Estetik yaptıranları eleştirdi
Ünlü oyuncu Engin Altan Düzyatan estetik yaptıran meslektaşlarını eleştirdi. Düzyatan, “Yüzümüzde yaşanmışlıkları hissetmek bir oyuncu için olmazsa olmazdır.”
Haberin Eklenme Tarihi: 17.06.2024 12:14:00 - Güncelleme Tarihi: 17.06.2024 12:14:00Engin Altan Düzyatan, Melisa Şenolsun ve Sarp Bozkurt'un yer aldığı 'Dünya Varmış' filminin Bodrum çekimleri tamamlandı. 44 yaşındaki Düzyatan'la Kurban Bayramı nedeniyle Yalıkavak'taki setin olduğu otelde bir araya geldik. Düzyatan, aile hayatı, sektör ve oyunculuk üzerine AKŞAM'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
'DÜNYA VARMIŞ' FİLMİYLE İLGİLİ NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Macera ve komediyi barındıran, değişik bir tarzı ve yapısı vardı senaryonun ve denemek içinde olmak istedim. Bu tarz bir şey hiç oynamadım. O yüzden de bu değişiklik hoşuma gitti. Üzerinde vakit harcanmış keyifli bir senaryo olmuş. Bir süredir de Bodrum'da bir otele kapandık çekiyoruz. Umarım seyirci de beğenecektir.
FİLMDEKİ KARAKTERİNİZİ NASIL TANIMLARSINIZ, ÖZEL GÜCÜ VAR MIDIR?
Nuh, liderlik vasıfları olan bir karakter içinde komedi unsurlarını da barındıran tam bir absürd komedi matematiğiyle ve ciddi oynanması gereken bir rol. Üniversitedeyken bu tarz oynamıştım. Yıllar sonra tekrar bu rolü oynamak çok güzel.
n Dijital platformlardan sonra sinemaya ilgi azaldı, bunun yanında da Türk Sineması'nın dünyadaki bilinirliğinin artmasına ne dersiniz?
Günümüzde film çekmek çok zorlaştı. Dijital mecraların da girmesiyle birlikte insanlar başı sonu belli, bütçesi belli riskin az olduğu dijital platformlara yapılan filmleri değerlendiriyor. Ben sinemanın hiçbir vakit öleceğini düşünmüyorum. İyi filmler ürettiğimiz sürece Türk sinemasının daha da ilerleyeceğini düşünüyorum.
CANNES'IN KURALLARI VAR
TÜRK SİNEMASI'NIN HOLLYWOOD VE CANNES'DA YER ALMASI İÇİN NE YAPILMALI?
Ödül alabilmek için belli kriterleri yerine getirmen gerekir. Kriterleri yerine getiremiyorsan filmin ne kadar iyi olursa olsun sana o ödülü vermezler. Cannes'in istediği türler farklıdır. Berlin'e yollayacağın film farklıdır, Oscar farklı filmleri kabul eder. Venedik bambaşka filmleri kabul eder. Çok iyi film yaptım neden Cannes'dan ödül alamadım oranın aradığı o değildir ve senin filmin ne kadar iyi olursa olsun o ödülü vermezler.
ÜÇÜNCÜ BELGESELİ ÇEKECEĞİM
BELGESELLERİNİZİN YAPIMCILIĞINI YAPTINIZ, YÖNETMENLİKTE DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Bir süre sonra yaptığınız işlerin her tarafında sen olmak istiyorsun. Oyunculuk bazen yetmiyor. Çünkü yazar bir hayal kuruyor ve onu ortaya koyuyor. Yapımcı o hayali donatıyor, aktörlerini buluyor ve istediği bir hale getiriyor. Oyuncu, sadece üstüne düşen vazifeyi yapıyor. Yapımcılık ilgi çekmeye başlıyor ya da bir işi birine yaptıralım ama ben yöneteyim gibi ilgini çekmeye başlıyor. Kendimi geliştirecek her şeyden zevk alıyorum. Üçüncü belgesel için düşünüyoruz. Bu sefer Türkiye'den bir yerlere gidelim diyoruz. Buradaki dertlerimize bakıyoruz. Belki sürdürebilirlik üzerine bir şey yapabiliriz. Oturup ne yapabiliriz diye araştırıyoruz.
SEKTÖRDE JÖN EKSİKLİĞİ VAR MI?
Hiç düşünmedim açıkçası olabilir gerçekten. Çünkü çok fazla iş var ve baktığın zaman kalifiye anlamda başrol oyuncuda sayısı çok olduğu söylenemez. Özellikle belli yaş gruplarında sayı gittikçe azalıyor. 50'li, 40'lı ve 35'li yaş gruplarında belki daha azdır. Genç jenerasyon hızla geliyor. Belki onu karşılayabilirsiniz ama doğruluk payı olabilir hiç düşünmemiştim.
KENDİNİZİ JÖN OLARAK GÖRÜYOR MUSUNUZ?
Jön ilginç bir kavram, bir başrol oyuncusuyum ben, jönlük yakışıklı erkek anlamda kullanıyorsa, eli yüzü düzgün bir erkek oyuncuyum. Jön olarak değerlendirilebilirim. Sonuçta başrol oynayan bir erkek oyuncuyum.
OYUNCULAR RİSK ALMAYI SEVMİYOR
JÖNLERİN KOMEDİLERDE YER ALMAMASININ NEDENİ KARİZMALARININ ÇİZİLMEMESİ İÇİN Mİ?
Olabilir. Aktör aslında Fransızca da komedyen demek... Komedyen aslında her şeyi oynayabilen insan manasına geliyor. Aktöründe her şeyi oynayabilmesi gerekir. Sadece dram oynamak bir meziyet değil. Bazı oyuncuların yelpazeleri daha dar oluyor. İçinde oldukları konfor alanındaki rolleri tercih ediyorlar ve risk almayı sevmiyorlar. Ben risk almayı seviyorum ve değişik işleri oynamayı seviyorum. Eleştirileceğim diye korkmuyorum. O yüzden şimdi komedi deniyorum.
İŞLER 21 GÜN SONRA UNUTULUYOR
OYUNCULARIN YETENEKLERİYLE DEĞİL, POPÜLERLİĞİYLE PROJELERE YER ALMASI DOĞRU MU?
Herhangi bir insanın 10-15 milyon takipçisi varsa Türkiye'de onu görmek isteyen kişiler var. Bir yandan daha oyuncu ağırlıklı oyuncuların olduğu başka işler üretilecek. Hepsinin ayrı ayrı üreticisi ve kitlesi var. Her şeyi çabuk tüketiyoruz. Dijital kanalların çıkmasıyla birlikte ürettiğiniz işin ömrü 21 gün. Çünkü 21 gün sonra ürettiği yeni bir iş geliyor. Artık dijitale 21 günlük şeyler üretiyoruz. Ana akıma yaptıklarımızın da dijitale göre daha uzun süreli ömürleri oluyor.
OYUNCU İÇİN ESTETİK GEREKLİ Mİ?
Bu o kadar ince bir çizgi ki sonuçta oyuncular egoları olan insanlar. Bu egolar beraberinde aslında güzel görünme isteğini de beraberinde getiriyor. Bazıları kendilerine yaptırdıkları operasyonlarla, dolgularla ya da botokslarla iyi hissediyorlar. Bazen yapmak gerekiyor. Bazen de o çizgilere ihtiyacınız olmuyor. O çizgiler oynadığınız rol için gerekli olabiliyor. O zaman da bir şey yapmanız gerekiyor. Bunun tek bir cevabı yok. Ama tabii ki doğalı koruyabilmek, kendimize, cildimize iyi bakmak ve yaşlandırmayı geciktirmek mümkün olduğu kadar. Yüzümüzde yaşanmışlıkları hissetmek bir oyuncu için bence olmazsa olmazlardan bir tanesi.
YAKIŞIKLIĞINIZIN ARTISINI VEYA EKSİSİNİ GÖRÜYOR MUSUNUZ?
Tip genetikle alakalı bir şey, ben güzel yaş aldığımı düşünüyorum. Yaş almaktan ve tecrübelenmekten de mutsuz değilim. Ayna karşısında çok vakit geçirenlerden değilim., Meslek hayatımda televizyonda başrol oynamak ya da bu tarz roller için televizyon estetik ve estetik anlayışı istiyor.
MUTLU BİR AİLENİZ VAR. ÖZEL YAŞANTINIZDA NELER YAPIYORSUNUZ. NASIL BİR BABASINIZ?
Hayatta en çok neyden zevk aldın diye sorsan herhalde baba olmak diyebilirim. Müthiş bir şey aile olmak ve onun kazandırdığı mutlulukları yaşıyorum. Her gün onlar başka bir şey öğretiyor. Artık hayatımızda pedagoglar var. Onlarla çocuk büyütüyoruz. Mümkün olduğunca onları en doğruyu ve en iyiyi vermeye çalışıyoruz. Aile hayatı insana çok şey öğretiyor. Ben eşimle ve çocuklarımla çok mutlu bir hayat yaşıyorum.