0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

İnanacak mıyız?

İnsanoğlu genelde algıda seçicilik yapar ve olumsuzlukları daha çok görür. Eleştiri, her daim daha kolay gelmiştir insana. Bana sorarsanız, hayattaki en kolay şey muhalefet etmektir. Muhalefet kanadındaysan oh ne ala... Muhalefet konfor alanıdır. Sakın siyasetten bahsettiğimi sanmayın. Siyasetteki muhalefeti konuşmaya lüzum bile yok, hali pür melali ortada zaten. Her sabah akşam yeterince akil insan, siyaseti orasından burasından çekiştiriyorlar. Birilerine göre, üzerimize vazife olmayan siyaset konusunu o birilerine bırakalım isterler. Bırakalım, kendileri çalsınlar oynasınlar. Efendim, benim bahsettiğim muhalefet hayatın içinde olan, hepimizin kıyısından köşesinden de olsa uzak kal(a)madığımız muhalefet türü. Futbolda bir şey olur, uzmanıymışız gibi muhalefet ederiz kararlara. Aynı futbol gibi, memleketimizde herkes siyaset erbabı olduğu için, hemen her konuya muhalifiz. Belediyede bir işimiz olur canımızı sıkan bir durumla karşılaşırız, muhalefet ederiz (çoğu zaman haklı oluruz orası ayrı mesele). Devlet dairesinde işimiz olur, muhalefet ederiz. Bu tür örnekler bitmek bilmez, ama lüzumu yok 60 saniyelik bir beyin fırtınasıyla, eminim sizlerde de bir ton örnek vardır. Lakin yanlış şeylere muhalefet ettiğimizi, muhalefet ettiğimiz şeylerin çoğunlukla kişisel kızgınlıklarımız ve kırgınlıklarımız olduğunu fark edemiyoruz. Günlük hayattaki kişisel kırgınlıklar... Ve birkaç dakika sonra sinirimiz geçince günlük hayatın önümüze getireceği yeni kızgınlıklara muhalefet etmek için, akan hayatta biz de sürüklenip gidiyoruz.

Aslında, gelmeye çalıştığım konu, haklı muhalefetlerimiz. Birileri kızmasın, alınmasın diye, bir çoğunun dillendiremediklerini dillendirmek. Memleketimizin selameti, çoluk çocuğumuzun sağlığı, insan gibi yaşamak olgularına riayet edebilmek için dillendirilmesi elzem olan konular... Bu köşede birbirinden çok farklı, dünya gündeminde olup da memleketimizde önem verilmeyen, fark edilmeyen, belki de fark edilmesi istenmeyen, birilerinin engellemeleri sayesinde gözden kaçan konuları okuyorsunuz. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) denen sağlığımızı çok düşünen örgütün (!) neler yaptığı ve neler planladığını, İklim Krizi adı altında gelecekte bizleri nelerin beklediğini, kültürdeki yozlaşmalar, moda, futbol, siyaset bir çok farklı alanda gördüğümü, duyduğumu, hissettiğimi sizlerle paylaşıyorum. Biliyorum ki, birileri çok kızıyor. Biliyorum ki, bunları dillendirmesem çok daha iyi olacak. Gönül ferman dinlemiyor, söylesem tesiri olur mu bilmem, ama sussam gönül razı değil.

Her zaman diyorum, dünya top yekun çıldırdı. Bir çıldırma, değişim, dönüşüm hali yaşıyor insanlık. Öylesine hazırlıksız yakalandı ki insanoğlu, başı kesilmiş horoz gibi oraya buraya çarpıyor. Bizler de bakalım nihayetinde ne olacak diye, çaresiz izliyoruz. 3. Dünya Savaşı mı çıkacak; laboratuvar da üretilen et mi yedirecekler, uçaklar yoluyla iklimi bile değiştirebilme kudretine gerçekten eriştiler mi (Chemtrails); göz göre göre bebekleri katleden soykırımcı bir ülke amacına ulaşacak mı; cinsiyetleri hakikaten de ortadan kaldıracaklar mı (Gender)? gibi kulağı tırmalayan, 20 yıl önce bilim kurgu türünde filmlerde izleyip de "Ne enteresan hayal dünyaları var adamların" diye yorumlar yaptığımız konular, geldi kapımıza dayandı! Ve kısa vadede özümsüyoruz da. Yani, küçük bir şaşırma oluyor tabii, ama çok kısa sürede kabulleniyoruz, özümsüyoruz ve hayatlarımıza devam ediyoruz. Bakalım, sıradaki ne olacak diye bekliyoruz. Yazıya, muhalefet diye başladım. Neden muhalefet dediğimi anladınız sanırım. Bütün bunlara muhalefet etmek ZO RUN DA YIZ! Ne yapabiliriz, gücümüz neye, ne kadar yeter bilemiyorum. Lakin, uysal koyun değiliz, bu dayatmalara bu deliliklere karşı elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Dünyada bu deliliklere sesini çıkartan elbette, çok insan var, gel gelelim karşı taraf öylesine kuvvetli ki; medya, moda, futbol, siyaset her şey ellerinin altında ve bu güçlere karşı gelmek yel değirmenlerine karşı kılıç sallamaktan farksız gibi gelebilir. Gardımız düşebilir, fakat yeniden ayağa kalkıp, bu ruh hastalarının insan fıtratının tamamen tersine yaptıkları şeylere karşı kılıçlarımızı sallamalıyız. Böyle durumlarda, benim hiç unutmadığım unutmamın da mümkün olmadığı başkanım, ağabeyim, liderimin bir sözü, kulaklarımda her daim yankılanır, "İnanmış insanın karşısına çıkaracakları silahı daha üretemediler." Hayırlı Pazarlar.

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

İnanacak mıyız?

30 Haziran 2024

Yeni Franz Ferdinand kim?

27 Haziran 2024

Yeni normalimiz bu mu?

25 Haziran 2024

Gazze Bezi (Gazlı Bez)

23 Haziran 2024

Yeni kurban Tunahan!

20 Haziran 2024

Türk'üm Türk Milliyetçisiyim

18 Haziran 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX