"Tabii ki hakkımı helal etmiyorum" Necmeddin Bilal Erdoğan: ‘Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım

Yayın Tarihi: 16 Aralık 2024 Pazartesi 11:51:00

Güncelleme Tarihi: 16 Aralık 2024 Pazartesi 11:51:00

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, 24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'ye konuk oldu, 28 Şubat zulmü dönemlerini hatırlattı. Bilal Erdoğan, "Tabii ki helal etmiyorum. Helalleşme şöyle olur; benim hakkımı helal etme ihtimalim olan kişinin, çıkıp ‘Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım." sözleriyle hakkını helal etmediğini söyledi. Bilal Erdoğan, "Bu zihniyet hala pusuda" uyarısında da bulundu.

24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan İlim Yayma Vakfı Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, ''Tabii ki helal etmiyorum. Helalleşme şöyle olur; benim hakkımı helal etme ihtimalim olan kişinin, çıkıp 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım.'' dedi.

''Tabii ki helal etmiyorum. Helalleşme şöyle olur; benim hakkımı helal etme ihtimalim olan kişinin, çıkıp 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım.''

''Helalleşme şöyle olur; benim hakkımı helal etme ihtimalim olan kişinin, çıkıp 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım. Bizim ya da başörtüsü zulmünü yaşayanların hakkını helal etmeyeceği insanlar bununla yüzleşmemişler. Aynı kafadalar. Bunu yaşayanlar odaklarının zinde olduklarının farkındalar. Üsküdar Belediyesi önceden kadın ve erkeklerin ayrı saatlerde kullandığı yüzme havuzunu bir güne indirerek karışık şekilde girilecek politikasını uyguluyor. Havuz, rahmetli İlahiyat Profesörü Raşit Küçük'ün adını taşıyor. Helalleşmenin olması için hatayı yapanların 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ'yle ilgili kimsenin bir endişesinin kalmadığı zaman, tanımadığım insanlar 'Bilal bey hakkınızı helal edin' dediler. Niye deme ihtiyacı hissetmeden helal olsun dedim. Çünkü 'Size bir iftira atılmıştı bende inanmıştım hakkınızı helal edin bunların farkında değildim' anlamına gelen cümlelere çok rastladım.''

''İtalya'ya asistan olarak gittim. Hakan Uzan, 'Bilal Erdoğan kara para aklamak için İtalya'ya gitti' dedi. Rusya Sözcüsü 'Cumhurbaşkanının oğlu DEAŞ petrolünü dünyaya satıyor' dedi. İtalya'da bir anda 'DEAŞ petrolünü satan adam Bologna'da petrol satıyor' diye haberler çıktı.''

''Ben İtalya'ya asistan olarak gittim önce. Herhalde 2011 yılıydı. 2007 yılında bir dönem gitmiştim. Çünkü doktoraya Washington'da başlamıştım. Ama bu jet krizinin yaşandığı dönemleri hatırlayın. O sene Hakan Uzan, 'Bilal Erdoğan kara para aklamak için İtalya'ya gitti' dedi. Sanıyorum sosyal medyada önce birisini herhalde attırıyorlar sonra İtalya'da bir avukata bir dilekçe verdirtiyor. Tabii kara para suçlamaları soruşturma zorunlu olan önemli suç kalemlerinden bir tanesi olduğu için orada bir soruşturma, mahkeme dönemi oluyor. Sonra jet krizi. Ondan sonra bu sefer Rusya Sözcüsü Cumhurbaşkanı'nın oğlu DEAŞ petrolünü satıyor dünyaya dedi. Ondan sonra İtalya'da birdenbire DEAŞ petrolünü satan adam Bolonya'da doktora yapıyor falan diye haberler çıkmaya başladı. Bir taraftan dava süreci, bir taraftan jet krizi, ondan sonra bizim sınırımızda olan bazı olaylar, Bolonya'nın çok PKK destekçilerinin olduğu bir şehir olması falan. Okulun duvarına katil Erdoğan buradan defol yazdılar. Tam tezimi yazmaya başladığım dönem ders asistan olduğum için öğrencilerle çok iyi bir diyaloğum var ama o ertesi sene öğrenciler yeni öğrenciler beni tanımıyorlar çok fazla ben çünkü tez yazıyorum kütüphanede girip kitap okuyorum tez yazıyorum dolayısıyla o sene öğrenciler de bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı. Okul bu ilgiden memnun olmadı. Çocuğumuz orada anaokuluna gidiyordu, okuldaki veliler rahatsız oldu, buradan bir şey çıkar mı okula zarar gelir mi, okulda vandallar şehrin çeşitli yerlerine yazılar falan yazınca İtalyan Devleti koruma verince Türk Devleti'de koruma verdi. Yani yaşanmaz bir hale geldi. Ben o doktorayı sürdüremedim. Yani doktora da motivasyon işi. Buna konsantre olup adımları tamamlamanız gerekiyor. Göz önündesiniz, işaret ediliyorsunuz, tanınıyorsunuz, insanlar size tanınan biri olduğunuz için öyle değil böyle davranıyor. Bundan koparak kendiniz olma mücadelesi vermek çok zor. İşte güvenlik sebebiyle bazı kısıtlarınız her zaman için var.''

''Cumhurbaşkanımızın bugün yaptığı 10 işin ikisini yapacak başka kimse yok. Bunun için üzülüyorum.''

'' Ayasofya o kadar eski değil. Şunu söylüyorum bazen, bu sıralama olayını düşününce Cumhurbaşkanımızın yaptığı en önemli on iş diye sorsak bu onunu aynı dönemki siyasetçiler içinden kim yapardı deseniz, ikisini yapacak adam çıkmazdı diye üzülüyorum. Tayyip Erdoğan'dan sonraki yıllar için açıkçası kaygılanmayı gerektirecek bir durum. Biz yaşarken bunları kanıksıyoruz, bu kadar ekonomik gelişme, ülkenin dünyadaki etkinliğinin artması, bölgede önemli bir oyuncu haline gelmesi, Tayyip Erdoğan'ın karizmasıyla bütün liderlerin belli bir şekilde ona saygı duyması, onun sözüne itibar etmesi ve refah seviyesi olarak inişli çıkışlı zorlukları yaşadık, depremi, salgını yaşadık, dünyada ekonomik krizler yaşandı. Bunlara rağmen son 20 yıldaki ekonomik büyüme, son 100 yılın ortalamasının üzerinde olduğu bir performans ortaya kondu. Son 20 yıldaki ortalamayı Cumhuriyetten bu zamana tutturabilmiş olsaydık bugün Türkiye ekonomisi İtalya ekonomisinden büyük olacaktı. Bunun farkında olmak lazım. Elbette birçok şeyin kıymeti ardından hakkıyla anlaşılır. Dolayısıyla bunların içerisine Ayasofya'yı koyabilirsiniz, altyapı projelerini koyabilirsiniz. Eğitim sonuçlarını getiren şey sizin mevcut derslik sayısını ikiye katlamanız, mevcut öğretmen sayısını üçe katlamanız, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, sınıf başına düşen öğrenci sayısını, dünya standartlarının, Avrupa standartlarının üzerine çıkarmayı başarmanız ciddi bir altyapı olmadan mümkün değil. İstanbul Havalimanı yapılmasaydı ki, yapılmamasını savunan çok insan oldu. İstanbul Havalimanı yapılmasaydı 60 milyon turist Türkiye'ye gelir miydi? Dünyanın en çok gelinen şehirlerinden biri İstanbul olur muydu? Milli gelir içerisindeki oran itibariyle ARGE yatırımları neredeyse dörde katlanmış. Siz bu temelleri istikrarlı bir şekilde güçlendirdiğiniz zaman bunların sonuçlarını da vatandaş sağlamış oluyor.''

''Filistin meselesinin dünyadaki 1 numaralı savunucusu Tayyip Erdoğan'a, Filistin protestosu yapılabilmesini aklım hayalim almıyor. Biz ticareti kestik. Devlet kademesinden belgeli söylenen şeylere neden inanılmıyor? ''

''Tayyip Erdoğan'a Filistin protestosu yapılabilmesini benim aklım hayalim almıyor. Biz ticareti kesmişiz ki bizim İsrail ile ticareti kesmemiz iki yönüyle kolay bir şey değildi. Bunun bir tanesi bizim İsrail ile ciddi bir cari fazlamız vardı. Ekonomimiz için o cari fazladan feragat etmek önemli bir karardı. İsrail ile ilişkisi ve ticareti olan hiçbir Müslüman ülke bunu yapmadı. İkincisi bizim İsrail ile ticaretimizin içerisinde Filistinlilere giden mallar var. Biz Filistinlileri de bunlardan mahrum kalmayla karşı karşıya bırakmak zorunda kalmış olduk. Her şeye rağmen oradaki Filistinli şirketler Türkiye'den mal alabilsin diye uğraşlar var. Ama onun dışında İsrail zaten ticaretin bittiğini protesto ediyor, Dünya ticaret özgürlüğü bilmem ne diyor. Biz niye kendi insanımızı inandıramıyoruz? Benim aklım almıyor. Tamam anlatamıyoruz demek ki diyeyim, hadi o da işin bahanesi olsun. Duyduğunda da inanmamak nedir? Ya da sosyal medyada hiçbir dayanağı olmayan bir lakırdıya inanılıyor da devlet kademesinden belgeli, delilli söylenen şeye niye inanılmıyor? İsrail'in adeta bir numaralı hedefi haline getirdiği dışişleri bakanının, başbakanın doğrudan hedef aldığı Erdoğan'ın, Filistin konusunda yaranma kaygısı da yok. Bu gerçekten kabul edilebilir bir şey değil. Yani ben 2007 yılında açılıp kapanmış bir Manavgat suyu hadisesini bu devirde gündeme getiren rastladım. Çıkacaksın, bağıracaksın, çağıracaksın. Ya kardeşim sen neyin kafasındasın? Sen hala hiç olmamış bir şeyi nasıl bugün oluyormuş gibi konuşabilirsin? Ama diyor, yani böyle bir aşağılık kompleksi var. Biz muhakkak doğrusunu yapmıyoruzdur. Biz muhakkak kötüyüzdür, biz muhakkak beceremiyoruzdur. Beceriyoruz, çok iyi beceriyoruz. Buna inanmak niye bu kadar kötü? Niye yaptığımız doğru şeylerden kıvanç duyamıyoruz, övünemiyoruz. Niye? Türkiye'nin dışında yaşayan insanlar özeniyor bize. Hayırla yad ediyor, dua ediyor. Yani ben saysam bitmez tabii ki. Ama yazık günah ya. Filistin'deki şehidin annesi, babası Tayyip Erdoğan'a dua ediyor da sen kalkıyorsun Tayyip Erdoğan gerekeni yapmıyor falan diyorsun. Anlatamamakla açıklanabilir ama anlatamamanın yanında eşlik eden bir kompleks hali. İlla ben protesto edeceğim. Genç için muhalefet güzeldir. Genç muhalif olur. Genç işte sıra çizgi dışı olur. Ama kardeşim burada senin Tayyip Erdoğan'ın dünyaya muhalefet ediyor adam. Bununla niye mutlu olamıyoruz biz? Niye bu vagona takılıp da dünya muhalefetinin parçası olmayalım ki? 'Dünya 5'ten büyüktür' diyor. Her sene New York'a 'Dünya 5'ten büyüktür.' demeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler sistemi değişmeli diyor. Bu hakkaniyetsiz düzen bozulmalı, yerine düzgünü yapılmalı diyor. Ama onun muhalifleri kendilerine göre daha büyük muhalefet yapıyor. Bu komik geliyor bana. Tabii ki daha iyi anlatmak lazım. Tabii ki daha iyi ikna edici olmak lazım. Belki siyasi ağızlardan değil de entelektüel ağızlardan gelse daha kıymetli olur. Belli şeyleri hakkaniyetle okumak gerekiyor.''''Tabii ki helal etmiyorum. Helalleşme şöyle olur; benim hakkımı helal etme ihtimalim olan kişinin, çıkıp 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım.''

''Helalleşme şöyle olur; benim hakkımı helal etme ihtimalim olan kişinin, çıkıp 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım. Bizim ya da başörtüsü zulmünü yaşayanların hakkını helal etmeyeceği insanlar bununla yüzleşmemişler. Aynı kafadalar. Bunu yaşayanlar odaklarının zinde olduklarının farkındalar. Üsküdar Belediyesi önceden kadın ve erkeklerin ayrı saatlerde kullandığı yüzme havuzunu bir güne indirerek karışık şekilde girilecek politikasını uyguluyor. Havuz, rahmetli İlahiyat Profesörü Raşit Küçük'ün adını taşıyor. Helalleşmenin olması için hatayı yapanların 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ'yle ilgili kimsenin bir endişesinin kalmadığı zaman, tanımadığım insanlar 'Bilal bey hakkınızı helal edin' dediler. Niye deme ihtiyacı hissetmeden helal olsun dedim. Çünkü 'Size bir iftira atılmıştı bende inanmıştım hakkınızı helal edin bunların farkında değildim' anlamına gelen cümlelere çok rastladım.''

''İtalya'ya asistan olarak gittim. Hakan Uzan, 'Bilal Erdoğan kara para aklamak için İtalya'ya gitti' dedi. Rusya Sözcüsü 'Cumhurbaşkanının oğlu DEAŞ petrolünü dünyaya satıyor' dedi. İtalya'da bir anda 'DEAŞ petrolünü satan adam Bologna'da petrol satıyor' diye haberler çıktı.''

''Ben İtalya'ya asistan olarak gittim önce. Herhalde 2011 yılıydı. 2007 yılında bir dönem gitmiştim. Çünkü doktoraya Washington'da başlamıştım. Ama bu jet krizinin yaşandığı dönemleri hatırlayın. O sene Hakan Uzan, 'Bilal Erdoğan kara para aklamak için İtalya'ya gitti' dedi. Sanıyorum sosyal medyada önce birisini herhalde attırıyorlar sonra İtalya'da bir avukata bir dilekçe verdirtiyor. Tabii kara para suçlamaları soruşturma zorunlu olan önemli suç kalemlerinden bir tanesi olduğu için orada bir soruşturma, mahkeme dönemi oluyor. Sonra jet krizi. Ondan sonra bu sefer Rusya Sözcüsü Cumhurbaşkanı'nın oğlu DEAŞ petrolünü satıyor dünyaya dedi. Ondan sonra İtalya'da birdenbire DEAŞ petrolünü satan adam Bolonya'da doktora yapıyor falan diye haberler çıkmaya başladı. Bir taraftan dava süreci, bir taraftan jet krizi, ondan sonra bizim sınırımızda olan bazı olaylar, Bolonya'nın çok PKK destekçilerinin olduğu bir şehir olması falan. Okulun duvarına katil Erdoğan buradan defol yazdılar. Tam tezimi yazmaya başladığım dönem ders asistan olduğum için öğrencilerle çok iyi bir diyaloğum var ama o ertesi sene öğrenciler yeni öğrenciler beni tanımıyorlar çok fazla ben çünkü tez yazıyorum kütüphanede girip kitap okuyorum tez yazıyorum dolayısıyla o sene öğrenciler de bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı. Okul bu ilgiden memnun olmadı. Çocuğumuz orada anaokuluna gidiyordu, okuldaki veliler rahatsız oldu, buradan bir şey çıkar mı okula zarar gelir mi, okulda vandallar şehrin çeşitli yerlerine yazılar falan yazınca İtalyan Devleti koruma verince Türk Devleti'de koruma verdi. Yani yaşanmaz bir hale geldi. Ben o doktorayı sürdüremedim. Yani doktora da motivasyon işi. Buna konsantre olup adımları tamamlamanız gerekiyor. Göz önündesiniz, işaret ediliyorsunuz, tanınıyorsunuz, insanlar size tanınan biri olduğunuz için öyle değil böyle davranıyor. Bundan koparak kendiniz olma mücadelesi vermek çok zor. İşte güvenlik sebebiyle bazı kısıtlarınız her zaman için var.''

''Cumhurbaşkanımızın bugün yaptığı 10 işin ikisini yapacak başka kimse yok. Bunun için üzülüyorum.''

'' Ayasofya o kadar eski değil. Şunu söylüyorum bazen, bu sıralama olayını düşününce Cumhurbaşkanımızın yaptığı en önemli on iş diye sorsak bu onunu aynı dönemki siyasetçiler içinden kim yapardı deseniz, ikisini yapacak adam çıkmazdı diye üzülüyorum. Tayyip Erdoğan'dan sonraki yıllar için açıkçası kaygılanmayı gerektirecek bir durum. Biz yaşarken bunları kanıksıyoruz, bu kadar ekonomik gelişme, ülkenin dünyadaki etkinliğinin artması, bölgede önemli bir oyuncu haline gelmesi, Tayyip Erdoğan'ın karizmasıyla bütün liderlerin belli bir şekilde ona saygı duyması, onun sözüne itibar etmesi ve refah seviyesi olarak inişli çıkışlı zorlukları yaşadık, depremi, salgını yaşadık, dünyada ekonomik krizler yaşandı. Bunlara rağmen son 20 yıldaki ekonomik büyüme, son 100 yılın ortalamasının üzerinde olduğu bir performans ortaya kondu. Son 20 yıldaki ortalamayı Cumhuriyetten bu zamana tutturabilmiş olsaydık bugün Türkiye ekonomisi İtalya ekonomisinden büyük olacaktı. Bunun farkında olmak lazım. Elbette birçok şeyin kıymeti ardından hakkıyla anlaşılır. Dolayısıyla bunların içerisine Ayasofya'yı koyabilirsiniz, altyapı projelerini koyabilirsiniz. Eğitim sonuçlarını getiren şey sizin mevcut derslik sayısını ikiye katlamanız, mevcut öğretmen sayısını üçe katlamanız, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, sınıf başına düşen öğrenci sayısını, dünya standartlarının, Avrupa standartlarının üzerine çıkarmayı başarmanız ciddi bir altyapı olmadan mümkün değil. İstanbul Havalimanı yapılmasaydı ki, yapılmamasını savunan çok insan oldu. İstanbul Havalimanı yapılmasaydı 60 milyon turist Türkiye'ye gelir miydi? Dünyanın en çok gelinen şehirlerinden biri İstanbul olur muydu? Milli gelir içerisindeki oran itibariyle ARGE yatırımları neredeyse dörde katlanmış. Siz bu temelleri istikrarlı bir şekilde güçlendirdiğiniz zaman bunların sonuçlarını da vatandaş sağlamış oluyor.''

''Filistin meselesinin dünyadaki 1 numaralı savunucusu Tayyip Erdoğan'a, Filistin protestosu yapılabilmesini aklım hayalim almıyor. Biz ticareti kestik. Devlet kademesinden belgeli söylenen şeylere neden inanılmıyor? ''

''Tayyip Erdoğan'a Filistin protestosu yapılabilmesini benim aklım hayalim almıyor. Biz ticareti kesmişiz ki bizim İsrail ile ticareti kesmemiz iki yönüyle kolay bir şey değildi. Bunun bir tanesi bizim İsrail ile ciddi bir cari fazlamız vardı. Ekonomimiz için o cari fazladan feragat etmek önemli bir karardı. İsrail ile ilişkisi ve ticareti olan hiçbir Müslüman ülke bunu yapmadı. İkincisi bizim İsrail ile ticaretimizin içerisinde Filistinlilere giden mallar var. Biz Filistinlileri de bunlardan mahrum kalmayla karşı karşıya bırakmak zorunda kalmış olduk. Her şeye rağmen oradaki Filistinli şirketler Türkiye'den mal alabilsin diye uğraşlar var. Ama onun dışında İsrail zaten ticaretin bittiğini protesto ediyor, Dünya ticaret özgürlüğü bilmem ne diyor. Biz niye kendi insanımızı inandıramıyoruz? Benim aklım almıyor. Tamam anlatamıyoruz demek ki diyeyim, hadi o da işin bahanesi olsun. Duyduğunda da inanmamak nedir? Ya da sosyal medyada hiçbir dayanağı olmayan bir lakırdıya inanılıyor da devlet kademesinden belgeli, delilli söylenen şeye niye inanılmıyor? İsrail'in adeta bir numaralı hedefi haline getirdiği dışişleri bakanının, başbakanın doğrudan hedef aldığı Erdoğan'ın, Filistin konusunda yaranma kaygısı da yok. Bu gerçekten kabul edilebilir bir şey değil. Yani ben 2007 yılında açılıp kapanmış bir Manavgat suyu hadisesini bu devirde gündeme getiren rastladım. Çıkacaksın, bağıracaksın, çağıracaksın. Ya kardeşim sen neyin kafasındasın? Sen hala hiç olmamış bir şeyi nasıl bugün oluyormuş gibi konuşabilirsin? Ama diyor, yani böyle bir aşağılık kompleksi var. Biz muhakkak doğrusunu yapmıyoruzdur. Biz muhakkak kötüyüzdür, biz muhakkak beceremiyoruzdur. Beceriyoruz, çok iyi beceriyoruz. Buna inanmak niye bu kadar kötü? Niye yaptığımız doğru şeylerden kıvanç duyamıyoruz, övünemiyoruz. Niye? Türkiye'nin dışında yaşayan insanlar özeniyor bize. Hayırla yad ediyor, dua ediyor. Yani ben saysam bitmez tabii ki. Ama yazık günah ya. Filistin'deki şehidin annesi, babası Tayyip Erdoğan'a dua ediyor da sen kalkıyorsun Tayyip Erdoğan gerekeni yapmıyor falan diyorsun. Anlatamamakla açıklanabilir ama anlatamamanın yanında eşlik eden bir kompleks hali. İlla ben protesto edeceğim. Genç için muhalefet güzeldir. Genç muhalif olur. Genç işte sıra çizgi dışı olur. Ama kardeşim burada senin Tayyip Erdoğan'ın dünyaya muhalefet ediyor adam. Bununla niye mutlu olamıyoruz biz? Niye bu vagona takılıp da dünya muhalefetinin parçası olmayalım ki? 'Dünya 5'ten büyüktür' diyor. Her sene New York'a 'Dünya 5'ten büyüktür.' demeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler sistemi değişmeli diyor. Bu hakkaniyetsiz düzen bozulmalı, yerine düzgünü yapılmalı diyor. Ama onun muhalifleri kendilerine göre daha büyük muhalefet yapıyor. Bu komik geliyor bana. Tabii ki daha iyi anlatmak lazım. Tabii ki daha iyi ikna edici olmak lazım. Belki siyasi ağızlardan değil de entelektüel ağızlardan gelse daha kıymetli olur. Belli şeyleri hakkaniyetle okumak gerekiyor.''