Yalçın’ın cuma günü neşrettiği yazısını ilgiyle okudum. Truva’nın anlattıkları başlığı altında, o efsane üzerinden, bugüne ışık tutmuş ve yazısını da “Anlamıyor musunuz arkadaş?’ diye sonlandırmış.
Keşke o güzelim satırları öylece yüzüstü bırakmasaydı!
Neyse, işin o kısmına birazdan el atarız.
Keyifle okuduğum, sonunu nasıl getirecek diye meraklandığım yazının ilgili bölümlerini aktararak paylaşacağım.
Demem o ki, kısaltıp özetlemek adına kendi kelimelerimi katmayacağım.
İşte o yazının ilgili bölümü.  
Truva Savaşı…
Anadolu’nun batı kıyısındaki Truvalılar, bin 297 gemi ve yüz bin askerle saldıran Menelaus ve kardeşi Agememnon’a dokuz yıl dayanır.
Yunanlar- Akhalılar, Truva’nın güçlü surlarını aşamayınca, kurnazlığa başvurur. Bu hamle, Truva Savaşı’nın sembolü haline gelecek “tahta at” hilesidir… İçine en iyi savaşçılarının saklandığı tahtadan yapılmış büyükçe bir tahta atı Truva surlarının önüne bırakan Yunanlar, gemilere binerek, Bozcaada’nın arkasına saklanır…
Geride bırakılan “Sinon” isimli ikna yeteneği güçlü Yunan asker, “tahta atın” hediye olarak bırakıldığına Truvalıları ikna eder…
Kapı açılıp “tahta at” şehrin içine alınınca olanlar olur; atın içine gizlenmiş Yunan savaşçılar, Truvalı nöbetçileri öldürüp şehrin kapılarını kendi askerlerine açar…
Böylece, dokuz yıldır direnen Truva, tahta at hilesiyle yenik düşer.
Batı, ilk savaşta Doğu’yu ancak hileyle yener.
Bu bilgiler ışığında gelelim ana konumuza…
Anlamıyor musunuz?
Batı’nın Doğu’ya üstün gelme mücadelesi (Anadolu’daki boğazlardan Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs’a kadar stratejik noktaları denetimi altına almak istemesi) Truva Savaşı’ndan beri sürüyor…
Gözünüzü açın, oyuna gelmeyin… Bizler Truva’nın mirasçılarıyız.
Hâlâ kimileri… Batı’nın gösterişli “tahta at” hilesine inanıyor; “Batıcıyız” diyor! Suriye barışı için toplanan Doğu ülkeleri Rusya, İran ve Türkiye’nin çabalarına burun kıvırıyor. Putin, Ruhani ve Erdoğan’ın Truva’yı temsil ettiklerini kavrayamıyor.
ABD’nin “tahta atının” PKK/PYD olduğunu görmezden geliyor…
O “tahta ata” bir daha kapımızı açmayacağız arkadaş, anlamıyor musunuz?
…
Soner Yalçın özetle bunları yazmış. Zaman zaman böyle çıkışlar yapıyor, umutlandırıyor. Ama bu yazısında olduğu gibi o çıkışlarını da yüzüstü öylece ortada bırakıyor.  
O vakit biz de şunu soralım öyleyse; görmüyor musunuz arkadaş?
Görmüyor musunuz?
Eyvallah, tahta at hilesi önemli. Gerçi aylardır ‘beka beka’ diye, bu hileyi gördüğümüz için yırtındık, yırtınıyoruz.  
Beka sorunu yok diyen Sinonlar kimlerdi peki?
Bak! Bu ülke de son 9 yıldır direniyor. Düşman, büyük surlarımızı aşmak için her yolu deniyor.
Çok haklı! PKK/PYD Amerika’nın Truva atı.  
İyi de “PYD bize mi saldıracak” diyen Sinonları görmüyor musunuz?
Ya PKK terör örgütünü arkalayan sözde akademisyen Sinonları!
PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi kucaklayan Sinonları görmüyor musunuz?
Ya peki ortalıkta gazeteci diye dolaşan Sinonları da mı görmüyorsunuz?
Bak arkadaş! Ortalık Sinon kaynıyor.  
Biz tahta atı gördük de sen Sinonları görmeyecek misin?
Ve son bir not.  
Madem mesele vatan, gerisi teferruat, o halde Soner arkadaşın Sinonlar konusundaki tavrını merak ediyorum.  
Kim bilir belki bu vatanın bekası için büyük bir fırsatın arifesindeyizdir.  
Görürlerse tabii ki.