Hayatlara dokunan akşam yemeği
Yayın Tarihi: 08 Ağustos 2024 Perşembe 21:59:00
Güncelleme Tarihi: 08 Ağustos 2024 Perşembe 21:59:00
Bursa Mudanya'da yaşayan iş adamı Onur Özkul, evinde her ay iki akşam verdiği davette bağışçı misafirleri bir araya getiriyor.
Elde edilen gelirle lösemili çocukların hayatına dokunuyor. Gıda alanında faaliyet gösteren bir şirkette icra kurulu başkanı olan 46 yaşındaki Özkul, bu sene başlattığı "Yemek ve Ötesi" adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında misafirlerini 15 günde bir çarşamba akşamları Mudanya ilçesindeki evinde ağırlıyor.
Kontenjanı 6 kişiyle sınırlı olan yemek günü geldiğinde, Özkul ve çalışanları saatler öncesinden hazırlık yapmaya başlıyor. Dünyanın farklı ülkelerinde denediği yemeklerden esinlenerek oluşturduğu menüdeki yemekleri açık mutfakta pişiren iş adamı, müzik eşliğinde konuklarına unutamayacakları bir akşam yaşatıyor. Gece sonunda ise dernek temsilcisi, yemeğe gelerek bağışta bulunan 6 davetliye sertifikalarını takdim ediyor.
Bazı kişi ve kuruluşların da destek verdiği projede, başlangıçta her bir yemeğin bedeli 6 kişi için toplam 30 bin lira iken şu ana kadar en yüksek rakama 200 bin lira ile ulaşıldı.
Şimdiye kadar 10 yemek davetinden elde edilen ve Bursa Lösemili Çocuklara Yardım Derneğine (Bursa LÖDER) aktarılan bağışlarla, onlarca lösemili çocuğun üst düzey tetkiklerinin yapılmasına katkıda bulunuldu.
En iyi yemeklerle en yüksek bağış
Onur Özkul, aslen Balıkesirli olduğunu ancak 27 yıl önce üniversite eğitimi için geldiği Bursa'da yaşamını sürdürdüğünü söyledi. Proje fikrinin arkadaşlarıyla buluştuğu bir yemekte ortaya çıktığını belirten Özkul, destekçi kişi ve kuruluşların tanıtım, malzeme ve iş gücü temini gibi konularda emek verdiklerini dile getirdi. Ne kadar çok çocuğun tedavilerine katkıda bulunabilirse o kadar mutlu olacağını vurgulayan Özkul, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğru kişileri bu alanda buluşturmamız gerekiyor. Onlara en iyi yemeği sunmamız gerekiyor. En iyi yemekle en yüksek bağışı toplamamız gerekiyor. Bununla da bu faydayı aktarabilmemiz gerekiyor. En büyük hedefimiz dünyanın en pahalı yemeklerini yapabilmek, o parayı da ihtiyacı olan çocuklarla buluşturabilmek. Diğer bir hedefim de aslında bu işin rol model olması, insanların bireysel edinimleriyle maddi edinimleriyle değil de bireysel kabiliyetleriyle topluma faydalı olabilecek şekilde bir şeyler yapmaya başlaması. Bu hem maddi açıdan insanı daha az yoran hem de manevi açıdan birebir içinde olduğu için daha çok tatmin eden bir şey. Umarım bu projeyle bazı insanlara örnek olabiliriz."