Yayın Tarihi:
07 Ağustos 2019 Çarşamba 08:00:00
Türkiye Cumhuriyeti’nde değil, İslam tarihinde bir ilk!
3 Ağustos Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul’da Süryani Kadim Cemaati’nin yıllardan beri özlemle bekledikleri bir kilisenin temel atma törenine katıldı.
Sayın Erdoğan burada içinde önemli mesajlar barındıran bir konuşma yaptı.
Bu tören ve verilen mesajlar yazılı medyada birinci sayfada, görsel medyada da birinci haber olarak yer aldı.
Gazetelerde ağırlıklı olarak kullanılan manşet “Cumhuriyet tarihinde bir ilk!” idi. Yani, Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana ilk defa bir Cumhurbaşkanı, bir kilisenin temel atma törenine katılıyor.
Bu cümle doğru bir cümle. Ancak çağrışımı bir yanlış algının doğmasına sebep oluyor.
Şöyle ki;
Sanki Cumhuriyetten evvel birçok sultan, padişah, halife bu tür törenlere katılmış, ama laik bir cumhuriyette bu ilk defa oluyor…
Evet, bu algıyı kısmen de olsa çağrıştırıyor.
İslam tarihinde, 1400 yıldan bu yana ne Emeviler, ne Abbasiler, ne Selçuklular nede Osmanlılarda bir halife, sultan, padişah… böyle bir törene katılmadı…
Hatta cami, medrese gibi dini ve ilmi yapılarının birçoğunun temel atma törenlerine de katılmamışlardır…
Daha net ifade edecek olursak, böyle bir gelenek çok oturmamıştı…
Cami ve medrese için mesele böyleyse, Kilise ve Havra için hayda hayda böyle olurdu.
Son yüzyılda fiilen yarı sömürge bazı İslam ülkelerinde, din ve nüfus yoğunluğu nedeniyle bu tür törenlere siyasiler elbet de katılmışlardır, katılmaktadırlar.
Ama Türkiye gibi nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan, tam bağımsız bir ülkede devlet başkanının hiçbir iç-dış politik çıkar ve endişe düşünmeden bunu gerçekleştirmesi, sadece Cumhuriyet tarihinde bir ilk değil, 1400 yıllık İslam tarihinde bir ilktir!
Sayın Cumhurbaşkanımızın kucaklayıcı ve içten gelen bu samimi duruşu, bu coğrafyanın kadim haklarından olan Süryani vatandaşlarımız arasında büyük bir sevinç dalgası yaratmıştır.
Törenden sonra konuştuğum İstanbul Süryani Metropoliti ve Patrik vekili Mor Filüksinos, Yusuf Çetin ve Vakıf Başkanı sayın Sait Susin’in sevinç ve övgülerini burada kelimelerle ifade edemeyeceğim.
Ayrıca Tur Abdin metropoliti Mor Timoteos Samuel Aktaş, Mardin metropoliti Mor Filüksinos Saliba Özmen, Adıyaman metropoliti Mor Grigorios Melki Ürek… ve burada adlarını zikredemediğim daha alt rütbelerdeki ruhanilerin sevinç ve takdir duyguları, gerçekten samimi ve içtendi…
Bu sevinç nerden kaynaklanıyordu?
Sadece yeni bir kiliseye kavuşma sevinci miydi?..
Hayır, hayır!..
İnsan yerine koyulmalarındandı!..
Teşekkürler, sayın Cumhurbaşkanım!