Alerjisi olana saç uyarısı
İlkbaharın gelmesiyle birlikte polen alerjisi olanlar için zor günler başladı. Polenlerden korunmak için güneş gözlüğü kullanın, şapka takın. Takmıyorsanız, saçlarınızı yatmadan önce mutlaka yıkayın, çünkü saçlarınıza çok miktarda polen yapışır.
Haberin Eklenme Tarihi: 21.03.2019 08:00:00 - Güncelleme Tarihi: 21.03.2019 08:00:00Bahar ayları olan mart, nisan ve mayısta, polenlerin havaya yayılmasıyla birlikte burun kaşınması, hapşırma, nezle, burun tıkanması, gözlerde sulanma, kaşınma, sık öksürük, nefes sıkışması gibi alerjik nezle, göz alerjisi ve astım hastalığının belirtilerinin görülmesine bahar alerjisi denir. Bahar ayları aslında polenlere alerjimizin olup olmadığını anlamamıza yarayacak bir test gibidir.Polen alerjisinde önem taşıyan polen türleri kızılağaç, fındık ağacı ve huş ağacı tarafından üretilmektedir. Bunlara ek olarak tüm çimen türleri, özellikle çayır otları ve meyve bahçesi gelmektedir. Küf mantarların üreme organları polenin sebep olan rahatsızlıklara benzer rahatsızlıklar verebilir. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, alerjiye neden olan polenleri şu sözlerle anlatıyor:
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Polenler... Bazen, çiçeklere dokunduğumuzda savrulan renkli bir toz bulutu gibi gördüğümüz, bazen gökyüzünde pamuklar gibi uçuşurken seyrettiğimiz, bazen de bir yağmurdan sonra bir kenarda toplaşan sarı bir toz kümesi olarak gözümüze çarpan. Polenler, yani çiçek tozları. Burnumuz aktığında, hapşırdığımızda... Gözlerimiz sulandığında, kızardığında, derimiz kabardığında, kaşındığında, öksürdüğümüzde, nefesimiz tıkandığında, göğsümüz hırıldadığında suçladığımız şu çiçek tozları; polenler! Polen ya da halk arasındaki ismiyle çiçek tozları, tohumlu bitkilerde, erkek organların başcık kısımlarında bulunan erkek döl hücreleridir. Bitkinin genetik bilgisini içeren polenler, yuvarlak veya elips şeklindedir.
ARILARIN ETKİSİ BÜYÜK
Bitkilerin üremelesi için polenlerin aynı türden diğer bitkilere taşınmaları gerekir. Bu taşınma, böceklerle veya rüzgârla olur. Bazı bitkilerin kokulu, parlak ve nektarlı polenleri vardır. Arılar ve böcekler tarafından taşınan ve çapları ortalama olarak 100 mikron olan polenler, alerji bakımından o kadar önemli değildir. Çünkü bunların hem sayıları azdır, hem solunum yollarına giremeyecek kadar büyüktürler.Yapıları balmumu gibi olduğundan, bir böceğin ayağına veya bir bitkinin yüzeyine kolayca yapışırlar ve atmosfere, havasına karışmazlar. Alerjik hastalıklar bakımından asıl önemli olanlar, 20-60 mikron büyüklüğündeki, rüzgârın etkisiyle çok uzak mesafelere de taşınabilen polenlerdir.
EVİMİZE KADAR GİRER
Bu boyutlardaki polenler, rüzgâr, yağmur, kuruluk, nem gibi meteorolojik faktörlerin etkisiyle, birkaç mikronluk çok daha küçük taneciklere parçalanırlar. Polenler, kapı ve pencerelerden, hatta pencerelerdeki tellerden geçerek evlerimizin içine kadar girebilir, fakat oda içinde hiçbir zaman dış atmosfer havasındaki kadar çok polen bulunmaz. Her bitkinin kendine özgü polen zamanı vardır. Bitkilerin türlerine göre polen zamanları farklıdır. Mesela, hem yaprak döken, hem iğne yapraklı ağaçlar ilkbaharda, otlar ve çiçeklerin çoğu haziran ve temmuz aylarında polen yayar. Geç açan ağaçlar ve yabani otlarsa yaz sonunda polen verirler. Ülkemizde bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber, atmosferde en çok bulunan dönem nisan-haziran aylarıdır. Sıcak iklimlerde, polen mevsimi 8-9 ay sürer. Atmosferdeki polen miktarı yıldan yıla değişiklik gösterir ve bu miktar hava şartlarıyla yakından ilgilidir. Sıcak, kuru, rüzgârlı havalarda ve fırtınalı günlerde atmosferdeki polen sayısı çok fazladır. Rutubetli ve yağmurlu günlerde ise polenler suyla yere indikleri için havadaki miktarları çok azalır. Birçok hasta, yağmur yağdıktan sonra şikâyetlerinin bıçak gibi kesildiğini çok iyi bilir ve çok rahatsız olduğu zaman yağmur yağsın diye dua eder. Bitkilerin çoğu polenlerini, gün doğumuyla sabah saat 8 arasında, bir kısmı öğle saatlerinde, bir kısmı ise öğleden sonra salar. Tatlı ilkbahar otu günde iki kez polen yayan bir bitkidir. Polenler rüzgârın etkisiyle kilometrelerce uzağa taşınabilir.
HAVA KİRLİLİĞİ TETİKLİYOR
Ağaç polenlerine göre, çayır ve çimen polenleri çok daha uzak mesafelere yayılabilir. Yüksek binalarla çevrili sokaklarda, binaların yüzeyi statik elektrik nedeniyle polenleri çeker. Buna karşılık, deniz kenarlarında çok az polen bulunur. Birçok araştırma, hava kirliliğinin polenlere duyarlılığı artırdığını göstermiştir. Özellikle de yoğun trafik olan bölgelerde yaşayan dizel partiküllerine ve poliaromatik hidrokarbonlara maruz kalan kişilerde polen duyarlılığı daha kolay oluşmaktadır. Elektron mikroskobuyla yapılan araştırmalarda, hava kirliliği olan yerlerde polenlerin egzoz ve dizel kurumlarıyla kirlenmiş olduğu gösterilmiştir.
Polen, nefes yoluyla solunum yollarımıza yerleşir. Buna bağlı olarak polen cilt, saç ve gözlere yerleşir. Bu, birçokları için bir sorun oluşturmaz. Alerjik olan bir kişide bağışıklık sistemi harekete geçer ve burunda, gözlerde veya bronşlarda iltihaplanma tepkisi görülür. Vücut, polendeki proteinlere tepki göstererek rahatsızlığa, hapşırmaya, burun akıntısına, gözlerde kaşıntıya neden olan, histamin ve diğer iltihap yaratan maddeler salgılamaya başlar.