Unutulmaya yüz tutmuş bir zanaat: “Sadekarlık”

Osmanlı dönemi sanatı olan Sadekarlık zanaatını, son dönemde unutulmaya yüz tutsa da İzmir'de yaşayan Cihan Bilgen, 10 yıldır yaptığı çalışmalarla bu sanatı günümüzde sürdürmeye çalışıyor.

Haberin Eklenme Tarihi: 22.09.2024 17:09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.09.2024 17:09:00
ABONE OL

Osmanlı Devleti döneminde saraylarda, padişahın ailesi ve devlet erkânı için özel mücevherler üreten kuyumcu atölyeleri bulunurdu. Bu atölyeler; babadan oğula geçen bir lonca düzeni ile yönetilir ve saray için değerli taşlar, metallerle süslenmiş tören eşyaları, Kur'an-ı Kerim kapları ve dekoratif objeler üretilirdi. Bu eşsiz sanatın ismi ise 'Sadekarlık' olarak bilinir, ince işçilik, uzun uğraşlar gerektiren kıymetli bir meslek olarak anılırdı. Çeşitli teknik bilgilerin yanı sıra el becerilerinin gelişmiş olmasının gerektiği Sadekarlık zanaatında; kıymetli metallerin dökümü, şekillendirilmesi ve süslenmesini içeren bir dizi işlem gerçekleştirilir. Bu süreçte metallerin eritilmesi, kalıplara dökülmesi, şekillendirilmesi ve son olarak cilalanması gibi adımlar yer alırdı.

SADEKARLIK VE MODERN SANAT

Günümüzde Sadekarlık, geleneksel yöntemlerin yanı sıra modern teknolojilerin de kullanıldığı bir sanat dalı haline geldi. Unutulmaya yüz tutmuş zanaatlardan biri olan Sadekarlık, İzmir'in Foça ilçesinde yaşayan Cihan Bilgen gibi zanaatkarlar sayesinde yeniden hayat buluyor. Bilgen, Son 10 yıldır yaptığı çalışmalarla sadekarlığın estetik ve duygusal boyutunu gözler önüne seriyor. Bilgen'in elinden çıkan takılar, doğal malzemeler, geleneksel tekniklerle bir araya gelerek benzersiz tasarımlara dönüşüyor.