Yayın Tarihi:
09 Nisan 2018 Pazartesi 09:22:00
İyi ki doğdun Hocam
Öncelikle şuradan başlayalım. Fenerbahçe’nin fikstür avantajı falan yok. Olmadığı gibi dezavantajı da var. Sivas, Antalya, Kasımpaşa vs maçları Fenerbahçe’nin en zor maçlarıdır. Tıpkı dünkü Osmanlı maçı gibi. Fenerbahçe, Başakşehir gibi topu Fenerbahçe’ye vermeyen rakiplere karşı daha iyi oynar. Yani kontraatak ve boş alan takımıdır aslında. Eğer topu Fenerbahçe’ye verirsen, kazanırsın. Çünkü Fenerbahçe’nin baskılı oynayacak bir Alex’i yok. Bir David De Souza’sı yok. Bir Kuyt’u yok. Bir Sow’u yok. Lugano’su yok. Fenerbahçe’nin Şener’i var. Fenerbahçe’nin Hasan Ali’si var. Fenerbahçe’nin Topal’ı var. Dirar’ı var. Ve tabi ki üst düzey olmayan bir Hoca’sı var. Çok tartışılıyor. Ben yorumunu söyleyeyim. Aykut Hoca çok kötü bir hoca değil, ama bu kadroyu şaha kaldıracak bir hoca da değildir. Evet kadro kötüdür. Ama kötü kadroları, nerelere getiren ne hocalar gördük.
İlk yarı şutu olmayan bir Fenerbahçe. Ama bir penaltısı verilmeyen Fenerbahçe. Manasız bir ilk yarı. Ondan sonra oyuna giren Valbuena. Şapşalca kullanılan ikili korner taktiğinden sonra Valbuena’nın duran topları ele alması ile golü bulan bir Fenerbahçe. Skertel’in bulduğu golü VAR sistemi değil, sensör teknoloji çözer. Çünkü yayıncı kuruluşun çizgi kamerası yok. Golden sonra çözülen Osmanlı ve 2.golü bulan Soldado. Peki soru şu; Valbuena’yı bilerek mi ikinci yarıya sakladı? Yani bu bir taktik miydi? Eğer taktikse bundan önceki maçlar neden oyuna almadı? Neyse. Aykut Hoca’ya doğum günü hediyesini biraz da Valbuena vermiş oldu. İyi ki doğdun Hocam. İyi ki varsın. Yoksa biz ne yazacağız?