Doç. Dr. Canan Dağdeviren projeyi duyurdu! Hayatta kalma oranı %98 artacak

Giyilebilir sağlık teknolojileri alanındaki icatlarıyla dünyada adından söz ettiren Türk bilim insanı Doç. Dr. Canan Dağdeviren 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü'ne layık görüldü. Doç. Dr. Dağdeviren, aynı zamanda geliştirdikleri projenin detaylarını anlattı.

Haberin Eklenme Tarihi: 17.11.2024 11:07:00 - Güncelleme Tarihi: 17.11.2024 11:07:00
ABONE OL

Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk olan Doç. Dr. Canan Dağdeviren, giyilebilir sağlık teknolojisi alanındaki icatlarıyla Amerika'nın en prestijli dergilerinden Forbes'un '30 Yaş Altı Bilim İnsanı' listesine girmeyi başarmıştı.

Çalışmalarını Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) yürüten Doç. Dr. Dağdeviren, Sağlık Bakanlığı tarafından bu yıl 10'uncusu düzenlenen Türk Tıp Dünyası Kurultayı için İstanbul'daydı. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, tıp fiziği, malzeme bilimi ve biyomedikal cihaz teknolojileri alanındaki uluslararası çalışmaları ve giyilebilir tıbbi cihazlar alanında yaptığı çalışmaları nedeniyle 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü'ne layık görüldü.

Bu alanda ödül alan ilk kadın bilim insanı olmayı başaran Fizik Mühendisi Doç. Dr. Dağdeviren, tıp dünyasında çığır açan keşifleriyle tanınıyor. Doç. Dr. Dağdeviren, giyilebilir ultrason cihazı projesinin meme kanserinden sonra prostat, yumurtalık ve pankreas gibi geç teşhis edildiğinde ölümcül seyredebilen kanser türleri için de hayata geçirileceğini kaydetti. Giyilebilir ultrason sayesinde vücuttan elde edilen bulgular yapay zeka yardımıyla işlenerek, kanser henüz yatkınlık aşamasında dahi teşhis edilebilecek. İşte detaylar...

"HEDEFİMİZ YAKLAŞIK 3 YIL İÇİNDE BU CİHAZIN HAYATA GEÇMESİ"

Yakın geçmişte büyük ilerleme sağlayan projelerinden birinin, meme kanserini erken teşhis etmek için geliştirdiği elektronik sütyen projesi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dağdeviren, şu bilgileri verdi: "Bu proje şu anda insan denemeleri aşamasında devam ediyor. Bin hasta üzerinde deniyoruz. Bundan sonraki hedefimiz, yaklaşık 3 yıl içinde bu cihazın hayata geçmesi, şirketleşmesi ve ihtiyacı olan insanlar tarafından kullanılabilmesi. Aslında, köylerde, uzak şehirlerde veya az gelişmiş ülkelerde kadınlar tarafından kullanılabilecek bir sistem haline dönüştürmeye çalışıyoruz. Bir telefondan bile daha ucuz hale getirmeye çalışıyoruz ki, her kadın ulaşabilsin ve kadınlar bu sistemi evlerinde kullanabilsinler hastaneye gitmeye bile gerek kalmaksızın" dedi.

"YÜZDE 98'LERE KADAR ARTIRMAYI PLANLIYORUZ"

Elektronik sütyen ya da giyilebilir ultrasonla özellikle ileri evredeyken teşhis alan ve hayatta kalma oranı yüzde 22'lerde olan hasta grubunda, bu oranı yüzde 98'lere çıkarmayı planladıklarını da vurgulayan Doç. Dr. Dağdeviren, "İleri evrede teşhis edilmişse ve genellikle de iki mamografi arasında oluşmuş ara kanser (intervel) kansere yakalanan hastaların hayata tutunma olasılıkları maalesef çok düşük. Periyodik ölçümler ve bu cihaz sayesinde hayata tutunma olasılığını yüzde 98'lere kadar artırmayı planlıyoruz." diye konuştu.

"BİRİNCİ EVRE KANSERİN 10 KAT DAHA KÜÇÜK HALİNİ GÖREBİLİYORUZ"

Doç. Dr. Dağdeviren, çok fonksiyonlu bu cihazın vücudun 12-15 santim derinliğine kadar etki gösterebildiğini şu sözlerle ifade etti: "0.02 santimetre, yani birinci evre kanserin 10 kat daha küçük halini görebiliyoruz. Bizim teknolojimiz ultrason yani ses dalgaları üzerine yoğunlaştığı için vücuda herhangi bir zarar vermiyor. Bir zarar vermediği için, bir radyasyon olmadığı için de bu aleti hemen hemen her gün kullanabiliyorsunuz. Bu dataları topladıkça, yapay zekayı da kullanarak vücudunuzda var olan bir problemin zaman içinde nasıl değiştiğini veya 5 yıl 10 yıl sonra nerelerde olabileceğini öngörebilecek bir sistem haline getirmeye çalışıyoruz."