Diş Hekimi İlker Erdoğan


Yayın Tarihi:

05 Ekim 2019 Cumartesi 06:00:00

Yirmi yaş dişleri

Halk arasında 'kök dişler veya akıl dişleri' olarak da adlandırılan yirmi yaş dişleri, üçüncü büyük azı dişleridir. Alt çenede iki ve üst çenede iki adet olmak üzere toplamda dört adet yirmilik diş bulunur. Genelde yirmili yaşlar civarında sürdükleri için, yirmi yaş dişleri ya da yirmilik dişler denilmektedir. Buna rağmen çok farklı dönemlerde de sürebilirler. Çenelerde darlık olması ve sürebilecek yeterli yerleri olmaması durumunda çene içinde kısmi ya da tamamı ile gömülü kalabilirler. Yirmi yaş dişleri diğer azı dişleri gibi sürüp ağızda normal fonksiyona giremedikleri durumlarda pek çok soruna yol açmaktadırlar. Çoğunlukla ulaşılamayan bir pozisyonda olduklarından hasta tarafından rahatlıkla temizlenemezler. Neticesinde bakteri birikimine bağlı olarak kendileri ve çevre dokular için rahatsızlık verici durumların oluşmasına sebep olurlar.
Açtığı sorunlar nelerdir? 
Çene kemiklerinde ve diş etlerinde iltihaplanmaya bağlı lezyonlar, diş ve çenelerde ağrı, komşu dişlerde çürük, ağız açmada ve yutkunmakta zorluk, diğer dişlerde çapraşıklık, kötü koku ve kist oluşumu gibi pek çok soruna yol açabilirler. Eğer protetik anlamda ya da ağzın genel fonksiyonları için hayati bir önem arz etmiyorlarsa bu dişlerin yarattığı sorunlarda en çok başvurulan tedavi yöntemi çekimdir. Yirmi yaş dişlerinin çekimleri basit ya da komplikasyonlu olabilmektedir. Nasıl bir çekim olacağına diş hekimi ağız içi muayene ve radyografik (röntgen) tetkiklerle karar verir. Ne şekilde olursa olsun lokal anestezi altında, çekim yapılacak bölge uyuşturularak yapılmaktadır. Doğru ve yeterli bir anestezi uygulamasıyla çekim süreci sorunsuz atlatılmaktadır. Çekim sonrasını rahat geçirmek ve herhangi bir sorunla karşılaşmamak adına hekimin vereceği tavsiyelere ve eğer gerekli görülürse ilaç reçetelerine harfiyen uymak gerekir.
Ağız ve diş bakımı
Bakteriler ağzımızda, havada, suda ve gıdalarda bulunurlar ve bakteri plağı formunda dişlere ve çevre dokularına yerleşerek ağız sağlığını olumsuz yönde etkilerler. Dişler ve çevre dokuları (diş etleri, dil, dudaklar ve yanaklar) bakteri birikebilmesi için uygun alanlardır. Bakteri plakları çürükler aracılığıyla direkt dişleri, diş taşları ve diş eti iltihapları aracılığıyla çevre dokuları ve dolaylı olarak dişleri etkilerler. Beslenme sonrası yiyecek artıkları ağız ortamında kalır ve temizlenmezse bakteri plakları artıklar üzerinde hemen organize olur ve asit üretimine başlar.
Dişeti iltihabı nedir?
Toplumda pek bilinmese de aslında insanlarda en çok görülen hastalık gingivitis yani diş eti iltihabıdır. Sadece şiddeti herkeste farklıdır. Diş eti iltihabı (gingivitis) diş etlerinde şişlik, kanama, kızarıklık, parlaklık, kaşıntı, ağız içinde kötü tat ve kokuyla kendini gösterir. Gingivitisin ve ilerlemiş vakalarda periodontitisin (diş çevresi tüm destek, kemik ve bağ dokuların iltihabı) önlenmesi için en önemli basamak ağız hijyeninin sağlanmasıdır. Günde en az iki kere yemeklerden sonra dişleri diş hekimin önerdiği yöntemle fırçalamak, en az günde bir kez de diş ipi kullanmak ağız bakımının ilk basamakları ve olmazsa olmazlarıdır. Önemli olan fiziksel temizliktir.
Diş fırçalarken dikkat
Fluorürlü bir diş macunu dişleri fırçalarken tercih edilmelidir. Fırçalama sırasında dil ve yanak gibi yumuşak dokularda da fırçayı ya da eğer varsa dil temizleyicilerini uygulamak gerekir. Bu dokularda da plak birikimi olmaktadır. Ağız çalkalama suyu kullanmak kişinin tercihine kalmıştır. Faydalı bir destek bakım ürünüdür. Kişinin evde kendi kendine uygulayacağı tüm bu bakım aşamalarıyla beraber mutlaka yılda iki kez diş hekimine kontrole gitmesi gerekir. Biriken diş taşları düzenli olarak temizlenmelidir. Düzenli diş hekimi kontrollerinde uyumsuz, yanlış, eskimiş ya da uyumunu sonradan kaybetmiş tedavilerin/restorasyonların ağız dokularıyla uyumlu, hijyenik ve sorunsuz olanlarıyla değiştirilmesi gerekmektedir. Uyumsuz tedaviler de bakteri plağı birikimine uygun ortam sağlayarak ağız sağlığını kötü yönde etkiler.
Pedodonti
Süt dişleri çocuklarda hem konuşma hem de beslenme gibi ihtiyaçların karşılanmasında çok değerlidir. Ayrıca, yerlerine gelecek daimi dişlerin bölgelerinin korunmasında da oldukça önem taşır. Pedodonti, çocuk diş hekimliği demektir. Çocuklarda diş hekimliği gelecekteki daimi dişlenmeleri ve çene ilişkilerinin sorunsuz olabilmesi için çok önemlidir. Zamanından önce kaybedilen ya da çürüğe bağlı harap olan süt dişleri yüzünden, komşu diş kenarları arasındaki düzenli kontaktlar kaybedilerek dişler hareket edebilir. Bu yer değiştirme ve hareketlenme, yerlerine gelmesi gereken daimi dişlerin farklı pozisyonlarda sürerek kapanış bozuklukları yaratmalarına sebep olur. Çok basit önlemlerle veya tedavilerle çözülebilecek sorunlar; daha uzun süreler gerektiren, zor, karmaşık ve pahalı tedavi gereksinimlerine yol açabilir.