Baklavada Gaziantep'e bir rakip daha çıktı

Gaziantep ve baklava ayrılmaz bir ikili olarak hafızalarda yer edindi. En iyi ustalar ve en iyi lezzetlerin çıktığı Gaziantep mutfağında, baklavanın yeri de hep ayrıdır. Ancak Kayseri'den bir ses geldi ve baklavanın kendilerine ait olduğunu söyledi.

FİTİLİ ATEŞLEDİ

Yunanistan'ın sahiplenmeye çalıştığı Gaziantep'in tescilli lezzeti baklavaya bir rakip daha çıktı. Kırıkkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, baklavanın Kayseri'ye ait olan bir tatlı olarak öne çıktığını iddia ederek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

KAYSERİ'DEN BAKLAVA ÇIKIŞI

Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, baklavanın Kayseri'ye ait olan bir tatlı olarak öne çıktığının altını çizdi. Ayrıca, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan "Şehir" dergisinin yeni sayısında, "Kayseri Baklavası" ile ilgili arşiv belgelerine yer verildi.

"BAKLAVA, OSMANLI DÖNEMİNDE KAYSERİ İLE ANILIYORDU"

Prof. Dr. Muhittin Eliaçık Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin Şehir, Kültür ve Sanat isimli dergisinde yer alan 'Kayseri Pastırmasının Özgünlük ve Üstünlüğüne Dair Arşiv Belgeleri' adlı makalesinde baklavanın Osmanlı döneminde Kayseri ile anılan bir tatlı olduğunu aktardı.

"KAYSERİLİ BAKLAVASINA SAHİP ÇIKMAMIŞ"

Eliaçık makalesinde şu ifadelere yer verdi;

Kendisine mahsus ürünler ile adı öne çıkmış illerden birisi de Kayseri olup belgelerde ve eserlerde Kayseri ile anılan ürünlerin başında pastırma, sucuk, sahtiyan (deri), mantı, baklava gibi ürünler gelmektedir. Bu ürünlerden baklavanın Kayseri ile öne çıkması sürpriz gelebilir. Zira günümüzde baklava denildiğinde ilk akla gelen il her halde Kayseri değildir. Ama geçmişe dönüp belgelere özellikle de son dönem Osmanlı arşiv belgelerine bakıldığında baklavanın da Kayseri ile birlikte anılan bir ürün olduğu görülmektedir.

"MEMLEKETİN EN ÖNEMLİ GÖREVİ VE ÖDEVİDİR"

İşte bu durum gösteriyor ki bir memleketin kendisine mal olmuş, adını dünyada duyurmuş bir ürüne sahip çıkıp muhafaza edememesi ciddi bir eksikliktir. Dolayısıyla kendi adını dünyada duyurmuş bir ürünün bilimsel belge ve delillerle teşvik edilip tanıtılması bir memleketin en önemli görevi ve ödevidir. Kayseri'nin bu konuda maalesef istenilen yerde bulunmadığı, elindeki bölgesel işaret taşıyan nimetleri birer birer başka yerlere kaptırdığı görülmektedir.