Yalı Çapkını'nın Pelin'i Buçe Buse Kahraman fena patladı! Linç kültürüne isyan etti
Yalı Çapkını dizisinde Pelin karakteriyle büyük bir çıkış yapan Buse Buçe Kahraman, Ceyda Düvenci'nin programına konuk oldu ve dizideki rolüyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Buçe Buse Kahraman, Yalı Çapkını'ndaki Pelin karakterinin linç edilmesi üzerine düşüncelerini paylaşarak, linç kültürünün geldiği noktaya dikkat çekti.
Haberin Eklenme Tarihi: 18.11.2024 11:33:00 - Güncelleme Tarihi: 18.11.2024 11:33:00Yalı Çapkını dizisinde Mert Ramazan Demir'in canlandırdığı Ferit karakteri ile Afra Saraçoğlu'nun hayat verdiği Seyran karakterinin arasına giren ve bu sebeple sosyal medyada "Pelin" olarak linç edilen Buse Buçe Kahraman, Ceyda Düvenci'nin programına katıldı. Kahraman, dizideki rolü ve sosyal medyadaki zorbalıkla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Pelin karakteri üzerinden yaşadığı linç sürecine değinen Kahraman, sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkisini vurguladı.
"Yalı Çapkını'nda biraz seni üzdüler" diyerek konuya giren Ceyda Düvenci, güzel oyuncuya yaşadıklarını sordu. Pelin karakterini canlandırmasının zorluklarından bahseden Kahraman, şunları söyledi:
"Bu beni üzdü ya da çok etkiledi diyemem. Sadece benim için hayatta en önemli şeylerden birisi saygı... Herkese saygı duymak isterim sevsem de sevmesem de ve herkesten de o saygıyı beklerim özellikle tanımadığım dünyasını bilmediğim insanlardan.
Bu alanda ilk defa işimle ilgili böyle bir şeyle karşılaştığım için başta bir afalladım doğal olarak. Bence oyuncu ve karakter ayrımını yapabiliyor olmamız lazım. Özellikle linç kültürü öyle bir duruma geldi ki elimize telefonu alıp istediğimiz tüm hayatlara saldırabiliyor konumundayız artık. Sosyal mecralardan ne yaşadığını bilmediğimiz insanlara korkunç şeyler yaşatabiliyoruz. Bunu çok küçük insanlara da yapabiliyorlar kadın erkek fark etmez hangi yaş grubundan olursa olsun. O yüzden bence bu konuda durmamız gerekiyor. Linç bir kültür olmaması gerekiyor. Özellikle bizim toplumumuzda dizilerin ve eğlence sektörünün büyük bir yeri var. Seviliyoruz bence çok güzel bir şey ama bu hakaret boyutuna geldiğinde insan orada bir 'dur' demek istiyor.
Bir noktada bununla ilgili bir tedbir almam gerekti. Bunun emsal teşkil etmesini istedim çünkü bu karaktere olan bir şey değil şahsa olan bir şey, hoş değil bunu yapamazsın yapmamalısın... Bu bazen ailemize de sıçrayabiliyor. O hiç kaldıramadığım bir şey oluyor. Onlar bunu yaşamak zorunda değil bu benim mesleğim, benim işim."