Bakan Uraloğlu: Bulgaristan ile ikinci bir demir yolu geçiş noktası kurulması konusunda mutabakat zaptı imzaladık
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bulgaristan ile artan demir yolu potansiyelini dikkate alarak, ikinci bir demir yolu geçiş noktası kurulması konusunda mutabakat zaptı imzaladıklarını belirtti.
Haberin Eklenme Tarihi: 18.04.2024 15:38:00 - Güncelleme Tarihi: 18.04.2024 15:38:00Bakanlıktan yapılan açıklamada, Uraloğlu'nun, Dünya Bankası tarafından düzenlenen Orta Koridor'un Ticaret ve Lojistik Potansiyelinin Gerçekleştirilmesi Etkinliği'ne çevrim içi katılarak konuşma yaptığı bildirildi.
Uraloğlu, konuşmasında, "Bulgaristan ile artan demir yolu potansiyelini dikkate alarak ikinci bir demir yolu geçiş noktası kurulması konusunda mutabakat zaptı imzaladık. Bu ikinci demir yolu hattıyla doğu-batı yönlü yük taşıma kapasitesi artacak ve Orta Koridor'un demir yolu potansiyeline önemli ölçüde katkıda bulunacak. Kalkınma Yolu, Orta Doğu ülkeleriyle Orta Koridor ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaretin çeşitlendirilmesi ve yeni pazarlara erişimi destekleyici ve tamamlayıcı bir girişim olması açısından önemli bir potansiyele sahip. Ülkemizin doğusunda yeni bir bağlantı olarak, Zengezur Koridoru'nu ulusal ağımıza bağlamak için yeni bir demir yolu inşa edeceğiz. Bu bağlantı, Bakü-Tiflis-Kars Demir yolu Hattı ile birlikte Orta Koridor'u tamamlayacak hat niteliğinde olacak. Demir yolu üzerinden yük taşıma payını 2053'e kadar yüzde 22'ye çıkarmayı hedefliyoruz. Dünya Bankası çalışması, stratejik politikalar, hedefli yatırımlar ve işbirliği çabalarının, Orta Koridor'da ticaret hacmini üçe katlama ve taşıma sürelerini 2030'a kadar yarıya indirme gücünü vurgulamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Doğu ile batı arasındaki önemli bir kara ve su köprüsü olarak hizmet veren Orta Koridor'un, Orta Asya ve Kafkasya ülkelerinde hatta Orta Doğu ülkeleri için de eşsiz bir ekonomik büyüme vaadi taşıdığının altını çizen Uraloğlu, Orta Koridor'da ticaret ve lojistik potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmek için kararlı eylemlerin şart olduğunu vurguladı.
Uraloğlu, Türkiye'nin demir yolu altyapısının halihazırdaki talebi karşılamakta yeterli olduğuna işaret ederek, Bakü-Tiflis-Kars hattından gelen yükün Edirne'ye kadar sevkiyatında herhangi bir kapasite problemiyle bugüne kadar karşılaşmadıklarını kaydetti.
"ORTA KORİDOR, BÖLGE ÜLKELERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR TİCARİ VE EKONOMİK POTANSİYELE SAHİP"
Orta Koridor'un paydaşlarının pürüzleri gidermenin yoluna bakmaları ve çözümleri önceliklendirmeleri gerektiğini belirten Uraloğlu, şöyle devam etti:
"Bu anlayışla, koridor ülkeleriyle sıkça bir araya geliyor, üçlü mekanizmalar çerçevesinde koridorun kapasitesini artıracak ve darboğazları ortadan kaldıracak önlemleri ele alıyoruz. Azerbaycan-Kazakistan veya Azerbaycan-Gürcistan ile kurduğumuz mekanizmalar buna birer örnektir. Diğer taraftan bu ülkelerle çeşitli uluslararası örgüt çatısı altında bir araya geliyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı, Avrupa Kafkasya Asya Ulaştırma Koridoru, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu çerçevesinde taşımaların, gümrük işlemlerinin, lojistik duraklardan geçişin kolaylaştırılmasına yönelik uyumlaştırma yöntemleri arıyoruz."
Usul ve işlemlerin kolaylaştırılması noktasında, transit yükün olabildiğince engellere takılmaksızın hedefine ulaşması için idari birtakım prosedürleri geride bırakmanın gerekliliği konusunda ortak anlayışa varılması gerektiğini dile getiren Uraloğlu, doğu-batı yük potansiyeli, demir yolu kapasitesinin çok üzerindeyken demir yolunun da tamamlayıcı niteliğindeki kara yolu için kotaların liberalleştirilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Orta Koridor'un, bölge ülkeleri için önemli bir ticari ve ekonomik potansiyele sahip olduğunun altını çizen Uraloğlu, koridorun, Asya ve Avrupa arasında stratejik bir bağlantı sağlayarak ticaretin artmasına, ekonomik büyümeye ve kalkınmaya da katkı sağlayacağını bildirdi.
Uraloğlu, Türkiye olarak, Orta Koridor'un geliştirilmesi ve güçlendirilmesi konusunu kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayarak, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin ve işbirliğinin artması için çaba gösterdiklerinin ifade etti.
2053 vizyonu doğrultusunda, Asya, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu arasında artan ticarete daha fazla ulaşım altyapısı sağlamayı hedeflediklerini aktaran Uraloğlu, "Gerek Asya'dan gerekse Orta Doğu'dan gelecek yüklerin akışını sorunsuz bir şekilde sağlamak için, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Asya ve Avrupa kıtaları arasında, Marmaray'dan sonra, ikinci demir yolu bağlantısını tesis ediyoruz. Bu kapsamda Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Çatalca Demiryolu Projesi'ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Buna ilave olarak şu anda inşa edilmekte olan Halkalı-Kapıkule Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi tamamlandığında İstanbul ile Türkiye-Bulgaristan sınırı arasında yüksek hızlı tren işletmeciliğine başlanacak. Böylece bölgeler arasında kesintisiz ticarete daha yüksek kapasite ve hızla katkıda bulunacağız." değerlendirmesinde bulundu.
KALKINMA YOLU İLE YENİ HAT
Sadece doğu-batı güzergahında değil, aynı zamanda kuzey-güney aksında da planlamaların devam ettiğini belirten Uraloğlu, şunları kaydetti:
"Basra Körfezi'ni Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Orta Asya'ya bağlayacak olan Kalkınma Yolu Projesi büyük önem taşıyor. Bu yeni güzergah, bölgedeki yüklerin Avrupa ve Orta Asya'ya erişiminde ciddi kolaylıklar sağlayacak. Kalkınma yolu olarak adlandırılan bu yeni güzergah Irak tarafında yaklaşık 1200 kilometrelik hem çift hat demir yolu hem de otoyol yapımını içeriyor. Türkiye tarafında ise ulusal demir yolu ve kara yolu ağımıza yaklaşık 130 kilometrelik demir yolu ve 300 kilometrelik otoyolla bağlamak için gerekli teknik çalışmaları tamamladık. Kalkınma yolu, Orta Doğu ülkeleri ile Orta Koridor ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaretin çeşitlendirilmesi ve yeni pazarlara erişimi destekleyici, tamamlayıcı bir girişim olması açısından önemli bir potansiyele sahip. Türkiye olarak, bölgesel planlamalara ve düzenlemelere çok önem veriyoruz. Ulaştırma sektörüne yapılan yatırımların etkin kullanımı için bölgesel iş birliklerine ihtiyaç var."