Poyraz Karayel'in yıldızı Ali İl: ‘Hayatımda Sadreddin gibi insanlar var'
Yayın Tarihi: 27 Kasım 2024 Çarşamba 09:38:00
Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2024 Çarşamba 09:38:00
Holding dizisiyle ekrana dönüş yapmaya hazırlanan başarılı oyuncu Ali İl, seyirci tarafından halen Poyraz Karayel dizisindeki Sadreddin Umman karakteriyle anılıyor. Hayatında tıpkı Sadreddin gibi insanlar olduğunu ifade eden ünlü oyuncu, AKŞAM'a yaptığı açıklamada; Poyraz Karayel dizisiyle ilgili özel açıklamalarda bulundu.
Hüsna Köşger
Bazı oyuncular kariyerleri boyunca bir karakterle öyle bir özdeşleşir ki; onları andığınız zaman, oynadıkları rol de otomatik olarak aklınıza gelir. Ali İl de tam olarak bu isimlerden... Poyraz Karayel dizisindeki Sadreddin Umman rolüyle özdeşleşen sanatçı, bugün ismi her geçtiğinde akıllara direkt bu karakteri getiriyor. Başarılı bir oyunculuk geçmişine sahip olan ve çok yakın bir süre sonra Holding dizisiyle ekrana geri dönecek olan sanatçı, AKŞAM'dan Hüsna Köşger'in sorularını yanıtladı.
Sosyal medyada halen daha edit videoları paylaşılan, replikleri dillerden dile dolaşan Poyraz Karayel dizisinin bu denli sevilmesiyle ilgili konuşan ünlü oyuncu, 'O dizideki bütün karakterler, oynadıkça evrildi. Senaryo ortaya çıkan işten beslendi. Oyuncu, senaryodan beslendi. Birbirleriyle beraber beslenerek büyüyüp açıldı senaryo.' ifadelerini kullandı.
Holding dizisiyle ekrana dönüyorsunuz. Peki nasıl bir karakterde izleyecek seyirci bu projede sizi?
Hakan karakteriyle izleyecekler beni. Başrol karakter Aydan'a çok yakın, ona tutkuyla bağlı ve aşık bir karakter. İlk 3 bölümde gördüğüm kadarıyla; onun için hiçbir şey yapmaktan çekinmeyecek kadar gözü kara bir aşık. Daha önce bu kadar tutkulu bir adamı oynamamıştım ama tabii bu özelliği, adamın ileride nasıl aksiyon olabileceğine dair soru işaretleri barındırıyor. Çünkü tehlikeli ve kötü şeyler yapabilir, her şeyi yapabilir. Öyle bir karakterden bahsediyoruz. Çok heyecanlıyım, çok severim ne yapacağı belli olmayan karakterleri oynamayı.
'ERDAL ÖZYAĞCILAR'IN VARLIĞI, SETTE GÜVEN VERİYOR'
Projeyle ilgili dikkat çeken bir başka detaysa; duayen sanatçı Erdal Özyağcılar'la kamera karşısına geçiyorsunuz. Kendisiyle çalışmak nasıl bir duygu?
Erdal ağabey ile çalışmak müthiş bir duygu tabii ki. İsmi bile yetiyor, Yeşilçam kültüründen gelen müthiş bir oyuncu. Setteki varlığı bile herkesi çok rahatlatıyor... Henüz maalesef birlikte bir sahne çekemedik, tanışmış bulunduk ama. Bir sahnede yanımdan geçti sadece o kadar... Öyle tecrübeli bir isimle birlikte olmak tabii ki güven veriyor. Sette kendimizi güvende hissediyoruz, onunla da birlikte sahne çekmek için can atıyorum. İlk defa çalışıyorum kendisiyle, öyle kolay kolay denk gelinmiyor duayen isimlere.
'BÜTÜN KARAKTERLER OYNADIKÇA EVRİLDİ'
Poyraz Karayel'deki Sadreddin Umman karakteri sizinle özdeşleşmiş durumda. Karakteri çıkarırken kendinizden bir şeyler kattınız mı, Sadreddin Umman'da sizden ne kadar iz var?
Sadreddin karakteri benim için şu açıdan şanslı; seyirci tarafından beğenilmesini de buna bağlıyorum. Farkında olmadan hazırlandığım, ilgimi çeken bir karakter. Gerçek hayattaki karşılıklarını farkında olmadan çok fazla gözlemlemişim. Yoksa bana kişisel olarak çok uzak bir karakterdi, benzer olarak özelliklerimiz çok azdı aslında. Hatta ilk başlarda karakteri çıkarırken çok zorlandım. Benim gibi sakin mizaçlı bir karakter olmaya gidiyordu ama sonradan çizgisini bulduk çok şükür. Tanıdığım insanlara benzer Sadreddin, böyle tanıdığım insanlar vardı hayatımda. Rahmetli dayıma benzerdi... Bunları gözlemledim, gözlemlerden çıktı diyebilirim.
O dizideki bütün karakterler, oynadıkça evrildi. Senaryo ortaya çıkan işten beslendi. Oyuncu, senaryodan beslendi. Birbirleriyle beraber beslenerek büyüyüp açıldı senaryo. Bütün karakterlerde açılım oldu. Hepsi başından sonuna kadar değişim gösterdi. Senaristimizin de tabii büyük payı var bu işte. Seyircinin, karakterlerle birebir empati kurabildiğini de düşünüyorum.
'Mesleğinizi belli bir noktadan sonra profesyonel olarak yapmak istiyorsanız, özellikle; tiyatro için. Öğrenmeniz gereken bir sahne eğitimi var' şeklinde bir açıklamanız var.
Maalesef son dönemde özellikle sosyal medya takipçi sayısına bakılarak oyuncu seçiliyor. Bu konu hakkında düşünceniz nedir? Kriter soysal medya takipçi sayısı mı olmalı yoksa eğitim mi?
Takipçi sayısı olmamalı tabii ki. Eğitim her meslekte lazım, bizim işimizde de lazım. Ama bunun için; illa ki okulda eğitimini almalısın gibi bir şey söyleyemeyeceğim açıkçası. Yaptıkça öğrenilen bir iş. Sette, sahnede de öğrenebilirsiniz. Ama burada, almanız gereken temel bir oyunculuk eğitiminin olması gerektiğini düşünüyorum.
Sosyal medya kısmına gelirsek... Bunu hep beraber yaşayıp görüyoruz, daha önce tecrübe ettiğimiz bir durum değil. Ağabeylerimiz, ablalarımızdan bu durumla ilgili ne yapabiliriz gibi bir nasihat de alamayız, kimseden öğrendiğimiz bir şey değil. Sosyal medya, Instagram şaşırtıcı bir şekilde büyüyor, hepimizin hayatına giriyor. Ve buna engel olamayacağız, bütün mesleklerde-işlerde bunun etkisini görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz gibi geliyor. Yapımcı dediğimiz insan iş insanıdır, para kazanmak ister. Neye göre karar veriyor? Para kazanmaya göre karar verdiği için, vardır bir bildikleri. Sosyal medyası iyi olduğu için oynayan oynayan insanlar var mı, var. Tek bir paylaşımıyla 5 milyon insana da ulaşabiliyorsa, onun bir getirisi vardır diye düşünüyorum. Ama sosyal medyada aktif olmak, oyunculuk yapmak için tek başına yeterli bir kriter değil tabii ki.
'KİMLER ÇIKIYOR SAHNEYE, SALİH KÖŞELİ DÜŞÜNMÜŞ'
Salih Bademci'nin, 'Her oyuncu tiyatro sahnesinden geçmemeli. Yeten geçmeli, yetmeyen geride kalıp seyirci olarak izleyebilir. İzleyici olarak başımızın üzerinde yeri var, herkes yapmasın ne olur. Gerek yok, herkes her şeyi yapacak diye bir şey yok' şeklinde bir açıklaması oldu.
Bu görüşe katılır mısınız? Dizi oyuncuları sırf popüler oldukları için sahnede yer almalı mı yoksa, sahnenin asıl sahipleri eğitimli oyuncular mıdır?
Böyle bir şey söyleyemem. Tiyatro yapmak kötü bir şey değil, ne olursa olsun sahneye çıkmak istiyorsa bir insan, bence çıkmalı. Seyirciyi tiyatro sahnesinde kandıramazsınız zaten, bir tiyatro oyununda yer alırsınız ama eğitimsiz, tecrübesiz bir şekilde haddin olmayan bir rolü oynamaya kalkarsan ilk oyunda alırsın cevabını, büyük rezillik yaşayabilirsin. Sahneye çıkmamalı diye bir şey söyleyemem, kimler çıkıyor sahneye. Salih köşeli düşünmüş biraz ama. Bence canı isteyen yapabilir.
Kumaşı her karaktere uygun oyunculardansınız? Peki size; iyi bir karakteri oynamak mı daha keyif veriyor yoksa kötü ruhlu bir karakteri mi?
Kötü karakter oynamayı daha çok seviyorum ama kötü karakterin de başarılı olmasını istiyorum. Kötülük yapabilsin yani, kötülük yapamayan bir kötü olduğu zaman keyifsiz oluyor. İyi karakter kötü karakter diye de ayırmamak lazım aslında ama aldığı aksiyonu sonuna kadar götürebilen karakterleri oynaması keyifli oluyor, seviyorum kötü karakterleri oynamayı.
Projelerinizi seçerken özellikle belirlediğiniz bir kriter var mı?
Bir sürü kriterim var. Yapımcı, yönetmen... Mesela kimlerle oynayacağım benim için çok önemli.
Rolünüzü, setteki rol arkadaşlarımıza göre mi seçiyorsunuz?
Rol arkadaşlarım benim için çok önemli. Rol arkadaşlarımı ilk önce merak ederim ve sorarım işin doğrusu. Sette oyuncular arasındaki enerji, işe çok fazla yansıyor. Onu beraber inşa edebileceğin insanlarla birlikte çalışmak çok avantajlı oluyor, diziye katkısı oluyor. Öbür türlüsü tam tersi aşağıya doğru götürebiliyor, o yüzden kimlerle oynayacağıma çok önem veriyorum.