Yayın Tarihi:
11 Nisan 2024 Perşembe 07:15:00
Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?
Ramazan ayını bitirdiğimiz bu bayram günlerinde, ülkece bayram tatilini geçiriyoruz. Biz tatildeyiz, fakat önümüzdeki süreci insanlığa zehir etmeye and içenler ajandalarını takip etmek için, ellerinden gelenleri yapmaya devam ediyorlar. Birkaç gündür ülke medyası ve haber bültenlerinde, istisnasız tüm televizyon haberlerinin üç haberde biri küresel iklim değişikliği ve karbon emisyonunun önemi konusunda. Acayip bir propaganda var. Hangi görüşten olduğu fark etmeksizin canlılığın temel taşı olan karbona, tüm haber bültenleri savaş açmış vaziyette. Her ne kadar karşıt görüş gibi görünseler de mesele karbon meselesi olunca, hepsi ortak bir havuzdan çektiği aynı propagandayı yapıyor. Karbon emisyonunu azaltmazsak, küresel iklim değişikliğinin acılarını ağır yaşayacakmışız! İnsan gibi yaşamazsak, karbon emisyonunun azalacağına, tüm insanlığı inandırmak için yarışıyorlar. Bakalım, Avusturalyalı Jeolog Prof. Ian Palmer bu konuda ne demiş?
"Geçen yıl Senatör Malcolm Roberts, Avustralya'da CSIRO isimli Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Örgütü'ne sordu:
- Lütfen bana insan kaynaklı karbondioksit salınımının küresel ısınmaya yol açtığını kanıtlayan birkaç bilimsel makale verebilir misiniz?
CSIRO ona yalnızca bir adet bilimsel çalışma sundu. Üstelik konuyla ilgili bile değildi. Bu yüzden onlara tekrar sordu. Gösteremediler. Bu, 25 yıldır dünyanın her yerindeki bilim insanlarına sorduğum bir soru. Gazetecilere sordum bu soruyu, politikacılara sordum.
Beni dışlamalarına şaşmamalı. Çünkü hiç kimse bilimsel literatürden insan kaynaklı karbondioksit salınımının küresel ısınmaya yol açtığını gösteremez.
Yanıldığımızı varsayalım. Diyelim ki insan kaynaklı gaz salınımı küresel ısınmaya yol açıyor. Toplam insan kaynaklı emisyon, dünya gezegeninde oluşan toplam emisyonun % 3' üdür. Yani, eğer emisyonların %3'ünün küresel ısınmaya neden olduğunu gösterebilirseniz, okyanus gazlarından kaynaklanan doğal emisyonların %97'sinin küresel ısınmaya neden olmadığını göstermelisiniz. Bu da hiç gösterilmedi. Yani, bütün bu küresel ısınma konusunu gösterilemeyen bir şeyin üzerine kurduk.
Aslında tam tersini de gösterebilirsiniz. Tüm bu insan kaynaklı küresel ısınma söyleminin çevresel hassasiyetlerle hiçbir ilgisi yok. Bu tamamen seçilmemiş insanların güç kazanma yolu, bizim ve toplumun düşünme şeklinin bozulmaya uğraması ile ilgilidir. Ve bu durumdan bıktım ve bu yüzden Yeşil Cinayet kitabını yazdım. Saldırıyı yönetenlere yönelik tam bir ön saldırıydı."
Bu konular ne işimize yarayacak diyenler vardır, elbet. Şu anda bal ile servis edilen iklim değişikliği ve küresel karbon salınımı konuları, yakında başlanacak olan küresel çapta dijital sosyal kredi sisteminin ön hazırlıklarıdır. Bu konu sebep gösterilerek yediğinden, giydiğine, soluduğun havadan gidebileceğin yerlere kadar kısıtlayacak olan sistemin bahanesi olacak bu mesele hakkında, bağımsız jeologlar ne düşünüyor, ne biliyor ne söylüyor bir de onları dinleyelim, dedim. Kalın sağlıcakla.