Yayın Tarihi:
09 Aralık 2018 Pazar 08:00:00
Kalp ve akciğer hastalarında dişeti iltihabı
Ateroskleroz, orta ve büyük çaptaki arterlerin aterom plağı ile tıkanmasıdır. Kalp krizi (myokard enfarktüsü) ateroskleroz oluşumunun komplikasyonudur. Dişeti hastalıkları ve koroner kalp rahatsızlıkları arasındaki ilişkiyi üç başlık altında inceleyebiliriz.
1) Etiyolojik benzerlik: Her iki hastalıkta rastladığımız benzer öğeleri şu şekilde sıralayabiliriz. Yaşlı, erkek, sosyo-kültürel düzey düşük, sigara içen ve stres altındaki bireyler.
2) Genetik ilişki: Hücrelerden salgılanan sitokinler ateroskleroz ve dişeti iltihabının başlangıcında kritik rol oynar.Genetik olarak bazı bireylerde bakterilere karşı aşırı iltihabi cevap gelişir ve yüksek oranda iltihabi medyatör salgılanır. Bu yogun iltihabi cevap ateroskleroz ve dişeti iltihabı ile sonuçlanabilir.
3) Mikrobiyolojik ilişki: Diş yüzeyinde yer alan diş plağında bulunan bakteriler trombosit birikimini uyarır. Trombosit birikimi aterom plağı ve trombo-embolik olayların oluşumunda rol oynayabilir.
Ağız içi enfeksiyonlara sahip bireylerde, enfeksiyonun görülmediği bireylere kıyasla yüzde 30 daha fazla myokard enfarktüsüne rastlanmıştır. Dişeti iltihabı olan bireylerin olmayan bireylere göre koroner kalp hastalığına yakalanma riski yüzde 25 daha fazladır. Dişeti iltihabı olan 50 yaşından genç erkekler dişeti bakımından sağlıklı hemcinslerine göre yüzde 72 daha fazla koroner kalp hastalığına yakalanma riskine sahiptirler.
Kronik bronşit
Pnömoni ve kronik obstrüktif pulmoner hastalıklar (kronik bronşit ve kronik amfizem) gibi solunum hastalıklarında bakteriler orofaringsten alt solunum yollarına doğru aspire edilir. Oral kavite akciğerlerle olan anatomik devamlılığı nedeniyle solunum yolu patojenleri için potansiyel rezervuardır.
Periodontal hastalığı olan kişilerin tükürüklerinin soluk borusuna aspire edilmesi ile anaerobik akciğer enfeksiyonları gelişebilmektedir. Oral hijyeni kötü olan yüksek risk grubu hastalarda mikrobiyal dental plak solunum yolu patojenleri için rezervuardır. Yoğun bakım ve evde bakım gerektiren hastalar gibi yüksek risk grubu hastalarda pnömoniye neden olan solunum yolları patojenleri ağızda kolonize olurlar. Bu nedenle oral hijyenin uygun hale getirilmesi çok önemlidir.
Ağız içi bölgesi yoğun mikrop faaliyetlerinin olduğu her türlü dış etkiye açık bir alandır, başta diş ve diş eti olmak üzere birçok hastalığa ev sahipliği yapar. Dişlerde başta çürük olmak üzere, diş kökü iltihabı, ilerleyen dönemlerde apse ve kist oluşumu gibi hastalıklar bu bölgede ciddi problemler oluşturmaktadır. Ayrıca diş eti hastalıkları, dişi çevreleyen ve destekleyen dokuları etkileyen bir enfeksiyon hastalığı olarak hiç çürüğü olmayan dişlerin bile kaybına yol açar.
Diş ve diş eti hastalıklarının etkileri bu bölgeyle sınırlı kalmayıp bazı sistemik hastalıklar için de risk oluşturmaktadır. Bu ilişki geçmiş tarihlerden günümüze kadar araştırılmıştır. Geçmişte, bu ilişki ağızda yer alan bakterilere ve bu bakterilerin neden olduğu fokal enfeksiyona bağlanmıştır. Günümüzde ise bu ilişki bilimsel temellere dayalı olarak daha detaylı biçimde incelenmektedir. Diş ve diş eti hastalıkları kalp hastalıkları, hamilelik, diyabet ve solunum yolu hastalıkları için risk faktörüdür.
Ağız içi enfeksiyonuna sahip bireylerde, enfeksiyonun görülmediği bireylere kıyasla yüzde 30 daha kalp krizine rastlanmıştır. İleri derecede diş eti iltihabı ve diş hastalıkları olan bireylerin sağlıklı bireylere göre kalp hastalığına yakalanma riski yüzde 25 daha fazladır. Yine ileri derecede diş eti iltihabı olan 50 yaşından genç erkekler sağlıklı hemcinslerine göre yüzde 72 daha fazla kalp hastalığına yakalanma riskine sahiptirler. Yine ileri derecede diş eti iltihabı ve diş hastalıkları olan annelerde erken doğum ve düşük doğum ağırlığı ve anne karnında bebek ölümü gibi problemler görülmektedir.
Şiddetli seyreden diş eti iltihapları ve diş hastalıkları diyabetin kontrolünü olumsuz yönde etkilemektedir. Diş eti tedavisi sonrasında diyabetli hastaların kan değerlerinin kontrolünde düzelme olduğu da ortaya konulmuştur. Diş ve diş eti hastalığı olan kişilerin tükürüğü solumaları ile akciğer enfeksiyonları gelişebilmektedir. Ağız hijyeni kötü olan yüksek risk grubu hastalarda dişte biriken plak solunum yolu hastalıklarını tetikleyen mikroplar için kaynak görevi görür.
Yoğun bakım ve evde bakım gerektiren hastalar gibi yüksek risk grubu hastalarda akciğer hastalıklarına yol açan bakteriler ve virüsler ağızda birikirler. Bu nedenle ağız içi hijyenin uygun hale getirilmesi çok önemlidir. Yüksek risk grubuna giren sistemik rahatsızlığı olan hastaların tedaviye başlamadan önce diş tedavilerine başlayarak oluşturacağı risk faktörlerini ortadan kaldırmaları önerilmektedir.