Yayın Tarihi:
13 Mayıs 2020 Çarşamba 07:16:00
70 sene sonra 14 Mayıs beyaz ihtilali
Evet, güncel siyasi hayatın hırgürü içinde unutulan bir olgu yaklaşıyor.
*
Yarın 14 Mayıs... Yani 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti’nin sandık yoluyla 27 senelik tek parti diktatörlüğünü yıktığı tarih.
*
27 senelik tek parti diktatörlüğünün kansız ve kavgasız şekilde demokratik yollarla devrildiği tarih 14 Mayıs 1950. İşte o yüzden Beyaz İhtilal...
*
Rahmetli Adnan Menderes’in arkasına milleti alarak sabırla ve metanetle verdiği mücadele ile 14 Mayıs 1950 zaferi yani Beyaz İhtilal yaşanabilmiştir. 27 Mayıs ise bir karşı-ihtilaldir.
*
Maalesef 27 senelik tek parti diktatörlüğü zihniyeti de bu beyaz ihtilalden hıncını 10 sene sonra aşağılık bir askeri darbe ile ve Adnan Menderes’i idam ederek almıştır. 27 Mayıs 1960 alçaklığıyla.
*
Türk siyasi hayatının en temeldeki kavgası hala aynıdır. İş döner dolaşır aynı yere gelir.
*
14 Mayıs beyaz ihtilali ile 27 Mayıs askeri ihtilali arasındaki mücadele hala bitmemiştir Türkiye’de. Bu siyasal hakikati ileriki yazılarımızda da anlatacağız.
*
1950'de Demokrat Parti 27 senelik tek parti diktatörlüğünü demokratik yolla devirdiğinde tüm millet tarafından meydanlarda haykırılan tek bir sloganı vardı...
*
Türkiye toplumu o dönem çok yoksuldu ve şüphesiz ekonomik olarak zenginleşmek istiyordu ama bu slogan kalkınma ve iktisadi büyüme ile ilgili değildi...
*
Türkiye toplumu tek parti diktatörlüğünün baskılarına ve zorbalıklarına karşı hürriyet de istiyordu ama bu slogan insan hakları ve özgürlüklerle ilgili de değildi...
*
Türkiye toplumu tek parti diktatörlüğünün adaletsizliklerinden ve hukuksuzluk rejiminden de bıkmıştı ve adalet talep ediyordu. Fakat bu meşhur slogan hukuk ve adaletle ilgili de değildi...
*
Türkiye toplumu tek parti elitlerinin değişmez imtiyazlarından da usanmıştı ve eşit yurttaşlık yani siyasi eşitlik de istiyordu. Fakat bu tarihe geçen slogan eşitlik ile ilgili de değildi...
*
Türkiye toplumu tüm bu değerleri talep ediyordu ama tüm bunların ötesinde ve tüm bu değerlerin hepsinin toplamından daha fazla tek şey istiyordu...
*
İşte o tarihe geçen slogan bu talebi ve bu özlemi yansıtıyordu.
*
O sebeple bu slogan inanılmaz tutmuş ve kısa zamanda aşırı popüler hale gelmişti.
*
Yeter! Söz milletin!
*
Yani bu ülkeye dair sözleri millet sandıkta söylemek istiyordu.
*
Bu ülkeye dair kararları millet sandıkta bizzat kendi belirlemek istiyordu.
*
Kendi iradesinin üzerinde bir vesayet gücü istemiyordu. 27 Mayıs 1960 işte bu slogandan intikamını almıştır.
*
Her şeyden ve her şeyden önce bu millet demokratik seçimleri istiyordu.
*
İstediğini demokratik yolla getirmek ve istediğini demokratik yolla göndermek istiyordu.
*
Demokrat Parti ve Adnan Menderes işte bu yüzden hala unutulmuyor.
*
Yeter! Söz milletin dediği için unutulmuyor...
*
Sonrasında milletin olan söz ve karar yetkisi alçakça darbelerle vesayet kurumları tarafından ele geçirildi.
*
Peki şimdi 2020 senesinde yani 70 sene sonra bu vesayet sarmalı bitti mi? Bu vesayet düzenini bitirmeyi ve demokratik hukuk devleti olmayı başarabildik mi?
*
Bu sorunun cevabını da siz okuyucularıma bırakıyorum. 70 sene sonra beyaz ihtilalin yıldönümünde bu mevzuyu yeniden tefekkür etmeliyiz.