0530 708 54 54
0530 708 54 54
10 Nisan 2021 Cumartesi 09:15:00 - Güncelleme:10 Nisan 2021 Cumartesi 09:15:00

Kalbin el sıkışabildiğin kadar güçlü

Bir insan orta yaş sonrası elini ne kadar güçlü sıkabiliyorsa kalp sağlığı açısından o kadar iyi durumda. Kişi el sıkmayı ne kadar yapamıyorsa gücü ne kadar azsa da kalp sağlığı açısından bir muayene olması gerekiyor.

Uzmanlar el sıkışma ile kalbin gücünün arasında bağlantı olduğunu dile getirdi. Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Medical Park Göztepe Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Metin Esen, "Kişilerin el sıkma özelliklerine de bakılmış. Bunun bir güç bilimi ile seviyeleri belirlenmiş. Seviyenin belli bir derecenin altında olmasının gelecekteki kalp damar hastalıklarıyla güçlü bir şekilde ilişkisi olduğu kalp krizi ve felç riskinin arttığı gösterilmiş. Yani bir insan orta yaş sonrası elini ne kadar güçlü sıkabiliyorsa kalp sağlığı açısından o kadar iyi durumda. Kişi el sıkmayı ne kadar yapamıyorsa gücü ne kadar azsa da kalp sağlığı açısından bir muayene olması gerekiyor. Tabi el sıkmanın kalp sağlığı ile böylesine bir ilişkisi kurulunca acaba burada el sıkmayla ilgili 'Kardiyovasküler nedenlerden dolayı mı bir güç sorunu yaşanıyor' sorusu akıllara geliyor" ifadelerini kullandı.

ÖFKE ANINDA RİSK 5 KAT DAHA FAZLA

Bu sonuçların yanı sıra öfkelenmenin önemli bir kalp krizi nedeni olduğunun altını çizen Prof. Dr. Esen şunları söyledi: "Öfkelendiğimizde ilk 2 saat içerisinde kalp krizi geçirme riskimiz 5 kat artıyor. Eğer bu çok sık oluyorsa kişi kendisini kontrol edemiyorsa öfke krizleri yaşıyorsa bu durumda mutlaka psikiyatrist ya da psikologla görüşmeli. Öfkelendiğimizde çok yoğun bir şekilde stres hormonlarının kandaki seviyesi artıyor. Bunların en başta geleni adrenalin ve nöradrenalin stres hormonları. Bunlar kanda artınca kalp ritmimiz hızlanıyor. Tansiyonumuz bir anda artıyor ve kalp damarları içerisinde bulunan plaklar çatlıyor. Orada bir pıhtılaşma sorunu oluşuyor. Dolayısıyla, öfke patlamalarını kişi çok sık yaşıyorsa damarların sürekli etkilendiği, içerideki kan akışının yavaşladığı, kan basıncının çok yüksek düzeylere ulaştığı, kalp hızının artarak kalbin oksijen kullanma gereksiniminin arttığı bir ortam yaratıyoruz. Öte yandan da kan akışkanlığı azalıyor. Tansiyon ve nabız yükseliyor, kalbin oksijen gereksinimi artıyor. Bu atmosferde de kalp krizi meydana geliyor."

55 SAATİN ÜZERİNDE ÇALIŞMAK YAŞAM SÜRESİNİ 3.5 YIL AZALTIYOR

Araştırma sonuçlarına göre işyerinde geçirilen sürenin de önemli olduğunun altını çizen Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, "Bu sürenin haftada 55 saatin üzerinde olması, 35 ila 40 saat olmasına göre kalp krizi riskini artırıyor. Burada oturma süresinin uzun olması (günde 11 saati geçmesi) kalp damar hastalığı riskini 3 kat artırıyor. Ortalama yaşam süresini ise 3.5 yıl azaltıyor. Oturma ile sigara tüketiminin de söz konusu olması, özellikle evden çalışanlarda ciddi bir sorun olarak ön plana çıkacaktır. Bunun yanında sürekli olarak enerji içeceklerinin tüketilmesi, oturma esnasında sürekli atıştırmalıkların tüketilmesi de kilo sorunu haline gelebiliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Etiketler : kalp kalp sağlığı ali metin esen
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX