Yayın Tarihi:
02 Eylül 2019 Pazartesi 08:00:00
İlk 15 ve son 15
103 gollük sene dahil, Zicolu sene dahil, hatta Ersun Hoca’nın Şubat ayında şampiyon yaptığı sene dahil ilk 15 dakikada ben böyle bir Fenerbahçe izlemedim. Bu kadar saldıran, bu kadar olumlu pas yapan, bu kadar iyi duvar yapan, bu kadar ara pası atan ve en önemlisi bu kadar çalışılmış pozisyona giren Fenerbahçe görmedim. Maçın skorundan bağımsız, eğer Fenerbahçe bu sene bu oyunun üçte birini oynasın, yeter de artar bile. İlk yarı Fenerbahçe’de aksayan bir şey yoktu. Çünkü Fenerbahçe’de aksayacak defans yoktu. Arkaya atılan en standart top bile tehlike idi. Ama ön taraf da tam tersi. Yani Ferrari’nin arka lastiklerini dolma lastik gibi düşünebilirsiniz. Rodri 3, Tolga 2 pozisyon harcadı. Bunların sebebi hep hırs ve kendini gösterme çabası idi.
İkinci yarı nispeten aynı tempoda başladı. Yani tempolu. Ama Fenerbahçe bu sefer de Uğurcan’ı karşısında buldu. İnanılmaz 3 top çıkardı. Ve son 15 dakika sonra Fenerbahçe durdu. İlk 15 dakika ne kadar iyiyse, son 15 o kadar kötü idi. Ve maç 1-1 bitti.
Özet; Jailson hala yerini bilmiyor ve konudan bi-haber. Altay’a da ayrı bir parantez açmak lazım. Çok kritik kurtarışları oldu. Kruse çok iyiydi. Daha da iyi olacak diye düşünüyorum. Tolga’ya da 1-2 yorum yazmak lazım. İlk 11 oyuncusu değil, fakat Ersun Hoca Tolgay değil de onu oynatmasının bir sebebi var. Çünkü aklı fikri hücumda. Ama beceremeyeceği zaman da pasını vermeli. Özellikle kaçırdığı ilk pozisyon gibi.