MÜSİAD 2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Beklentileri Programı gerçekleşti! Bakan Şimşek: Kısa vadede Türkiye ekonomisi ve OVP'yi destekleyici bir ortam var
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), her yılın başında geleneksel olarak düzenlediği Ekonomik Değerlendirme ve Yeni Yıl Beklentileri Toplantısı'nı, T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in katılımıyla MÜSİAD Genel Merkezi'nde gerçekleştirdi. T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ve MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı'nın konuşmalarıyla gerçekleşen programda yeni yıl ekonomik beklentileri konuşuldu.
Haberin Eklenme Tarihi: 8.01.2025 14:54:00 - Güncelleme Tarihi: 8.01.2025 14:54:00MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı toplantıda 2024 yılına dair analizlerini ve 2025 yılına yönelik öngörülerini paylaştı.
Mahmut Asmalı, küresel ve yerel ekonomik zorlukların damga vurduğu 2024 yılını değerlendirerek, Türkiye'nin enflasyonla mücadelesine ve ekonomideki yapısal reform ihtiyacına vurgu yaptı. Asmalı, "2024, reel sektör için zorlu bir yıl oldu; ancak ihracattaki ılımlı artış ve istihdamın korunması, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını bir kez daha gösterdi" dedi.
Enflasyonla mücadelenin 2025 yılında da öncelikli konu olacağını belirten Asmalı, bu süreçte reel sektörün rekabet gücünü artıracak yapısal reformlara ve inovasyona dayalı çözümlere duyulan ihtiyacı dile getirdi. Ayrıca, yeni devreye alınan Küresel Rekabetçilik ve Kapasite Geliştirme destek programlarının ve HIT-30 Destek Programı'nın, KOBİ'lerin yenilikçi ürün geliştirmelerine büyük katkılar sağlayacağını ifade etti.
"2025 REFORM YILI OLMALI"
Genel Başkan Asmalı, enflasyon ve gelecek beklentileri ile ilgili ise şunları söyledi:
"Yeni yılda da ekonominin bir numaralı gündemi enflasyonu düşürmek olacak. MÜSİAD üyelerimize yaptığımız anket de bu tercihin önemini teyit ediyor. Ancak bu zorlu mücadelenin bir yandan da reel sektörün yatırımlarını, istihdam olanaklarını ve büyüme hedeflerini olumsuz etkilediğini vurgulamak gerekiyor.
Enflasyonla mücadelenin bedeli, vatandaşlarımız ve şirketlerimiz tarafından yüklenmeye çalışılırken, bu bedellerin boşuna ödenmediğini teminat altına almalıyız.
Rekabet gücünü artırıcı, âtıl kapasitelerin daha etkin kullanımını sağlayıcı, yenilikçilik ekosistemini güçlendirici ve gelir dağılımını düzeltici nitelikte yapısal reformları devreye alarak bu zorlu dönemi fırsata çevirmeliyiz. Böylece son 1,5 yılda verilen mücadele ve özveriler, Türkiye ekonomisini daha katma değerli, bereketli ve kapsayıcı kılarak çok daha anlamlı hale gelebilir. Biz MÜSİAD ailesi olarak 2025'i gerçek bir reform yılı haline getirebilmek için her türlü desteği vermeye hazırız.
Ekonomi yönetimimizin son dönemde reel sektörün rekabet gücünü korumak adına, attığı reeskont kredi limit artışları ve İstihdamı Koruma Programı gibi adımlar oldukça değerlidir. Merkez Bankası'nın enflasyondaki gelişmelere uyumlu biçimde yılın son toplantısında politika faizinde indirime gitmiş olması da 2025 için reel sektöre umut veren bir başka gelişme olmuştur."
MÜSİAD, 2025 yılını "reform yılı" olarak nitelendirirken, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyüme, istihdam ve yatırım odaklı bir yapı kazanması için çalışmalarını sürdürmeye kararlı olduğunu belirtti.
"2025 YILINDA DÜNYADA ENFLASYON DÜŞMEYE DEVAM EDECEK"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılına dair ekonomik öngörüler ve politikalar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Bakan Şimşek, "Jeopolitik gelişmeler, hepimizin dikkatle izlediği ve önem verdiği bir konu. Bu gelişmeler, Türkiye'nin yükselen jeopolitik değerini daha belirgin hale getirecek. 2025 yılında bu durum çok daha net bir şekilde ortaya çıkacak," ifadelerini kullandı.
Kısa vadede dünya ekonomisinde Türkiye açısından etkili olan ve ülkeyi doğrudan ilgilendiren konulara değinen Şimşek, 2025 yılında Avrupa Birliği ve Türkiye'nin yakın çevresinde ekonomik büyümenin hız kazanmasının beklendiğini hatırlattı. Şimşek, bu durumun gerçekleşmesinin dış talep ve ihracat açısından olumlu bir trend oluşturacağına işaret ederek şunları söyledi:
"Bu gelişme, Türkiye'nin büyüme ve ihracat hedeflerini destekleyici bir etki yaratacaktır. Ancak Avrupa ve ABD'nin ekonomi politikalarında artan belirsizliklerin büyük ölçüde siyasi dinamiklerden kaynaklandığını görüyoruz. Öte yandan, küresel enflasyondaki gerileme bizim açımızdan destekleyici bir unsur. Daha uygun kısa vadeli finansal koşullar, hem Orta Vadeli Programı (OVP) hem de ekonomik faaliyetleri teşvik edecektir. Ayrıca petrol ve doğal gaz gibi emtia fiyatlarında, mevcut durumda, reel bir artış öngörülmemektedir."
Jeopolitik konulara da vurgu yapan Şimşek, Türkiye'nin artan stratejik öneminin 2025 yılında daha fazla öne çıkacağını belirtti: "Bölgemizdeki pek çok sorunun çözümünde Türkiye liderlik rolünü sürdürecek. Bu da Türkiye'nin dünya genelindeki takdirini artıracak ve stratejik önemini pekiştirecektir. Bu bağlamda, kısa vadede ekonomik görünüm, ihracatı ve reel sektörü destekler niteliktedir."
Küresel enflasyondaki düşüşe ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, "2023 ve 2024 yıllarına kıyasla, 2025 yılında dünyada enflasyonun düşmeye devam etmesi bekleniyor. Öngörülere göre, küresel enflasyon ortalamasının yüzde 4,3 seviyelerine gerileyeceği tahmin ediliyor. Gelişmiş ülkeler arasında yer alan ABD ve Avrupa Birliği'nde ise enflasyon oranlarının yüzde 2 civarına inmesi bekleniyor. Eğer bu gerçekleşirse hem Avrupa Merkez Bankası hem de ABD Merkez Bankası'nın kısa vadeli faiz oranlarını düşürmesi veya düşük seviyelerde tutması muhtemel," dedi.
KISA VADEDE TÜRKİYE EKONOMİSİ VE OVP'Yİ DESTEKLEYİCİ BİR ORTAM VAR
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Kısaca, kısa vadede Türkiye'nin lehine olabilecek olumlu koşullar mevcut. Bu süreç, Türkiye ekonomisi ve Orta Vadeli Program (OVP) için destekleyici bir zemin oluşturuyor." şeklinde konuştu.
Uzun vadede dünya ekonomisinin karşılaşacağı önemli zorluklara değinen Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:
"Uluslararası ticarette parçalanma ve korumacılık eğilimleri artış gösteriyor. Küresel borç seviyeleri, milli gelir oranlarına kıyasla oldukça yüksek. Ayrıca, uzun vadeli faizlerin yüksek olduğu bir ekonomik ortam bu durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor ve bu da ciddi bir demografik sorun yaratıyor. Bununla birlikte, dünya hem üretkenliği artırma potansiyeline sahip hem de dönüşüm sağlayan yıkıcı teknolojilerle karşı karşıya; burada yapay zeka kritik bir rol oynuyor. İklim değişikliği ise çözüm bekleyen bir başka önemli mesele. 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulan kural bazlı, çok taraflı ticaret mekanizmalarından uzaklaşıldığını görüyoruz. Serbest ticaret yerine korumacılığın ağır bastığı bir döneme giriyoruz."
ABD ve Çin arasındaki jeostratejik rekabetin, küresel ticarette parçalanmayı yeni bir norm haline getirdiğini belirten Şimşek, bu rekabetin uluslararası ticaret üzerindeki etkilerine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Ticaretteki kısıtlamalar, özellikle ABD ve Çin ekseninde önemli bir seviyeye ulaştı. Son iki yılda bu alanda çok sayıda kısıtlama uygulanmış durumda. Küresel imalat sanayisinin merkezi değişim gösterdi. Çin'in, küresel imalat sanayindeki payı yüzde 8,6'dan yüzde 30'un üzerine çıktı. Aynı dönemde Avrupa Birliği, ABD, Japonya gibi gelişmiş bölgelerde ve ülkelerde imalat sanayisinin katma değerindeki payında kayda değer bir gerileme yaşandı."
Bu kaymanın yeni ekonomik trendler oluşturduğuna dikkat çeken Şimşek, dost ülkelerden tedarik sağlama stratejisinin giderek önem kazandığını ifade etti.
MÜSİAD, ÜYELERİYLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINI PAYLAŞTI
Toplantıda MÜSİAD'ın üyeleriyle yaptığı yıllık ekonomi anketine dair veriler de paylaşıldı. MÜSİAD tarafından anket ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Geleneksel olarak her yılın son ayında üyelerimizin değerlendirmelerine sunduğumuz Ekonomi Anketimize, bu sene 900'e yakın üyemiz katılım gösterdi. Özellikle 2024 yılının değerlendirilmesi hususunda, anketimizin resmî rakamlarla uyumlu bir netice verdiğini görüyoruz.
Hatırlanacağı gibi yılın ilk çeyreğinde 5,7 puan olan iç tüketimin GSYİH büyümesine katkısı, talep koşullarının bozulmasıyla, 2'nci ve 3'üncü çeyrekte 1,1 ve 2,1 puana gerilemişti. Anketimize katılan üyelerimizin %53,6'sı da 2024 yılında iç satışlarının azalış kaydettiğini belirmiştir.
Yine anketimize katılan üyelerimizin %60,4'nün önceki yıla kıyasla ithalatlarının azaldığını ifade etmesi, 2024 yılında ülkemizin toplam ithalat hacminin %4,9 azalmasına paralel bir görüntü sunmaktadır.
2024 yılının ilk çeyreğinde yatırımlar GSYİH büyümesine 2,2 puan katkı vermiş, devam eden dönemde ise gözle görünür bir ivme kaybı yaşanmış ve yatırımların büyümeye katkısı 2'nci çeyrekte 0,2'ye düşmüş, 3'üncü çeyrekte ise -0,2 puanla büyümeyi aşağıya çekmişti. Anketimize katılan üyelerimizin %52,1'i de 2024 yılında yatırımlarının azaldığını ifade etmiştir.
Üyelerimizin %23,4'ü 2025'te ekonomiyi etkileyecek en muhtemel etken olarak enflasyonu görürken, döviz kuru ve finansmana erişim sorunları diğer önde gelen cevaplar olarak dikkat çekmektedir. 2025 yılına dair genel ekonomik gidişat beklentisinin toplamda %67,3'ünün olumlu yönde cevaplandığı anketimize göre; üyelerimizin 2025 yılına ilişkin GSYİH büyümesi tahmini %1-%3 aralığında, yıl sonu politika faizi beklentisi ise %26-%30 aralığında yoğunlaşmaktadır."