Türkiye'nin AB'nin Dijital Avrupa Programı'na dahil olmasını değerlendirdi
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye ile AB arasında imzalanan 7,5 milyar avro değerindeki Dijital Avrupa Programı Katılım Anlaşması'nın tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, "Bu programla sanayimizin, KOBİ'lerimizin ve kamu kurumlarımızın dijital dönüşümünü destekleyecek Avrupa dijital inovasyon merkezini (ADİM) ülkemizde kuracağız." dedi.
Haberin Eklenme Tarihi: 7.09.2023 14:23:00 - Güncelleme Tarihi: 7.09.2023 14:23:00Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye ile AB arasında imzalanan 7,5 milyar avro değerindeki Dijital Avrupa Programı Katılım Anlaşması'nın tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, "Bu programla sanayimizin, KOBİ'lerimizin ve kamu kurumlarımızın dijital dönüşümünü destekleyecek Avrupa dijital inovasyon merkezini (ADİM) ülkemizde kuracağız." dedi.
Kacır, AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ile Bakanlıkta bir araya geldi.
Kacır ve Varhelyi, görüşmenin ardından Türkiye ile AB arasında geçen günlerde imzalanan Dijital Avrupa Programı Katılım Anlaşması'na ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Bakan Kacır, burada yaptığı konuşmada, bilimde, teknolojide, inovasyonda ve ticarette güçlü uluslararası işbirliğinin önemine işaret ederek, "AB programları bizim için önemli bir perspektif sunuyor. Araştırmacılarımıza, girişimcilerimize, sanayicilerimize, Avrupalı paydaşlarla çalışma fırsatı sunuyor. Ufuk 2020 Programı kapsamında ilk kez ödediğimiz katkı payının üzerinde bir geri dönüşle 297,5 milyon avro tutarında fonu ülkemize kazandırdık. Ufuk Avrupa Programı'nda son 2 yılda yaklaşık 154 milyon avro tutarında fon elde ettik." diye konuştu.
AB'nin, bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki yetkinliklerinden yararlanmayı ve bu ekosisteme daha güçlü katkıda bulunmayı önemsediklerini aktaran Kacır, bu doğrultuda Türkiye'nin, Dijital Avrupa Programı'na katılımına ilişkin anlaşmanın iki tarafça da imzalandığını anımsattı. Kacır, 7,5 milyar avro bütçeli bu programın, herkes için tarihi bir fırsat sunduğunu belirtirken, programın, yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zeka gibi alanlarda stratejik altyapıların kurulumuna ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesine finansman sağladığını anlattı.
Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin programa katılımı sonucunda paydaşlarımız, program kapsamında kurulan kritik öneme haiz altyapılardan faydalanabilecek. Başta KOBİ'lerimiz olmak üzere ekonomimizin bütün paydaşlarının, Avrupa Komisyonu tarafından açılan çağrılara başvuruda bulunarak Dijital Avrupa Programı'ndan en etkin şekilde yararlanmasını hedefliyoruz. Tüm paydaşlarımızın aynı zamanda dijital beceriler anlamında yetkinlerini güçlendireceğiz. Bu programla sanayimizin, KOBİ'lerimizin ve kamu kurumlarımızın dijital dönüşümünü destekleyecek ADİM'leri ülkemizde kuracağız. Halihazırda bu merkezlere yönelik ulusal çağrılarımız açık. Nihai değerlendirmeleri Avrupa Komisyonu tarafından tamamlanacak olan süreç sonunda, 2024 yılının ilk yarısında merkezleri ülkemizde açmış olacağız. Bu merkezler, başta KOBİ'ler olmak üzere işletmelere yatırım öncesi test, yatırımcı bulma desteği, eğitimler ve ağ geliştirme konularında hizmet verecek."
"Yeşil dönüşüm için finansman altyapısı oluşturuyoruz"
Merkezlerin, Avrupa çapındaki 227 ADİM ile yakın işbirliği tesis edeceğini aktaran Kacır, "Ülkemiz, sanayi, üretim ve ihracat odaklı hamlelerle her geçen gün Avrupa'nın değer zinciri içerisinde rolünü güçlendirdi. Bu adımların neticesinde Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacmi, geçtiğimiz yıl 196 milyar dolara erişti. AB şu anda bizim en önemli ticari ortağımız." değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, Türkiye'nin güneş paneli, beyaz eşya, ticari araç, düz cam ve çimento üretiminde Avrupa'nın 1 numarası olduğuna dikkati çekerek, sektörlerin rekabetçiliğini korumak için yeşil dönüşümü gerçekleştirmenin önemine işaret etti.
Bu doğrultuda Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum sürecini başlattıklarını belirten Kacır, "Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası'yla sektörlerimizin çevreci çözümler ışığında büyümesini hedefliyoruz. Diğer yandan yeşil dönüşümü başarıyla gerçekleştirmemize imkan sağlayacak finansman altyapısını da oluşturuyoruz. Dünya Bankası ile geliştirdiğimiz 450 milyon dolar değerindeki 'Türkiye Yeşil Sanayi Projesi' ve 300 milyon dolarlık 'Yeşil OSB Projesi'ni hayata geçiriyoruz. IPA III Programı başta olmak üzere AB ile işbirliğine açığız." dedi.
Kacır, AB ile ilişkilerde diğer önemli konunun vize serbestisi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Mevcut durum sadece Türkiye ve Türk vatandaşları için değil, aynı zamanda AB için de çok boyutlu olumsuz sonuçlar doğuruyor. Avrupa değer zinciri içerisinde güçlü rolü olan sanayicilerimizin, Avrupa araştırma alanında aktif katkı sunan bilim insanlarımızın, Avrupa'nın teknolojik gelişimine destek sunan girişimcilerimizin, mühendislerimizin, Avrupa'yı daha yakından tanımak isteyen gençlerimizin hedeflerine, ideallerine engel koyan vize politikası nedeniyle Türkiye ile AB arasındaki işbirliği potansiyelini etkin bir şekilde değerlendiremiyoruz. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi de her iki taraf için bir ihtiyaç halini aldı. Önümüzdeki dönemde, Türk firmalarının Avrupa pazarına adil erişimi için ve Türkiye'nin AB'ye çok daha fazla katkı vermesi için hayati olan bu hususta somut adımlara şahit olacağız. Bizler Türkiye-AB ilişkilerini ve iş birliklerini oldukça önemsiyor ve destekliyoruz. Önümüzdeki dönemde, AB yolunda mesafe kat ederek çalışmalarımızı sürdüreceğimize inanıyorum."
"Türkiye'yi gelişen bir inovasyon ülkesi olarak görüyoruz"
AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Varhelyi de Bakan Kacır'la, Türkiye ile AB arasındaki teknoloji, araştırma ve inovasyon alanlarındaki işbirliğini ele aldıklarını söyledi.
Bu ortaklığın bir başarı öyküsü olduğunu bildiren Varhelyi, "Türkiye'nin Ufuk Avrupa Programı'na giderek artan bir katkısı var. Türkiye, programda bir yılda 62 milyon avroluk bir katkıya ulaştı. Bu rakam 2020'de 35 milyon avroydu. Türkiye'nin aynı zamanda temiz enerji ve hidrojen gibi alanlarda da katkılarının sürmesini bekliyoruz." diye konuştu.
Varhelyi, Türkiye'nin bu programlara katılmasının, gelecekteki işbirlikleri ve ilişkilerin daha da ilerlemesi ile Türkiye'nin iç pazara tam olarak katılmasının temelini oluşturacağını aktardı.
Dijital Avrupa Programı'yla Türkiye'deki katılımcıların bulut teknolojisi alanında daha fazla bilgi ve katkıya sahip olacağını belirten Varhelyi, yapay zeka ve dijital becerilerin geliştirilmesi için de ADİM'ler aracılığıyla dijital dönüşüme daha fazla katkıda bulunulacağını dile getirdi.
Varhelyi, Türkiye'yi gelişen bir inovasyon ülkesi olarak gördüklerini aktararak, şunları kaydetti:
"Bu katılım, birlikte gelişmemize büyük katkı sağlayacaktır. Biz komisyon olarak giriş maliyetlerini düşürerek Türkiye'nin bu programlara girişini kolaylaştırdık. Türkiye bizden bir sübvansiyon elde etti. Geçen yıl Brüksel'de AB ile Türkiye arasında Yüksek Seviyeli Bilim ve Teknoloji Diyaloğu'nu başlatmıştık. İkincisini de Ankara'da kısa sürede düzenlemeyi planlıyoruz. Biz gelecekte ortaklığımızı daha da güçlendirecek yeni projeleri bekliyoruz. Özel sektörün temiz enerji ve hidrojen alanındaki dönüşümde yardımcı olacak projelerini bekliyoruz. Türkiye'de artık teknoloji tabanlı yeni bir ekonomi oluşuyor. Biz de bunun bir parçası olmak istiyoruz."